Geçenlerde Medimagazin’de Sayın Sağlık Bakanının bir demecini okudum. Bir bölümü aynen şöyle; “… Ama zaten normalde tam gün çalışmayan doktorların üniversite hastanelerinde ameliyat yapmaları yasak değil. Doğrudan bu doktorlar üzerinden fatura yapılması yasak…” Diğer taraftan 26.08.2011 günü yürürlüğe giren 650 sayılı KHK’nin 40. maddesinin bir bölümü aynen şöyle; “… Ancak öğretim üyeleri, yükseköğretim kurumlarında yalnızca eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunmak ve döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen hizmetlerde çalışmamak kaydıyla mesai saatleri dışında yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde meslekî faaliyette bulunabilir ve meslek veya sanatlarını serbest olarak icra edebilir…” Yürütme erkinin bir sayın üyesinin verdiği demeç ve yürütme erkinin yasalaştırdığı 650 sayılı KHK’nin 40. maddesi ortadayken aklıma bazı sorular takıldı:
Soru 1: Şu anda mesai saatleri dışında özel çalışan bir öğretim üyesi bir üniversite hastanesinde dilediği şekilde ve istediği kadar muayene, ameliyat vs. yapabilir mi? Yaparsa bunların faturalandırılması nasıl yapılır? Bu işlemler faturalandırılamazsa bu üniversite hastanesi için kabul edilebilir bir durum mudur? Başka bir öğretim üyesi üzerinden faturalandırma yapılırsa bu hem yasa ve yönetmeliklere hem de etik kurallara uygun mudur? Bu muayene, ameliyat vs. gibi etkinlikleri yapmak için öğretim üyesinin herhangi bir resmi kurumdan izin alması gerekir mi? İzin almak gerekiyorsa bu işlemleri izin almadan yapanlar hakkında ne gibi idari ve yasal işlemler söz konusu olur? Böyle bir izin gerekiyorsa 650 sayılı KHK yürürlükteyken hangi yasal gerekçelerle bu izin verilir?
Soru 2: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 22. maddesine göre öğretim üyelerinin görevleri arasında önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde eğitim-öğretim ve uygulamalı çalışmalar yapmak ve yaptırmak vardır. Mesai saatleri dışında özel çalışan bir öğretim üyesinin 2547 sayılı Yasa’ya göre görevi olan lisansüstü düzeyde muayene, ameliyat vs. gibi uygulamalı çalışmalar yapması ve yaptırması 650 sayılı KHK’ye uygun mudur, yoksa değil midir?
Soru 3: Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün tam gün yasa tasarısının TBMM Başkanlığına 26.05.2009 gün ve 2257 sayılı sevk yazısında yasanın genel gerekçelerinden birisinde üniversitelerde genel olarak öğretim üyelerinin yarı zamanlı çalışmalarının eğitim, öğretim ve araştırma etkinliklerinde verimsizliğe yol açtığı ve bu verimsizliğin giderilebilmesi ve üniversitelerin gerçek görevlerini yürütebilmesi için öğretim üyelerinin tüm birikimlerini tam zamanlı olarak üniversiteye vermeleri gerektiği vurgulanmıştır. Yasanın tümüyle yürürlüğe girdiği 01 Şubat 2011 sonrasında tıp fakültelerindeki eğitim-öğretim etkinliklerinde gözle görülür bir verimlilik artışı yaşanmaya başlamış mıdır? Yapılan bilimsel araştırmalarda ve bunlardan üretilen bilimsel yayınlarda nicelik ve özellikle de nitelik olarak bir yükselişin ilk bulguları alınmaya başlamış mıdır? Yeni katkıya dayalı ek ödeme sisteminde bu kadar önemli olan eğitim-öğretim ve araştırma etkinlikleri en azından verimliliği artırmak adına hak ettikleri değeri bulabilmiş midir?
Soru 4: 01 Şubat 2011 öncesine göre tıp fakültesi öğretim üyelerinin toplam döner sermaye ek ödemelerinin (01 Şubat 2011 öncesindeki sabit ve özel işlem ödemeleri toplamı) ortalaması artmış mıdır, azalmış mıdır, yoksa aynı mı kalmıştır? Tam gün yasası sonrasında daha önceleri zaten tam gün çalışıp üniversite dışında özel sağlık hizmeti vermeyen öğretim üyeleri maddi açıdan mağdur olmuşlar mıdır? Hangi ana bilim dallarında çalışan öğretim üyelerinin maddi kaybı olmuş, hangi ana bilim dallarında çalışan öğretim üyelerinin ortalama maddi kazancı artmıştır? Şu dillerden düşmeyen aylık kazanç olan 17.000 TL’yi alan öğretim üyesi sayısı kaçtır ve eğer aldılarsa bu miktarı kaç ay alabilmişlerdir? Tıp fakültesi öğretim üyelerinin tam gün yasası sonrası memnuniyeti artmış mıdır?
Soru 5: Üniversite hastanelerinde sunulan sağlık hizmetlerinin niteliği ve hastaların memnuniyeti artmış mıdır? Bir kısım hasta ve hasta sahibinin “üniversite hastanelerinde artık tüm profesör ve doçent öğretim üyelerinin tüm hastaların muayene, tetkik ve tedavi işlemlerini birebir, baştan sona kendilerinin yürütecekleri yönündeki düşünceleri” ne ölçüde yaşama geçirilmiştir? Daha önce tedavilerini yapan öğretim üyelerine emeklilik, istifa, 650 sayılı KHK gibi çeşitli nedenlerle artık kamu üniversite hastanelerinde ulaşamayan hastaların memnuniyet durumu nedir?
Şimdilik kafamdaki sorular bu kadar… Sorularımı duyup, ellerinde var olan verilerle yanıt verecek olan herkese bugünden çok teşekkür ederim…