Şehit kavramının çoğulu “şüheda”dır. Yani, şehitler…
Şehit: Kutsal bir ülkü ve inanç, özellikle yurt için savaşırken ölen kimse.
Şehit olmak: Yurdu, ülküsü ya da inancı uğruna savaşırken ölmek…
Şehit etmek: Yurdu, inancı ya da ülküsü için savaşan birini öldürmek…
Şehitlik (şahadet): Yüksek bir ülkü yolunda ölme, şehit olma.
Şahadet etmek: Tanık olduğu bir olayla ilgili olarak gördüklerini, bildiklerini söylemek.
Şahadet getirmek: Müslüman olmanın koşullarından biri olan ve “Tanrıdan başka tapacak yoktur, Hazreti Muhammed onun peygamberidir” anlamına gelen Arapça sözü söylemek.
Günümüzde tartışma konusu haline getirilen “şehit” kavramıyla ilişkili olan kelime ve kavramların tanımlarını hatırlamakta yarar vardır.
İstiklâl (bağımsızlık) mücadelesi veren milletler hayatlarını ortaya koyarak kazandıkları topraklara “vatan” demişler; tarih boyunca.
“Ya vatan ya ölüm” niyetiyle yola çıkan her insan, ölünce şehit, kalınca gazi ünvanını alır; bizim kültürümüzde.
Başka milletlerde de bu niyeti taşıyanların ünvanları kendi kültürlerine göre anlam kazanır.
Yola çıkan her insanın niyeti (amacı), bir kutsallığa saldıran (vatan, düşünce, din, insan) insan ya da insanların zulmüne karşı durmak, onu ortadan kaldırmak, caydırmak niteliği taşımalıdır.
İnsan haklarını ve insanlığın onurunu korumak, kollamak ve kurtarmak felsefesi taşıyan bu mücadelede, emreden ve emredilen her aktör sürecin her aşamasında ölünce şehit, kalınca gazidir.
İstiklâl harbini “Allah! Allah!” diye kazanan bir milletin çocukları, davul-zurna eşliğinde, bayram sevinciyle askerlik görevine koşuyorsa, niyeti bellidir!
“Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim”
Şehit ve gazi olma amacıyla yaşayan insanlar şu üç soruya verecekleri cevabı vicdanlarında test etmek durumunda olmalıdırlar. Soru: Neden savaşıyorum? Cevap: İnsan haklarına (vatan, özgürlük, din) saldırıldığı için. Soru: Niçin savaşıyorum? Cevap: Zulmü ortadan kaldırmak için. Soru: Nasıl savaşacağım?
Cevap: İnsanın onurunu koruyarak.
Tarihimiz şehit olma onuruyla yaşayan ve yaşatan insanlarla doludur.
En çarpıcı örnekleri “Çanakkale Şehitleri ve Bedir Şehitleri”dir.
İstiklâl Marşı şairimiz bu felsefeyi en güzel biçimde tarihe mal etmiştir: Çanakkale şehitleri için “Bedr’in Aslanları ancak bu kadar şanlı idi” diyerek milletimizin şehitlik anlayışını bayraklaştırmıştır.
Günümüzde şehit olanlar, aynı zihniyetin devamını canlı tutmayı sağlayan öncülerdir.
Vatan Şehitsiz Olmaz!
Ve “Vatan Sevgisi İmandandır”
Not: Kelimelerin anlamları Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlük’ünden alınmıştır.