Tıp eğitiminde ilk üç yıl ağırlıklı olarak temel tıp bilimlerince sağlanmaktadır. Laboratuvar olanakları ve öğretim üyesi sayısı açısından yeterli bir birimde bu eğitimin verilmesi, üzerine oturtulacak klinik tıp eğitimi için çok önem taşımaktadır. Üniversiteler için gelişmiş bir temel tıp bilimleri birimlerinin oluşturulması hem fiziki açıdan (araştırma ve öğrenci laboratuvarları, teorik eğitim mekânları) pahalı hem de öğretim üyesi ve kalifiye ara eleman sağlanması açısından zorluklar içermektedir.
Ülkemizde hemen tüm şehirlere yayılan yeni tıp fakültelerinin karşılarına çıkacak en büyük sorun açıktır ki temel tıp eğitiminin verilmesinde karşılaşılacak sorunlardır. Bu anlamda temel bilimler alanında yapılanmaya gitme yolları aranacaktır, fakat en azından kısa sürede bu sorunun aşılması zordur. Tam olarak ihtiyaçları giderilmeden öğrencilere temel tıp eğitimi verilmeye çalışılması ise bu öğrencilerin eğitim süreçlerinde ciddi eksikliklere yol açacaktır.
Bu eksikliği gidermede, en azından belli bir süre temel tıp eğitiminin verilebildiği merkezlerde eğitim vermek olasıdır. Fakat öğrenci sayısının hızla artırılması nedeniyle gelişmesini tamamlamış üniversitelerde de sıkıntılar oluşmaktadır. Özellikle ülkenin coğrafi açıdan öğretim üyesi istihdam etmede zorluğu olan üniversitelerde fiziki altyapıları düzeltilse de öğretim üyesi eksikliği hep yaşanacaktır.
Çözüm olarak ne yapılabilir? Yükseköğretimin planlanmasında yönlendirici ve planlayıcı konumundaki YÖK tarafından temel tıp eğitiminin verileceği pilot tıp fakülteleri belirlenir. Bu fakültelerin fiziki altyapısı güçlendirilir ve öğretim üyesi/elamı sayısı artırılarak, özellikle komşu tıp fakültelerinin temel tıp eğitimleri bu merkezlerde sağlanabilir. Bu yaklaşım hem verilen eğitimin kalitesini artırır hem de yeni kurulan fakültelerin klinik ihtiyaçlarına daha fazla yatırım yapmalarına imkân sağlar. Temel tıp bilimlerindeki bu birliktelik klinik bilimlerde de karşılıklı iletişimi kolaylaştırır. Elbette bu tip bir yaklaşım için üniversitelerin karşılıklı iletişim içinde senkronize çalışmalara ve öğrenci alımlarının bir bütünlük içinde mevcut imkânlara göre belirlenmesine ihtiyaç vardır.