Hastalıklar; ağrı, acı gibi rahatsızlıklarla birlikte, yeni bir yaşam biçimi edinilmesi ve alışkanlıklardan vazgeçilmesi gibi zorunlulukları da beraberinde getirirler. Ancak, tedavide çok önemli bir yeri olan bu zorunlulukları yerine getirebilmek için, öncelikle hasta olunduğuna inanılması ve hastalığın kabullenilmesi gerekmektedir. Çünkü bu hususlar, hastalıkların, özellikle de kronik hastalıkların tedavisinde, doğru tanı ve isabetli tedavi biçiminin belirlenmesi ve uygulanması kadar önem taşırlar. Buna karşın, bu konu üzerinde yeterince durulduğu söylenemez. Bu yüzden de, insanların pek çoğu, hastalıklarının tedavisine katkıda bulunarak, kısa bir sürede iyileşebilecekken ya da kronik bir hastalığa sahipse, hastalığı ile uyum içinde kısmen sağlıklı bir yaşam sürebilecekken, sağlıksız bir biçimde yaşamaktadırlar.
Hastaneye gelen hasta; yaşı, eğitim durumu, mesleği, statüsü ve aile içindeki konumu ne olursa olsun hastalığı hakkında tam bir bilgiye sahip olmayabilir ve bilgisizlikle suçlanacağı ya da gerçeklerle yüzleşirse başedemeyebileceği endişesiyle, hekime ya da sağlık çalışanlarına soru sormaktan çekinebilir. Oysa, hastalık hakkında bilgi sahibi olunması, hastalığın kabullenilmesini ve tedavide vazgeçilmez bir yeri olan hekim-hasta iş birliğini kolaylaştırır. Ayni zamanda taburcu olduktan sonra uyulması gereken kurallara uyulmasını ve kendisine söylenilenlerin aynen yerine getirmesini sağlar.
Hastalığı kabullenme süreci, aynen ölümü kabullenme sürecinde olduğu gibi, birbirini izleyen, reddetme; öfke; pazarlık; uzlaşma; kabullenme; basamaklarından oluşur. Karmaşık duyguların egemen olduğu bu basamaklarda hastanın değişik davranışlar göstermesi, sürecin doğasından kaynaklanmaktadır. Bu bilgiden yola çıkılarak, hastanın iyi gözlemlenmesi; davranışlarının doğru yorumlanması ve hoşgörü ile karşılanması; kendisine empati ile ve destekleyici bir tutumla yaklaşılması hastalığın kabullenmesini kolaylaştırır ve hastalık ile ilgili bilgilerin edinmesi için, öğrenime hazır bulunuşluk düzeyini yükseltir.
Sürecin basamaklarında hasta davranışları ve bunlar karşısında uygun yaklaşımlar aşağıda görüldüğü gibidir:
1-HASTALIĞI REDDETME
Hastalığın reddedildiği ve inkar edildiği bu basamakta hasta, hastalığı ile ilgili olarak konuşmaktan kaçınır, hastalığın gerektirdiği sınırlamaları dikkate almaz, kendisine verilen bilgiler net değilse, bunları bastırma ya da işine geldiği gibi algılama eğilimindedir.
Hasta, kendisini sorunlarıyla başedecek kadar hazır hissetmediğinden, hastalığı ile ilgili ikna çabaları onun öfke duymasına ya da içine kapanmasına neden olabilir. Bu yüzden, ona destekleyici bir tutumla yaklaşılır ve empati gösterilir. Kendisine yapılan uygulamalar hakkında dikkatli ve kapsamlı bilgi verilir. Sadece onun talep ettiği konularda açıklamalarda bulunulur.
2-ÖFKE
Bu basamakta hasta, yakınma ve başkalarını suçlama gibi davranışlar gösterebilir ve hemşireye karşı öfke gösterebilir. Çünkü, hasta, duygularını ve yakınmalarını dile getirme gereksinimindedir. Aslında bu davranışlar da yine hastanın hala gelecekle yüzleşmeye hazır olmadığını göstermektedir. Bu durumda onunla tartışmaktan kaçınılmalı ve yakınmaları sabırla dinlenilmelidir.
Kendisine verilen bilgiler geleceğe yönelik değil, içinde bulunulan durumun gereksinimlerini karşılayacak içerikte verilmelidir. Hastanın ailesine, hastanın tepkilerinin geçici olduğu ve bu nedenle doğal karşılanması konusunda bilgilendirilmelidir.
3-PAZARLIK
Pazarlık evresindeki hasta, daha iyi bir yaşam süreceği ve sağlığına özen göstereceği konusunda söz verir ve bu sözünü “Allah yaşamama izin verirse, daha düzgün bir biçimde yaşayacağıma söz veriyorum” biçiminde ifade eder. Ancak yine de, birey hastalığı ile ilgili sınırlamaları kabule istekli olmayabilir. Bu düzeye yükselmiş olan bireye, daha önceki basamaklarda olduğu gibi, içinde bulunulan durumla ilgili öğretim yapılır ve gerçeklerin söylenilmesi ilkesine uyulur.
4-UZLAŞMA
Bu evrede hasta, duygularını açıkça ifade etmeye, soru sormaya başlamış ve desteğe gereksinimi olduğunu ve yaşamında bazı değişiklikler yapması gerektiğini kabullenmiş ve böylece öğrenmeye hazır bir duruma gelmiştir.
5-KABUL
Hasta artık durumun ciddiyetini tam anlamı ile kavramış, kabul etmiş, sorular sormaya başlamış ve öğrenmeye kolayca motive edilebilir bir kıvama gelmiştir. Hastalığın kabul edilmesi, hastanın aynı zamanda, yeni durumlarla başetme isteğini arttırdığından, soruları dikkatle dinlenmeli ve sabırla cevaplandırılmalı, gelecekte gereksinim duyulan bilgi, beceri ve davranışlara yoğunlaşılmalıdır. Aynı zamanda, taburculuk dönemi ile ilgili eğitim programına hasta ailesinin katılması sağlanmalıdır.
Her ne kadar hastalığı kabullenme süreci yukarıda görülen bir gelişme gösterse de, hasta davranışlarının bazı etkenlerin etkisi ile bireyden bireye farklılık gösterebileceği gerçeği de dikkatlerden uzak tutulmamalıdır. Bu süreçte önemli olan, hasta davranışlarının büyük bir duyarlılıkla izlenmesi ve uygun yaklaşımlarla hastaya bu konuda yardımda bulunulmasıdır.