Mart; toprak ananın rengârenk gülümsediği, kadınların insan ve insanlık için ne kadar önemli olduğunun tekrar ayırdına varıldığı ve en az 60 baharı deviren ve o güzelim baharları anımsayarak yorgun ve yaşlı bedeninde gençliğini anlık da olsa yakalamaya çalışan yaşlıların çeşitli etkinliklerle hatırlandığı, tartışıldığı aydır.
Yaşlılar Haftası ile ilgili olarak “Bu yıl temamız ne olsun?” diye soran meslektaşlarıma “Türkiye’de yaşlıların önlerini (geleceklerini) göremediklerini” söylüyorum ve “Yaşlılıkta yalnızlık, barınma ve bakım, üzerinde durulması ve ivedilikle çözülmesi gereken sorunlardır “diyorum.
Türkiye’de 2025 yılına kadar yaşlıların toplam nüfus içindeki payının yüzde 7’den yüzde 14’e ulaşması beklenmektedir. Sosyal Güvenlik Reformu’na ve aile hekimliğine rağmen koruyucu ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin yetersizliği, sağlık ve sosyal alanlardaki profesyonel insan gücü ve kurumlarının azlığı yaşlıları vurmaktadır.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), yaşlanmakta olan nüfusun sosyal, sağlık ve ekonomik sonuçlarının yol açtığı sorunlara parmak basmış ve yaşlı insanların temel ihtiyaçlarına çözüm sağlayacak kamu sosyal politikaların 2015 yılına kadar iyileştirilmesini hedeflemiştir.
Türkiye de bu hedefler doğrultusunda yaşlılarının fırsat eşitliğinden yararlanmasını iyileştirmelidir. Başka bir deyişle; İster bakıma muhtaç olsun ister olmasın, bütün yaşlılar, insan onuruna yakışır bir hayat yaşama hakkına sahip olmalıdır. Yaşlılar, toplumdan soyutlanmış olarak kendi başlarına yaşamak yerine hayatın normal akışı içinde aktif olarak yer almak istemektedirler. Bunun için, şehir merkezlerine yakın çok amaçlı sosyal konut sitelerine ağırlık verilmelidir ve sadece yaşlılara dönük olarak oluşturulan huzurevleri inşaatından vazgeçilmelidir. Özürlüler Kanunu’yla yürürlüğe giren özürlü-yaşlı bakım hizmet programlarının kapsamı genişletilmelidir. Yaşlılara dönük evde bakım hizmetleri sağlanmalıdır.
27 Şubat tarihli Hürriyet gazetesinin haberine göre; Şubat ortalarında TÜSİAD “Sağlıkta inovasyon” raporunda “yaşlanan Türkiye’de geleceğe yönelik planlamalar yapılmasını ve hizmet sunumunda teknolojiye dayalı yeniliklerin ön planda olmasını “vurguluyor. Birleşmiş Milletler’in tahminine göre 65 yaş üstü nüfus 2050’de 1.5 milyara ulaşacak. Dünya nüfusundaki bu yapısal değişiklik üzerine bilim adamları yaşam kalitesini yükseltmek için kolları sıvarken, pazarlamacılar da bu yeni pazardan pay kapmanın yollarını araştırıyorlar. Tüm dünyada ve Türkiye’de birçok araştırma yaşlı bireylerin huzurevi ya da bakımevine kapatılmayı kolay kolay istemediklerini, evlerinde ve bağımsız yaşamayı yeğlediklerini göstermiştir. Bu sonuca göre; yaşlıların sağlığını korumak, hareket kabiliyetlerini arttırmak ve toplum hayatından kopmalarını engellemek için hazırlık yapmamız gerekmektedir. Bu hazırlığın müthiş bir teknolojik pazar oluşturacağı yadsınamaz.
Her ne kadar TUYEV’in yaptığı bir araştırmada, Türk yaşlılarının (çok azının internet kullandığı, çoğunluğun bankacılık işlemlerini yardımla yaptığı, yeni çıkan aletlerinin kullanımında zorlandıkları, günlerini TV izleyerek geçirdikleri, cep telefonunu arandıklarında kullandıkları gibi) teknoloji ile aralarının pek iyi olmadığı görülmüşse de “özürlü ve yaşlı insanlar için yapılan (duyarlı aydınlatma, ısıtma ve soğutma kontrol sistemleri, yangın alarm sistemi,akıllı pişiriciler ve oda güvenliği, akıllı ilaç kutuları, güvenlik kameraları vb.) iyi bir tasarım, herkes için yapılmış iyi bir tasarımdır” biçiminde formüle edilen görüş, teknoloji pazarını motive eden bir görüş olmuştur.
Her geçen gün oldukça basit ya da karmaşık, ama yaşamı kolaylaştıran teknolojik gelişmelere tanık oluyoruz. Örneğin; HandlePlus 334gsm adı verilen yaşlılar için yeni bir cep telefonu üretildi. Bu cep telefonunda sayısal tuş takımı yerine 4 adet rehber kaydı, 2 adet tuş kilitleme ve açma tuşu ve arama ve reddetme tuşlar bulunuyor.
Durak-baston oturgacı gibi diğer basit bir tasarımla da yaşlının kolayca dolaşması, yürümesi ve soluklanması sağlanıyor. Haydi torunlar, buluş ve tasarımlarınızla dede ve ninelerinizin yaşamına yaşam katın!