Bugün için dünyanın ve özellikle de İslam âleminin çeşitli yerlerinde çok sayıda sorunlar yaşanmaktadır. İslam âlemine ve çevremize bakıp değerlendirdiğimiz zaman, insanlarda hem bireysel, hem aile ve hem de toplumsal buhran ve bunalımların, psikolojik, sosyolojik, ekonomik, sosyal ve siyasal problemlerin yaygın bir şekilde var olduğunu görmekteyiz. Hiç kimse bu gerçeği inkâr edemez.
Elbette bu sorunların çözüm yolları vardır. Ben, her konuda olduğu gibi bu sorunların çözüm yollarını da Kur’an ve sünnet ölçüleri dâhilinde değerlendiriyorum. Bu çözüm yollarını kısaca şöyle özetlemek istiyorum:
Allah Rabbülalemîndir. Yani tüm âlemlerin rabbidir. Allah her cinsin, her ırkın, her rengin, her inanç mensuplarının rabbidir, sahibidir. İnsan olarak herkese eşit düzeyde hak, hukuk ve adaleti emretmektedir. Örnek olarak ben, insanlar arasında şu veya bu nedenden dolayı ayırım yaparsam, hak hukuk ve adalet uygulamasında insanlar arasında farklı uygulamalarda bulunsam, bende İslam’ında insanlığın da “i”si yok demektir. Herkesi böyle değerlendirmek gerekir.
Ona göre mal, can, ırz/namus/nesi, dil, din/inanç, kültür, fikir ve düşünce beyanı, siyasi temsiliyet, kısacası maddi ve manevi tüm konularda kendimize tanıdığımız hak, hukuk ve hürriyeti, arzu ettiğimiz güzellikleri tüm insanlar için aynı düzeyde istemediğimiz, kabul etmediğimiz zaman, İslam’dan ve insanlıktan bahsetmeye hakkımız yoktur. İslam’ın ve insanlığın gereği, her konuda kendimize tanıdığım, arzu ettiğimiz hak, hukuk ve güzellikleri, ayırım gözetmeksizin herkese tanımak ve kabul etmektir.
Bu dünya, herkese yeter. Allah’ın emrinin gereği budur. Tüm peygamberler, bu gaye için mücadele etmişlerdir. Tüm felsefeciler ve bilim insanları, bu istikamette görüş belirtmişlerdir. Maddi veya manevi menfaatler için bu ilkeleri çiğnemek, kendi arzu ve isteklerimizi Allah’ın iradesinin, emir ve yasaklarının önüne geçirmek, şirkin daniskasıdır. Bu şekilde şirk içerisinde bulunanları Müslüman diye kabul edip İslam adına peşlerine takılmak için, ya konuyu anlamayan, idrakten aciz bir geri zekâlı veya üç kuruşluk dünya menfaati peşinde koşan şahsiyet fukarası bir tırşıkçı olmak gerekir. Allah bizleri yüce şahsiyetten ayırmasın.
SONUÇ
İslam âleminin ve genelde insanlığın içerisinde bulunduğu sorunların çözüm yolu, bu yolun dışında değildir. Büyük medeniyetler, ancak bu yolla kurulabilir. İnsanlık tarihi buna şahittir. Bunların uygulanması için insani duygu, inanç, bilgi ve eğitim gerekir. Her şeyden önce insanlığı öğrenmek ve yaşamak ve insana saygı göstermek gerekir.
Herkes için barış, huzur, mutluluk, hak, hukuk ve adalet dolu güzel günler dileğiyle.