Günümüz sağlık camiasında en çok tartışılan konulardan, ilki tam gün yasası ise, ikincisi de şüphesiz ki yeni getirilen ‘performans sistemi’dir. Artık klinikler performans nedeniyle, birbirleriyle kıyasıya rekabet içindeler.
Efendim bizim falanca işlemimiz, sizin falanca işleminizden çok daha zor ama performans katsayısı sizden çok aşağıda.
Bizim falanca ameliyatımızı, başka klinik yaptığında bizden çok daha fazla performans alıyor vs vs.
Kimler hazırladıysa, hangi merci onayladıysa onlar suçlanıyor çoklukla. Performansı yapanlar suçlanıyor bazen. Falanca klinikten olanlar, suyun başında olduğundan kendilerini korumuşlar gibi yakıştırmalarda olmuyor değil.
Sayın bakanımız dahil, genç meslektaşlarımız gibi pek çokları, 197980 tam gün uygulamasını yaşamadılar. Bizler yaşadık, canlı şahitleriyiz. Hastane ambulansı akşam beşten sabaha kadar acil servise uzman hekim taşırdı. Acil olanlar ve bunların yanında pek çok poliklinik hastası akşamları muayene edilir, hekimlerce ‘acil muayene belgeleri’ doldurulur. Ertesi gün, idareye verilerek hesaplatılır, ay sonunda ilave tam gün parası alınırdı. Hatta tek hastanın getirisi az olduğundan bazı uyanıklar, hastanede yatan hastaları da acil muayene ettik diyerek belge doldururlardı. Bizler bir sezaryen ameliyatı yaparken, başkaları, on, on beş hasta yazarlardı. 31 Aralık 1980 de, zamanın askeri yönetimi, tam gün yasasını iptal edince, o, gecede beş hasta artışı oldu. Ertesi gün ise, bütün hastalar tıka basa dolu odalar ve koridorlarda yoğun hasta artışına neden oldu. O gün hastanelerdeki boş odalar anında dolmuş, hastalar koridorlara taşmıştı. Bu sistemin adı, esasında “tahribat ve ardından çözümsüzlük”tür. Tam gün uygulaması devreye sokulduğunda, hiç bir tıbbi detay göz önüne alınmadı. Hastane koşulları, hasta gereksinimleri, poliklinik sistemleri ve yoğunlukları vs vs. Bir akşam acilde gereksinim durumunda, hastaya iğne yapacak olan hekim, hastaların sığmadığı koridorlarda işlem yapmak zorunda kalır ve olan işin kalitesi de düşerdi. Günümüzde ise performans sistemi ile hasta sayıları arttırılmaya çalışılıyor. Şimdi doktorlarımız ya da sağlık çalışanlarımız bu sistemde en iyi performansı nasıl gösterebiliriz, nasıl daha fazla hastaya bakabiliriz diye düşünüyor. Kısaca bu performans uygulamasının bizleri hangi acı sonuçlara sürükleyeceğini, hangi talihsizliklerle karşı karşıya bırakacağını kestirmek hiç de zor değil. Performans uygulaması ile sağlık hizmetleri niteliksizleşmeye devam etmekte, kişi başına sağlık hizmetinin kalitesi azalmakta ve özellikle acil servisler, muayenehaneler iş yükünden etkilenmektedir.
Şimdi performans üzerine olan tartışmalar, hastanelerde hastaların refahı, tedavi kalitesi ve sağlık çalışanlarının memnuniyeti gibi unsurlar göz önüne alınarak daha objektif değerlendirilmeli. Performans sisteminin etkileri, hastalar, sağlık çalışanları ve genel sağlık sistemi üzerindeki etkileri daha derinlemesine incelenmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Sonuç olarak, performans sisteminin uygulama aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar, sağlık çalışanlarının yükünü azaltmak, hasta memnuniyetini artırmak ve sağlık hizmetlerinin kalitesini yükseltmek olmalıdır. Bu sayede hem sağlık çalışanları hem de hastalar daha iyi bir sağlık hizmeti alabilirler.
Saygılarımla.