Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’nun Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile getirilen kısıtlamaları, hekimleri hukuken sıkıntıya sokmaktadır. Hekim, “ya hastaya gereken tetkikleri yaptırıp kuruma zarar ettir yada tetkik istemeyip hastayı ve yasalar karşısında kendini riske at” tercihine sürüklenmektedir. Ülkemizde hekim sayısının yetersizliği ve dağılımın dengesizliği de dikkate alındığında, zaten yoğun iş yükü altında ve özveriyle çalışan hekimin, böylesine bir zorlamaya maruz bırakılması anlaşılır değildir.
Sevk yasağı kamuyu zarara sokuyor
Hastanede yapılamayan tetkikler için hastanın, dışarıya (başka bir sağlık kurumuna) sevk edilmesi yasaklanmakta, bunun yerine hastanenin sözleşmeler yaparak o tetkikleri hizmet alımı çerçevesinde hastasına sunması istenmektedir. Büyük kentler dışında bulunan hastanelerde bu uygulamada ciddi sorunlar yaşamaktayız. Hastanemizde yapılamayan bir tetkiki, aynı kentte yapabilen bir başka sağlık kurumu bulunmamaktadır. Bu durumda, farklı kentlerdeki kurumlardan bu hizmeti satın almak durumundayız. Ancak, sözleşmede bize teklif edilen fiyatlar, SUT fiyatlarının çok üstündedir. Bu yaklaşım, sadece özel kurumlarla da sınırlı değildir. Örneğin, Sağlık Bakanlığı hastanelerinden bu tür bir hizmet almaya kalktığımızda da üniversite hastanelerine verilen fiyatlar, SUT fiyatlarıdır. Bu durumda hastanın nakli, örneğin gönderilmesi için kargo ücreti nasıl karşılanacaktır? Bir kamu kurumu yöneticisinin, 10 YTL’ye mal ettiği bir hizmeti, 5 YTL fatura etme yetkisi var mıdır? Kalan 5 YTL zarar, kimden tahsil edilecektir? Bunun adı ?kamuyu zarara uğratmaktır?, ama söz konusu tebliğde istenen budur.
Ücretler gerçekçi değil, kamu zarara sokuluyor
SUT ile belirlenen ödeme kuralları, ülkemizin gerçekleriyle bağdaşmamakta ve kamu kurumları zarara uğratılmaktadır. SGK muhataplarına itiraz, pazarlık hakkı tanınmamaktadır. Tek yönlü bir karar ve uygulama mekanizması söz konusudur. Fiyatların hangi rasyonellere göre hesaplandığı açık değildir. Kamu kurumları, bu fiyatlarla hizmet vermeye zorlanmaktadır. Örneğin, yeni SUT ile refakatçilere üç öğün hastane yemeği verilmesi gerekmektedir. Ancak, refakatçi ücreti olarak ödenen ücret 7,50 YTL’dir. Refakatçinin hastanede konaklaması, kullandığı elektrik, su, ona verilen temizlik, güvenlik vb. hizmetler bir yana; bu fiyat, sadece yemek ücretini bile karşılamamaktadır. Göz göre göre, kamu kurumu zarara uğratılmaktadır. SUT EK-5/A listesinde fiyatlandırılan kimi tıbbi malzemeleri, bu fiyatlara satın almak, mümkün olamamaktadır. Kamu kurumu, daha pahalıya aldığı malzemeleri, maliyetinin altında faturalandırmaya mecbur tutularak zarara uğratılmaktadır.
Prosedürler çok karışık ve değişken
Sağlık kurumlarına geri ödemede uygulanan SUT prosedürleri çok karışıktır. Üstelik bu uygulamalar, her seferinde değişmektedir. Sağlık kurumlarının ve profesyonellerinin buna ayak uydurmaları ve sistemlerini buna uydurmaları zaman ve emek kaybına neden olmaktadır. Yapılan eksiklik ve hatalardan ötürü, hastalar ve sağlık kurumları mağdur olmakta, işler uzamaktadır.
Yatan hastaların eczaneden aldığı reçetelerin kurum faturasından kesilmesi doğru değil
Yatarak tedavi görmekte iken, kendisi veya yakınının girişimiyle, kurum dışından ya da içinden bir hekim tarafından reçete edilerek, kurumun onayı olmadan dışarıdaki bir eczaneden temin edilen ilaç bedellerinin, kurumun faturalarından kesilmesi hakkaniyete uygun değildir. Çünkü, hastanın veya reçete eden hekimin kişisel hatasından kaynaklanan bir uygulama, kuruma fatura edilmektedir.