Sağlıkta yaşanan karmaşıklık devam ediyor! Bu cümlemden tam güne karşı olduğum anlaşılmasın. Tam tersine hekimin tam gün çalışması gerektiğine inanırım. Ancak toplumda izlenen yolda hekimler tam gün veya yarım gün çalışmış ne fark edecek? Aslında hükümetler yıllardır belirli sermaye gruplarının önünü açmakla meşgul oldu. Sağlık ve eğitim ile ilgili yazılan ve oynanan senaryolar ise en acıklı olanları. Bir toplumda sağlık ve eğitim hizmetlerinden her yurttaş adaletli bir biçimde yararlanamıyorsa o toplumda mutluluk sağlanamaz.
Bugüne kadar uygulanan sağlık politikaları ile vatandaşın sağlık verileri mi iyileşti? Örneğin çocuk ölüm oranları veya özürlü sayısı mı azaldı? Doktorların tam güne geçmeleri ile bu oranlar değişecek mi? Öte yandan tam gün yasası çıktığında, örneğin üniversitelerde daha mı kaliteli eğitim verilebilecek? Üniversite ödeneklerinin sürekli kesildiği bu zaman diliminde, hastanedeki öğretim üyelerinin tam gün çalışması bilime daha mı çok katkı sağlayacak? Bileşik kaplar kuralını unutup elimize geçirdiğimiz bölük pörçük sorunları sağa sola çekiştirerek düzeltmeye çalışıyoruz. Sorunun bir tarafını çekince öbür tarafı açığa çıkıyor, öte taraftan itince beri tarafı görünüyor. Aslında belki de dünyamızda artık geri dönüşü olmayan bir kargaşa yaşanıyor. Ne yapılırsa yapılsın insan neslinin belki de hızla sonuna geliniyor.
Yaşanan sıkıntıların üstesinden gelebilmek için öncelikle sosyal devlet/sosyal dünya olmaya hep birlikte karar vermek gerekiyor. Bunun şimdilik çok zor hatta olanaksız olduğu ne yazık ki ortada. Bu arada ülkemizde Anayasa yeniden yazılıyor. Burada amaç bütün adaletsizliklere son vermek olmalıdır. Ancak böyle yapılırsa asırlardır büyük bir muhabbetle yaşanmış, kaynaşılmış, şarkılar yapılmış, şiirler söylenmiş bu topraklarda yine sevgi ve mutlulukla yaşamaya devam edebiliriz. Aksi takdirde güzel insanlarımız her geçen gün daha çok birbirlerinden uzaklaşacak, samimiyetsizleşecek, güven duygusunu yitirecek ve değişik platformlardaki bölünmeler çeşitlenerek hızla devam edecektir.
Tam gün yasası tekil olarak düşünüldüğünde kulağa hoş gelmektedir. Ancak birbirine bağlı sorunlar yumağının rasgele bir ipini ele geçirip çekmekle düğüm çözülmeyecektir. Düğümü çözmek için İskender’in yaptığı gibi kılıcı çekmek ve sorunları kökten halletmek gerekir.
13
önceki yazı