Prostat ve meme kanserinin, Afrika kökenli Amerikalılarda beyaz Amerikalılardan daha fazla ölüme neden olduğu yapılan bir araştırma ile duyurulmaktadır (New Scientist, 19.05.2008, p8). Elde edilen bulgulara göre; iki ırk arasında görülen kanserle ilgili anahtar görevi gören genlerin aktiviteleri arasındaki farklılıklara, beyaz ve siyah insan arasındaki ırksal yapının sorumlu olabileceği şeklinde yorumlar yapılmaktadır.
Nitekim elde edilen bulgular, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan siyah ırktan erkeklerin prostat kanserine yakalanma riskin beyazlardan yüzde 60 daha fazla olduğunu ve bu hastalıktan ölüm oranın da iki kat daha fazla görüldüğünü ortaya koymaktadır.
Şimdiye kadar, beyaz ırk ile siyah ırk arasındaki bu farkın sosyoekonomik koşullardan kaynaklandığı şeklinde izah edilmeye çalışılmıştır. Fakat, Amerikan Kanser Araştırmaları Birliğinin 15 Nisan 2008 tarihinde San Diego’da yaptığı yıllık toplantısında, beyaz ve siyahlardaki tümörlerin biyolojik farklılıklarına büyük bir bölüm ayrılmış ve iki ırk arasındaki farklılıklar kesin olarak ortaya konmuştur. Konuyu inceleyen araştırıcılar siyah ve beyazlardan alınan tümörlerde aktiviteleri farklı farklı olan 160 gen tespit etmişlerdir ve bunların büyük bölümünün kişideki immüniteyi düzenlemekle görevli genler olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bu genlerin bir kısmı da virüs gibi enfeksiyonlara karşı savunma oluşturma görevi üstlenmiştir. Elde edilen tüm bu bulgular sonucunda, Afrika kökenli Amerikalıların beyaz Amerikalılara göre muhtemelen kanser yapan ve hâlen ne olduğu da bilinmeyen virüs enfeksiyonlarına daha çok yakalanmakta olabileceği yargısına ulaşılmıştır. Gelinen bu noktadan sonra araştırıcılar artık bu konuya daha çok yoğunlaşmış durumdadırlar.
Araştırıcıların ortaya koyduğu bir diğer ilginç bulguya göre; Afrika kökenli Amerikalı erkeklerin bu şanssızlığına karşın, Afrika kökenli Amerikalı kadınlar beyaz Amerikalı kadınlara göre biraz daha az meme kanserine yakalanmaktadır. Fakat bu avantaja rağmen siyah kadınlar daha genç kansere yakalanmakta ve hastalık bu grup kadınlarda daha öldürücü olmaktadır. Araştırıcılar beyaz ve siyah Amerikalı kadınlardan elde edilen tümörlerde 65 farklı gen aktivitesi bulmuşlar, fakat bu kez, erkeklerde olduğu gibi immünite ile ilişkisi gösterilememiştir.
Sonuç olarak, bazı genlerde ortaya çıkan mutasyonların, genlerin “epigenetik” olarak değiştirilmesi ya da düzenlenmesiyle ilişkili olabileceği ortaya konmuştur. Bilindiği gibi, Orta Afrika’daki siyah toplumda HbS heterozigotları, Plasmudium falciparum sıtma parazitine karşı daha dirençlidirler. Bu bir “heterozigot” ya da “siyah ırk avantajı” olarak kabul edilmektedir. Fakat bu kez siyah insan avantajını kansere karşı koruyamamaktadır (New Seientist, 19 April 2008, p8).
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.