Sağlık hizmetlerinin geleceği, yapay zeka, VR / AR, 3D baskı, robotik veya nanoteknoloji gibi dijital sağlık teknolojilerindeki gelişmelerle gözlerimizin önünde şekilleniyor. Teknolojiyi kontrol edebilmek için en son gelişmelere aşina olmalıyız. Sağlık hizmetlerinin geleceği, teknoloji ile el ele çalışmaktan geçiyor ve sağlık çalışanları, önümüzdeki yıllarda güncel kalabilmek için yeni sağlık hizmeti teknolojilerini benimsemek zorunda.
Tıpta ve sağlık hizmetlerinde dijital teknoloji, tüm dünyada sürdürülebilir olmayan sağlık sistemlerini sürdürülebilir sistemlere dönüştürmeye yardımcı olabilir, tıp uzmanları ile hastalar arasındaki ilişkiyi eşitleyebilir, hastalıklar için daha ucuz, daha hızlı ve daha etkili çözümler sağlayabilir – teknolojiler bizim için kanser, AIDS veya virüslere karşı savaşı kazanabilir ve daha sağlıklı topluluklarda yaşayan daha sağlıklı bireyleri yaşatabilir.
Dijital teknoloji, yapay zeka, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik vb bilinmeyenden duyulan korku insanlığın kendisi kadar eskidir. Bu nedenle teknolojik gelişmeden duyulan korku, ilerlemenin kendisiyle aynı yaştadır.
Telefon 1800’lerin sonlarında İsveç’e tanıtıldığında, insanlar bir kesinti olursa hatların içeriğinin bir şekilde dökülmesinden korkuyorlardı ve birçok yaşlı elektrik çarpması korkusuyla telefona dokunmayı reddediyordu.
Kişinin sağlığı söz konusu olduğunda korku daha da korkunçtur. Wilhelm Conrad Röntgen’in X-Ray hakkındaki keşfini tanıtmasından kısa bir süre sonra, insanlar onun düşüncelerini okuyabileceğinden korktular ve böylesi her şeye kadir bakışların bedenleri ve ruhları aracılığıyla görmesinden korktular.
Tüccarlar X-Ray geçirmez iç çamaşırı bile teklif etti. Günümüzde yapay zeka, robotik, nanoteknoloji, sanal gerçeklik veya genom dizileme konusunda benzer bir korku var.
Daha önceki tarihsel çağlarda olduğu gibi, korkunun kökenleri, belirli bir teknolojiyle ilgili bilgi ve deneyim eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Robotik teknolojinin gelişmesiyle, artık yapay zekalı dijital canlıların kaçınılmaz olarak hayatımızın bir parçası olacağını kabul etmeliyiz.
Bir robot hemşire kan örneğimizi alırsa, tıpkı telefonları benimsediğimiz gibi onu da benimseyebiliriz belki. Aynı dijital hekimlerin teşhis koyabilmesi gibi.
Sağlık sektöründe giyilebilir cihazlar ve sensörler pazarı hızla büyüyor. Yalnızca vücut ısınızı ölçmekle kalmayıp aynı zamanda EKG’yi de izleyen, nabız hızı ve ritmini, oksijen doygunluğunu, sistolik kan basıncını, fiziksel aktiviteyi ve uykuyu ölçen Scanadu veya Viatom Checkme gibi cihazlar sağlık hizmeti kavramını tamamen değiştirmeye başlamıştır.
Özellikle pandemide dünyada birçok hastane, bekleme odasında saatlerce hastaların oturmasına ve ardından 10-20 dakikalık bir kontrol yaptırmasına gerek kalmadan, hastalarına çözüm sunmayı istemektedir.