Stres kaynaklarının giderek arttığı günümüzde stres, herkesin sorunu haline gelmiştir. Bu yüzden yaşamının bir ya da birkaç döneminde, birden fazla strese aday olan her bireyin, stresten korunma ve stresle baş etme konusunda bilgi sahibi olmasında yarar vardır.
Latince anlamı germek olan stresin, vücudu ve ruhsal durumu etkileyerek yaşam kalitesini düşürdüğü en önemlisi de bazı hastalıklara yol açtığı herkes tarafından bilinmektedir. Çünkü herkes stresi deneyimleyerek öğrenmiştir. Ancak bireyin içinde bulunduğu çevre koşulları, sağlık durumu, bilinç düzeyi, problem çözme yeteneği, yardım isteyebileceği destek gruplarının varlığı ve stresle baş edebilme donanımına göre stresin etkisi ve algısı kişiden kişiye farklılık göstermektedir.
Stresin Nedenleri: Kişinin yakın çevresiyle yaşadığı iletişim sorunları, ekonomik problemleri, olaylara bakış açısı ve olayları algılayış biçimi kişinin stres düzeyini büyük ölçüde artırabilir. Ayrıca yaşanan stresin yoğunluğu, kişinin olaya yaklaşım biçimi ve bu olayı yaşarken kendiyle yaptığı içsel diyaloğu ile doğrudan ilişkilidir.
Her türlü değişiklik, şehir değiştirme, aile reisinin bu değişikliği tek başına üstlenmesi, iş değişikliği ve yönetimden kaynaklanan kusurların çalışanlara olumsuz yansıması ve kendilerine yönetici tarafından baskı uygulanması, çalışılan ortamda korkunun hâkim olması, çalışana değer verilmemesi, önerilerinin dikkate alınmaması ve dışlanma çalışanları strese iten etmenlerdendir.
Aileye yeni bir bireyin katılması, özellikle annenin ilk bebeğinde yaşadığı stres ve aile içi çözümsüz geçimsizlikler, ailede yaşanan sağlık problemleri stresin üstesinden gelinmesini güçleştirebilir. Kayıplar, boşanma, ayrılma ve çocuklarından ayrı düşme gibi olaylar da önemli stres kaynaklarındandır.
Kazalar, beklenmedik travmatik olaylar ve bunların karşısında çaresiz kalma, her türlü alışkanlık ve bunlardan kurtulma çabalarının başarısız kalması, buna bağlı çevre baskısı ve utanç duygusu da stresin olumsuz etkilerinin insanlara verdiği zararlar arasındadır. Söylemek istediklerinin dinlenmemesi, ayrımcılık, dışlanma, taciz, fiziki ve psikolojik şiddet ve sorumluların bunlara tepkisiz kalması yine bu konuda adı geçen etkenlerdendir. Ayrıca üniversiteye başlama, sınava hazırlanma, sınavda başarısız olma korkusu ya da başarısız olma kişi için stres kaynaklarıdır.
Ezelden beri var olan bu kaynaklara günümüzde yenileri eklenmiş ve stres daha büyük kitleleri etkiler duruma gelmiştir. İnsan sağlığı için vazgeçilmez olan süt ve süt ürünleri, et ve bakliyat gibi gıda maddelerinin ulaşılamaz duruma gelmesi, dengesiz ve yetersiz beslenmeye bağlı bazı hastalıklar ve hastalıklara yatkınlıkların başlaması, geçim sıkıntısının özellikle eğitim masraflarını karşılanamaz duruma getirmiş olması ve ülkenin yarınları ve öğrencilerin geleceği için üzücü, sıkıntılı ve düşündürücü bir durumu gözler önüne sermesi de yine strese kaynaklık etmektedir. Kısaca özetlenen stres kaynakları bugün sadece bunlardan etkilenen ve zarar gören insanları değil empati yapmayı bilen insani değerlere sahip ama hiçbir şey yapamamanın sıkıntısını çeken insanların da strese girmesine/gerilmesine neden olmaktadır.
Stresin Etkileri: Stres yaratan durumlarda insanın neler yaşadığına bakılacak olursa; bilim insanlarının tespitlerine göre, beyinde salgılanan stres hormonları, beyindeki savaşma ve tehlikelerden kaçma dürtülerini tetikler. Hormonların bu etkisiyle birey tehlikeli bir durumdan kendisini koruyabilmektedir. Yine bu bilgi ışığında; belirli ölçüde bir stresin neden olduğu dürtüyle, öğrencinin sınavdan korkma yerine, sınavda başarılı olmak için ders çalışmaya odaklanacağı düşünülebilir. Ancak, stresin çok yüksek olduğu durumlarda stres uzun vadede bireyin mental ve fiziksel sağlığına zarar verebilir.
Stres doğru şekilde yönetilmediğinde yol açacağı sağlık sorunları, hastalıklar ve rahatsızlıklar oldukça fazladır. Odaklanma bozukluğu, uykusuzluk, endişe ve öfke gibi psikolojik sorunlara yol açabilen bu tepkiler uzun vadede kişinin fiziksel sağlığını da etkileyerek enfeksiyona eğilim, kas ağrısı, mide ve bağırsak sorunlarına neden olabilir. Baş ağrısı, tansiyon, ürtiker, sedef, egzama, sivilce gibi cilt hastalıkları ve astım gibi fiziksel rahatsızlıklara yol açabilir. Bunun yanı sıra depresyon, anksiyete, uyku sorunları ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıkların da nedeni olabilir. Aşırı kilo kaybı ya da strese bağlı aşırı yeme ve kilo alma günümüzde pek çok insanda görülmektedir. Uykusuzluk, gün içinde uyuklama insanları güç duruma düşürebilir.
Stresin konsantre olamama ve dikkati toplayamama gibi bazı sorunlara da neden olduğu bilinmektedir. Bu durum iş ortamı, eğitim ortamı ve sosyal ilişkilerde kişiyi güç duruma düşürebilir. Stresin neden olduğu hastalıklardan en önemlisi kardiyovasküler hastalıklardır.
Stresle Baş etme ve Stresin Üstesinden Gelme: Kişinin çevresiyle ilişkisini keserek stresle baş edebileceği düşüncesiyle çevresinden koparak kendisini izole ettiği durumlara da rastlanmaktadır. Ancak bu karar bir çare gibi görünse de bu eylem başka sorunlara neden olabilir.
Stresle baş etmede en önemli görev, insanın kendisine düşmektedir. Stresle baş etme ve stresin tedavisinde ilk adım stres kaynağını bulmak olduğuna göre, kaynağı en iyi bilen yine insanın kendisidir. Bazı alışkanlıkların değiştirilmesi, stresin fiziksel ve psikolojik etkilerini azaltmada işe yarayabilir. İlgi ve yeteneği doğrultusunda seçeceği bir hobi edinmek, stresin zararlı etkilerini kontrol altına almada spor, meditasyon, nefes egzersizi, sosyal aktiviteler ve benzeri eylemler ile de stres azaltılabilir. Sağlıklı beslenmek, alkol ve tütün ürünlerinin kullanımını da azaltmak veya tamamen kesmek de stresle başa çıkmada etkili olabilir.
Bazen arkadaş çevresini ya da çevreyi tümden değerlendirerek çözüm aramak işe yarayabilir. Ancak şehir değiştirmek ya da iş değiştirmek önerilse de bunların da stres faktörü olabileceği unutulmamalıdır.
Aile içi geçimsizliklerde önce iletişimi geliştirme yoluna gidilebilir. Eğer sonuç alınamıyorsa bir danışmana baş vurulmalıdır. Aile içinde sorunlarda adil bir sorumluluk paylaşımı da tarafları stresten koruyabilir.
Çalışma hayatında liyakatsiz ve kendine güvensiz yöneticiler de çalışana destek olma yerine onun stresini körükleyebilir. İş yerlerinde, çalışanların baskı, korku, mobbing ve dışlanma gibi olumsuz davranışlarla karşılaştığı durumlar, çalışanı uzun saatler stres altınsa bırakmak demektir. Bu durumda üst yöneticinin soruna radikal çözüm getirmesi hem zarar gören çalışan hem de kurum için gereklidir.
Bazen bireyin stres etkenini kendisinin yarattığı, başına gelenlerle paniğe kapıldığı ve stresi üstesinden gelinemeyecek boyutlara taşıdığı da bilinmektedir. Anahtar ya da başka önemli objelerin kaybolması ya da göz önünde olduğu halde bunu görememesi ile ilgili paniğin neden olduğu stres halinde olduğu gibi. Bu durumla karşılaşmamak için kişiye önerilecek tek şey düzenli olmak ve her şeyin kolayca ulaşılacak bir yerinin olmasıdır.
Bir yere geç kalma ve bir işi zamanında yapamadığı için yaşadığı paniği bilmeyen yok gibidir. Hatta sınava geç kalarak bir yılını kaybeden bunun stresini yaşayan öğrenciler her yıl medyaya da yansımaktadır. Zamanın dikkatli kullanılması ve dakik olmayı öğrenme ve bunu uygulama en iyi çözümdür. Bunları okuyanların bazılarının bunlar zaten biliniyor dediğini duyar gibiyim. Ancak bilenlerin de bunları uygulamadığı ya da uygulayamadığı bilinmektedir
Yaşlılıkta Stres
Yaşlı, geride bıraktığı yıllarda stresi yaşamış ve belki de bazı zararlı deneyimler de edinmiştir. İnsanın pek çok hastalıkla karşı karşıya olduğu bu dönemde yaşlı her şeye olduğu gibi strese de daha duyarlı hale gelmiştir. Bu yüzden yaşlının kendi evinde çocukları tarafından bakıldığı durumlarda stresten korunmasına özen gösterilir. Ancak kendisine bakacak kimsesi olmadığı zaman, kendisinin ya da yakınının başvuracağı yer huzur evleridir.
Huzur evleri her türlü hizmetin yaşlının huzurunu bozmayacak ve yaşlıya huzur sağlayacak biçimde planlandığı, organize edildiği ve donatıldığı mekanlardır. Tüm işlemlerde gösterilmesi gereken özen yaşlıyı stresten uzak tutmak içindir.
Bugün artık aile yapısında meydana gelen değişiklikler yaşlının evde çocukları tarafından bakılmasını olanaksız hale getirmiştir. Bu yüzden hemen hemen herkesin artık yaşlılığını planlamayı ve kendisini yaşlılığa hazırlamayı gündemine alması ve her şeyin farkındayken harekete geçmesi gerekir. Çünkü bu huzur evini seçiminde daha sağlıklı karar almak, eve daha kolay uyum sağlamak en önemlisi de görevliler tarafından maddi ve manevi istismar edildiğinin farkına varmak ve hakkını aramak için bu elzemdir. Aksi halde psikolojik hazırlık yapmadan huzur evine yatırılması yaşlı için travmatik sonuçlar doğurabilir.
Personel Seçimi:
Bu mekanlarda üzerinde durulması en gereken en önemli konu personel seçimidir. Seçimde sadece bilgi, beceri ve yetenek üzerinde durmak yeterli değildir. Bu göreve talip olanların kişilik yapıları ,olaylar karşısında tepkileri ve yaşlılara karşı tutum ve davranışlarıyla ilgili ipuçları aranır. Çünkü geçmişinde bazı olaylar yaşamış ve halen bazı yoksunlukları olan kimseler yaşlı, çocuk ve psikiyatri hastalarıyla çalışmayı tercih etmektedirler. Bu kişiler böylece bu grup üyelerinin kendilerine uygulanan şiddet karşısında savunmasız olmaları ve yakındıklarında kendilerine inanılmamasının avantajını kullanmaktadırlar. İletişim sorunu olan, kendilerine güvenmeyen kimselerin de bu grupları tercih ettikleri bilinmektedir.
Yaşlılara genellenen duymaz görmez, konuları abartır , çarpıtır gibi itham ve iftiralar bugün saygın bir kuruma ait bir huzur evinde müdür ve diğer kimseler tarafından yaşlıya yöneltilmekte ve yaşlı bu durumlardan yakındığında üst yönetim tarafından yaşlıya inanılmamakta ve yaşlı tek başına bırakılmaktadır. Yaşlıyı yalnız bırakmak ve kendisiyle hiç ilgilenilmemesi yaşlıyı stresle baş başa bırakmak demektir. Çalışanlar tarafından gösterilen bu ihmal bağışıklık sistemi zaten çökmüş olan yaşlıyı pek çok hastalıkla baş başa bırakmak ve yaşlıya en büyük kötülüğü yapmak demektir. İtibarlı diye bilinen bir kuruma ait bir huzur evinde yaşlıya huzur sağlama yerine her türlü huzur kaçıran eyleme baş vurulduğu ve temiz havaya kilit vurulduğu bir huzur evinde yaşlıya bunlar reva görülmekte ve bağlı olduğu kurumun itibarı zedelenmektedir.
Yazının amacı yaşlının stresten korunması ve huzur evlerinde çalışacak personelin seçimi olduğu içi bu konu fazla dillendirilmeyecektir. Ancak personel seçiminde buradaki yanlış davranışların önlenmesi önerileri üzerinde kısa kısa durulacaktır.
*Yöneticinin insan*yaşlı ve bakımı*yaşlı ile iletişime açık olması* insani değerleri bilmesi ve çalışanlara bunları öğretmesi*her yaşlıya ait özellikleri kapsayan bir dosya hazırlaması ve bu bilgileri yeni gelen her çalışana aktarması*yöneticinin kendisini değerlendirmesi ve geliştirmesi* çalışanlara her konuda örnek olması*o kurumdaki varlığının yaşlılara hizmet için olduğunu unutmaması*bağlı bulunduğu kurumun saygınlığını koruması*çalışanları eğitmesi ve denetlemesi*yaşlılar ve çalışanların rahatını ve huzurunu kaçıracak eylemlerde bulunmaması*çalışanları yanlış yönlendirmemesi*yaşlılıklara davranışta kötü örnek olmaması* sağlık ünitesinde yaşlılar için zararlı uygulamalara engel olması konular üzerinde durulması yaşlıların huzuru, sağlığı ve stresten uzak tutulması için önemlidir.
Stres Tedavisi
Şimdiye kadar anılanlardan da anlaşılacağına göre stres tedavisinin multidisipliner bir yaklaşımla yapılması gerekmektedir.
1.646
1 yorum
Sayın hocamız çok önemli bir konuyu çok güzel bir şekilde ele almış. Stres etkisi uzandığında en sağlıklı ve genç kişiler için bile çok tehlikelidir. Oksidatif stres tablosu ve stres hormonlarına uzun süre maruziyet beden için yıkıcı ve sinir sistemi başta olmak üzere hormonal ve immün sistemi çökertmektedir. Yaşlı bireyin sistemleri yeterince ve uzun süre bu etkiye koruyucu yanıt veremez. Ayrıca psikolojik yorgunluk, ümitsizlik, depresyon ve yazıda belirtildiği gibi yalnızlık duyguları yaşlı İçin geri dönüşsüz olabilir. Bu nedenle yaşlıların yaşadığı kurumların işleyiş, ihtiyaç, personel ve dilekler açısından çok sık değerlendirilmesine, yine belirtildiği şekilde yaşlı dosyalarının doğru ve etkin ve yaşlı yararına oluşturulması ve bilimsel araştırmalarla geliştirme çalışmalarının yapılmadı gerekir. Adı en üst düzeyde, halkın maddi desteğini alan, yıllanmış bir kurumda bile bu stresin yaratılıyor olması derhal dikkati çekmesi geren bir konudur. Sayın hocamızın bu yazısı adına acilen sorumluluk alınması gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla.