Tek yönlü iletişim şekli olan geleneksel medyadan farklı olarak sosyal medya; içeriği kullanıcılar tarafından şekillendirilen, çift yönlü ve eş zamanlı dönüştürülebilen bir iletişim şeklidir. Geleneksel medya ile karşılaştırıldığında ele avuca sığmayan nitelikler taşıyan sosyal medya, sisteme ulaşabilme dışında bir iletinin paylaşılmasını hiçbir etmenin engelleyemediği, zaman ve mekân sınırlaması tanımayan bir iletişim ortamıdır. Bütün dünyada kullanımı hızla artan sosyal medya ülkemizde de giderek yaygınlaşmaktadır. Nitekim basına yansıyan haberlere göre ülkemizde “facebook” kullanıcılarının nüfusun yüzde 40’ını aştığı görülmektedir. Muhtemelen yakın zamanda insanların en çok kullandığı iletişim şekli olacak olması, sağlık dâhil her şeyin paylaşılıyor olması ve insanların yaşamını biçimlendiriyor olması sosyal medyanın hekimlerin de dikkatini çekmesi gerektiğini düşündürmektedir. Ancak, günlük uygulamalarda hekimlerin “ticari” kaygılar ve yaklaşımlar dışında sosyal medyayı profesyonel anlamda kullanmaktan uzak durdukları görülmektedir.
Hekimlerin sosyal medyadan uzak durma nedenleri bilimsel olarak araştırılması gereken bir konu olmakla birlikte, günlük izlenimler hekimlerin “sosyal medyanın kullanımı ile ilgili bilgi eksikliği”, “yazılı iletişim becerilerine güvenememe”, “etkili olduğuna inanmama”, “kontrol edilmesinin mümkün olmaması”, “yazdığının farklı anlaşılabileceğinden çekinme”, “gerçek mi, yoksa sanal bir kişiyle mi muhatap olduğuna güvenememe”, “ticari bir araç gibi görme” ve “riskli olduğunu düşünme” gibi nedenlerle uzak durduklarını düşündürmektedir.
Fakat hekimler sosyal medyayı profesyonel biçimde kullanmaktan uzak dururken, toplumun sağlık ve hastalık ile ilgili birçok bilgiyi sosyal medyada paylaştığı ve bunlardan etkilendiği bir gerçek olarak ortada durmaktadır. Bu durum göz ardı edilemeyecek bir gerçek olarak ortada dururken sağlık çalışanlarının sosyal medyadan uzak olması düşünülemez. Nitekim yapılan araştırmalarda ve günlük uygulamalarda gözlendiği üzere hastaların yaygın biçimde internetten gideceği doktor, hastalığı, verilen tedaviler ile ilgili bilgi aradığı ve bunları sosyal medyada paylaştığı bilinen bir durumdur. Hatta hastaların internetten buldukları çeşitli tedavileri uyguladıkları da çok yaygın görülen bir davranıştır. Hekimlerin bazen kendileri ya da bir yakınları için bu tür arayışlara girdikleri de az görülen bir durum değildir.
Sosyal medyanın sağlık kurumları ve sağlık çalışanları tarafından nasıl kullanılacağı günümüzde belirsiz bir konu olarak duruyor olmasına karşın, konuyla ilgili gelişmeler hekimlerin sosyal medya yokmuş gibi davranamayacağını göstermektedir. Sağlık çalışanlarının bireysel olarak bu konuda çaba harcaması yanında sağlıkla ilgili her türlü kuruma da çeşitli görevler düşmektedir. Her alanda olduğu gibi iyi niyetliler etkin olmadığı sürece sosyal medyada da ortam kötü niyetlilere kalacaktır.
Sosyal medyanın doktorlar tarafından toplumu bilgilendirme amaçlı kullanılması görece daha anlaşılır ve sınırları daha kolay çizilebilecek bir iletişim şekli iken, doktorların sosyal medyayı kendi hastaları ile iletişim amacıyla kullanması mahremiyetin ve ilişkideki sınırların ortadan kalkması gibi birçok riski beraberinde getirmektedir.
Sağlıkta sosyal medyanın kullanımı ile ilkeler zaman içinde olgunlaşacak olmakla birlikte, bir sağlık profesyoneli tarafından sosyal medyada paylaşılan her bilginin doğru olması, bilimsel verilere dayanılarak hazırlanmış ve kanıtlanabilir olması çok önemlidir. Hekimler takip ettikleri hastalar ile iletişim için kendi özel profillerini kullanmamalıdır. Bu tür bir yaklaşım gösteren hasta kibarca profesyonel profile yönlendirilmelidir. Sosyal medya kullanılırken doktorun kendini tanıtması ya da kimliğini gösteren bir profil kullanması paylaşımın güvenilirliğini arttırması açısından çok önemlidir.
Sosyal medya meslektaşlarla ilişkilerde de kullanılabilir. Ancak, sosyal medya paylaşımlarının amacına ulaşabilmesi için paylaşımlarda dürüst, açık ve saygılı olmak çok önemlidir. Küçümseyici, hakaret içeren kaba tutum ve ifadelerden kaçınılmalıdır.
Bunların dışında sosyal medya, sağlık hizmetlerinin ve ürünlerinin tanıtımında da kullanılabilir. Bu belki de, sosyal medyanın en yaygın kullanım olanağı bulacağı alandır. Nitekim ülkemizde şimdiden birçok hastane ve sağlık kuruluşu sosyal medyayı etkili bir biçimde kullanmanın arayışı içine girmiştir.
Uygun biçimde kullanılmadığında sosyal medyanın mahremiyeti ve hasta-hekim ilişkisindeki sınırları ortadan kaldırma potansiyeli dikkate alınarak sosyal medyanın sağlığın korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi amacıyla nelerin yapılabileceğinin yolları araştırılmalıdır. Sosyal medyanın tıbbi uygulamalarda ve iletişimde birçok yenilik getireceği açık olarak görülmektedir.