Tartışmaya açılan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) Taslağı’nın "4.5.4.H-Yoğun bakım tedavisi" başlıklı maddesinin "2-a" fıkrasında "SUT eki EK-9 Listesi üzerinden cerrahi işlem faturalandırıldığı durumlarda, SUT’un 4.2.1.B-2-1(3) numaralı fıkrasında o cerrahi işlemin ait olduğu grup için belirlenen süre içerisinde, yoğun bakım tedavi ücretleri faturalandırılamaz" denilmektedir. Bu uygulama çok sakıncalıdır. SUT’un EK-9 listesinde yer alan ve paket ödeme kapsamında ücretlendirilen örneğin A Grubu bir ameliyat sonrasında, klinik durumu kötü olan ve yoğun bakım ünitesinde takibi gereken olgular için SGK, 15 gün yoğun bakım tedavisi için para ödememektedir. Oysa yoğun bakım tedavisi maliyeti yüksek bir tedavidir. Bu tedavilerin cerrahi işlem süreleri içinde pakete dahil edilmesi, kabul edilebilir bir durum değildir. Bu maliyetlerin ödenmemesi, kurumları zarara sokacaktır. Bu durumda, postoperatif yoğun bakım desteği gerektireceği tahmin edilen yaşlı, klinik durumu ağır, komorbiditesi olan, riskli hastaları kabul edip ameliyat eden kurumlar cezalandırılmaktadır. Uygulama böyle olduğunda, kurumlar defansif davranıp, postoperatif yoğun bakımda takibi gerekebileceği öngörülen hastaları ameliyat etmeyecek, başka kurumlara yönlendirecektir. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu hükümle hasta güvenliğini ciddi olarak riske etmektedir.
Taslağın "4.5.4.H-Yoğun bakım tedavisi" başlıklı maddesinin 8. fıkrasında: "Yoğun bakımda üç günden (üçüncü gün dahil) daha kısa süre yatan hastalar için haftanın ilk günü dâhil tüm günler "diğer günler" üzerinden ücretlendirilir. Ancak yoğun bakımda yatan hastanın, vefat ettiği veya yoğun bakımdan çıkarıldığı gün verilen sağlık hizmetleri, hizmet başına ödeme yöntemiyle faturalandırılır" denmektedir. Yoğun bakıma yatırılan hastanın 3 gün içinde vefat etmesi veya iyileşerek taburcu edilmesi durumunda, hastaya verilmiş olan ilk gün yoğun bakım hizmetinin ödenmemesinin hiçbir makul gerekçesi olamaz. Yoğun bakıma alınan her hastaya ilk gün diğer günlerden çok daha yoğun bir hizmet verilmekte ve çok daha fazla sarf malzemesi kullanılmaktadır. Maliyeti diğer günlere nazaran daha yüksek olan ilk gün yoğun bakım hizmetlerinin sadece "hasta 3 günden fazla yoğun bakımda kalmadı" diye ödenmemesi "Ne alaka?" sorusunu gündeme getirmektedir. Bu hüküm uygulamada, "iyileşen hastaların yoğun bakımlarda bir iki gün daha fazla tutulması" gibi SGK’yı da zarar ettiren daha nahoş yaklaşımları doğuracaktır.
Taslakta "4.5.4.H- Yoğun bakım tedavisi" başlıklı maddenin 4. fıkrasında: "Trombosit süspansiyonu" ve aferez trombosit bedelleri ayrıca faturalandırılabilecektir" hükmüne rağmen, aferez ve donör trombosit aferezi MEDULA’da ödenmemektedir. Donöre ait işlemlerin de mutlaka ilgili madde kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yine yoğun bakımda yapılan femoral yolla 4 sistem selektif serebral anjiyo (802.540), endovasküler serebral anevrizma tedavisi (802.760), arkus aortografi (802.520) gibi anjiyografik tetkikler pakete tabi tutulup, karşılıkları ödenmemektedir. Bu tetkikler, ultrason veya röntgen gibi basit, düşük maliyetli radyolojik görüntüleme tetkikleri gibi değerlendirilmemelidir. Kullanılan malzeme ve işlem maliyetleri yüksek olan bu işlemlerin yoğun bakımlarda ödenebilir olması gerekmektedir. Aksi durumda kurumlar ciddi zarar etmektedir. Örneğin; yoğun bakım ünitesinde subaraknoid hemoraji + orta serebral anevrizma + pcom arter anevrizması tanısıyla yatan bir hastamıza yaklaşık iki aylık yoğun bakım tedavisi sürecinde üç ayrı tarihte anjiyografik tetkik yapılmıştır. Bu hastaya ait 58.000 TL fatura tutarının anjiyografik işlem ve malzeme bedeli olan 42.000 TL’sı SUT’a göre ödenmemektedir. Bu büyük bir haksızlıktır.
Yoğun bakımda takip edilen olgular, genellikle pnömoni, solunum yetmezliği, sepsis ve akut böbrek yetmezliği gibi ağır klinik tablolara sahiptir. Bu hastalara antifungal tedaviler yanında, kombine antibiyoterapiler, immünglobulinler, human albumin vb. gibi yüksek maliyetli tedaviler uygulanmaktadır. Bu hastaların tedavi maliyetleri çok yüksek olup, SGK tarafından ödenen paket fiyatların 5-10 katını bulmaktadır. Örnek bir olgumuzda toplam fatura bedeli 44.000 TL; ödenen 5.000 TL; oluşan kurum zararı 39.000 TL’dir. Oluşan yüksek faturaların nedeni: genellikle hastanede üretilen hizmetler olmayıp, kurum dışından ücretle temin edilen pahalı ilaçlardır Örnek olgumuzda ilaç giderleri 37.000 TL’dır. Bu ücretlendirme ile oluşan kurum zararının tolere edilebilmesi mümkün değildir. Bu durum giderilmediği takdirde, söz konusu hastaların takiplerinde gerek duyulan tedavilerin uygulanmasında sıkıntılar yaşanabilir. SGK’nın yoğun bakımlar için uygulamakta olduğu paket ödeme politikası, yoğun bakımlarda izlenen hastalar için ciddi bir risk/tehdit oluşturmaktadır. Hasta güvenliği bakımından, yoğun bakım hastalarının ilaç giderlerinin paket ödeme dışında ayrıca faturalandırılabilmesi ve SGK tarafından ödenmesi gerekir.