Resmi makamların açıklamalarına göre 23 yıldır süren bir terör olayı Türkiye’yi germeye devam ediyor.
Unutulmaması gereken gerçek, 23 yılın, buz dağının görünen kısmı olduğudur.
Bizim jenerasyonun (68 kuşağı) olayların içinde, soğuk savaş döneminde yanıp piştiği bilinen bir durumdur.
Sağın solun birbirine kırdırıldığı o dönemde, Güney doğu’da olayların yönlendiricisi ve temel dinamiği Marksist-Leninist ama Kürtçü olan bir ideolojiydi.
Yani, etnik kökenli Marksist-Leninist bir ideoloji.
Peki böyle bir ideoloji kotarılabilir miydi?
Aslında internasyonal iddiası olan komünizmin yerel versiyonu gerçekleşemezdi; ama ideolojik altyapı oluşturmayı düşünen “tezgâhtarlar” çürük mallarını kabul ettirmek için her yolu denemişlerdir.
Sonunda olayın etnik kökenli bir hareket olarak algılanmasında, “tezgâhtarlar” başarılı olmuşlardır.
İyi de, komünizmin çökmesine karşın nasıl başarılı oldular? Diye sorulabilir.
Cevabı çok basittir:
Amaç Marks’ın felsefesini yerleştirmek değildi. Amaç, feodal bir yapı içerisinde müsait hale gelmiş bir ortamda bölücülüğü tezgahlamaktı.
Günümüzde hâlâ devam eden feodal sistem, yerli ve yabancı tezgahtarların ekmeğine yağ sürmeye devam ediyor.
Feodal yapı Kuzey Irak’ta var mı?
Var! Öyle ise;
PKK’nın gelişmesine müsaittir.
Feodal yapı Kuzey Suriye’de var mı?
Var! Öyle ise;
PKK’nın tutunmasına müsaittir.
Feodal sistem komşu İran’ın kendisinde var mı?
Var! Öyle ise;
PKK’nın versiyonu PJAK’ın yeşermesine müsaittir.
Feodal yapı Türkiye’de hüküm sürdüğü yerler var mı?
Var! Öyle ise;
Terörizm PKK adı altında sömürecek yapı bulacak demektir.
Feodal düzenin beslediği ve emperyalizmin ektiği tohumların hasatının yapıldığı bir harman yerinde ne yapılmalıdır?
Bir kez, tartışmasız bilinmesi gereken temel doğrular vardır.
-Durgun su kokuşur.
-İşleyen demir pas tutmaz.
-Emekçiden zarar gelmez.
-Kötülüklerin kaynağı genellikle boş duran insanlardır.
-Mikrop kansız ortamlarda boy gösterir.
-Hazır para insanı olgunlaştırmaz.
-Üretim her çelişkiyi çözer.
Bütün bu “özdeyişler”, feodal sistemin yapısını değiştirip, terörün hayat hakkını ortadan kaldırmakta “panzehir” hükmündedir.
Sosyolojik yapıya bakar mısınız? Bölgede:
Silah üretip, kaçakçılığını halk mı yapıyor?
Hayır!
Uyuşturucuyu üretip halk mı kullanıyor?
Hayır!
Açılan okula, camiye, kiliseye, tiyatroya, sanat galerisine, resim sergisine, kültürel organizasyonlara, üniversitelere halk mı karşı çıkıyor?
Hayır!
Kimler feodal sistemden yararlanıyor?
Cevap: Yerli işbirlikçiler.
O zaman:
Öncelikle devletin istihbarat gücü, yerli işbirlikçileri halkın içinden çekip çıkarma eylemine geçmelidir.
Geçmelidir ki, yabancı odaklarla olan bağlantı kesilsin ve terörün en önemli ayağı kırılsın.
Terörizmi, Kürt kökenli, Türk kökenli, Arap kökenli ya da Fars kökenli insanların zihniyetinden kaynaklanan bir ideoloji değil, “illegal” işletilen her yapılanmanın organizasyonunda arayacağız.
Ne ABD’nin “Birlikte vuralım” oyalaması,
Ne İngiltere’nin “Ambargoyla başlayalım” politikası,
Ne AB’nin suskunluğu,
Ne de, yerli işbirlikçilerin manevraları,
Milletin temsilcisi TBMM’nin kararını yozlaştırmamalı.
Bu anlattıklarımız terörün köklü çözümü için bir analiz niteliğindedir.
Güncel terör tedavisi kapsamında olan tezkere, Kuzey Irak’a girmek gibi konular geçici önlemlerdir.
Bu aşamada halkımızın psikolojik yapısı, duyguları ve sokakları dolduruşu, tezkerenin hayata geçişini gerektiriyor.
Irak’a girilmeli ve:
Terör bitene kadar, Irak’a demokrasi yerleşene kadar, ABD Irak’ı terk edene kadar ÇIKILMAMALIDIR.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, Milletimize başsağlığı diliyorum.
Not: En kısa zamanda üniversitelerde Ortadoğu’nun (Türkiye dahil) sosyolojik yapısını analiz eden ve “postmodern savaş”ın yeni adı olan terörizmin başlaması, gelişmesi ve sonuçlanmasını içeren doktora tezleri içerikli “yüksek lisans” eğitimi veren bilim dalları açılmalıdır, enstitüler kurulmalıdır.