Hangisi daha zor? Al bayrağa sarılı tabuta bakmak mı, tabutta yatmak mı?
Siz bu soruyu nasıl cevaplandırırdınız? Yaşamınız da aileniz veya vatanınızın geleceğini etkileyecek bir tehlike varsa ve bununla bir gün yüzleşmek gerekirse, nasıl bir kararı vermiş olurdunuz? Bir Türk askerinin 11 Ekim 2016’daki bu sosyal paylaşımı zaten bu kararını çoktan verdiğini, dün onu ve 11 silah arkadaşını şehit olup ebediyete uğurlarken bizlere göstermiş oldu. Aynı Çanakkale’deki şuur ve kararlılık gibi. Aynı 15 Temmuz gecesi hain generale ilk kurşunu sıkan Ömer Halisdemir gibi. Aynı İzmir’de büyük bir katliamı ve faciayı önleyen kahraman Türk polisimiz Fethi Sekin gibi. Tıpkı 1919’da İzmir’i işgal eden Yunan’a ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin gibi. Aynı kararlılık ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de bütün hayatına yön vermiştir. Çanakkale’de “Ya istiklal ya ölüm” diyerek, ölmeyi emretmesi gibi. Kasım 1918’de İngiliz gemilerini İstanbul önünde boğazda gördüğünde yine canı pahasına vatanını kurtarmayı çoktan karar vermesi gibi. Sadece kahraman askerlerimiz değil vatan için canını ortaya koyan o kadar çok örnek şehitlerimiz var ki mesela Maraş’ın işgalinde düşmana ilk kurşunu sıkan Sütçü İmam gibi. Böyle bir dönüm noktasına varmadan onunla yüzleşmeden karar verdikleri için bu güzel vatanda yaşamaya devam ediyoruz. Çünkü asla tereddüt etmediler. Hepsi de gencecik vatan evlatları idi. Hepsinin de belki bir sevdiği, belki bir eşi, belki bir çocuğu ve belki de nasıl hayalleri vardı. Her gece, gündüz, sabah ve akşam bu hayalleri ile yaşamları geçerken aniden hiç beklemedikleri kahpece bir hamleye maruz kaldıklarında canlarını siper ettiler. Onları yaşamda tutan hayallerini artık öğrenemeyiz, ancak yaşamdan koparılmasalar hepsinin de dünya için kesinlikle çok fazla hayalleri vardı.
Gerçek vatansever bir Türk evladının yapması gereken budur, peki kararı veremeyenler için o al bayrağa sarılı tabuta bakmak neler hissettirir? Neler anlatır? Neler yaşatır? Böyle önemli bir kararı veren o tabutta yatarken sadece bir söz, bir cümle ile lanetlemek ve unutmaya vurmak yeter mi? 1984’den beri Türkiye’nin başına sarılmış bu bela halen devam ettirilmeye çalışılırken neden nihayete eremiyor erdirilemiyor? Hiç düşünüyor muyuz? Terörle ne yapılmaya çalışılıyor? Bir Cumhuriyet rejimi içerisinde herkesin eşit ve özgür olduğu bir ülkede neden terörizm yapılır? Bunu arzulayan kimlerdir? Kime faydası var? Bu milleti mutsuz etmek babasından, oğlundan, anasından, kızından ayırmak niyedir? Korkutmak mı istiyorlar? Tarih boyunca bizlerin cesaretinin tükendiğini, yıldığımızı gören oldu mu?
Şehidimizin bu sözleri milyonlarca yurttaşımızın hiç de düşünmediği bir soru, belki de sadece onu yaşayanın hissedebileceği kendi kendine sorabileceği bir sorgu ve anlaşılan kendisinin görmekten rahatsız olduğu bir sahne için 2016 yılında artık karar verdiği. Öyle bir stres altında bir yandan dünya yaşamının anlamsızlığı, bir yanda da sevdiklerinin ailesinin vatanını kaybetme duyguları içinde kendi canının önemsiz olması hali ile diğer farkında olmayanlara sorulmuş olan bu soru bana çok şey düşündürüyor. Öncelikle böyle bir sorguyu dillendirmesine neden olan çok derinlerdeki kararı ve dışardaki dünya da hiç farkında olmayanların belki bir kaçının usuna girebilmek istemesi.
Siz ne yapardınız? Siz bu sahneden rahatsız olmuyor musunuz? O tabutun içinde yatan artık hiçbir şeyin farkında değil ama bu gerçekleşmeden önce neden onu tercih ettiğinin bilinmesini istemiş. İçinde olmayı tercih etmenin aslında kendi için kolay olduğunu anlatmak istemiş. Bunu artık görmek istemeyen bir şuur ile tabutun içine girmeye razı olduğunu sonsuzluğa bildirmiş. Sizce şimdi görmesi kolay mı? Siz aynı kararı verir misiniz?
Dünya yaşamımızın koşturmacasında yurdumun maruz bırakıldığı terör eylemleri halen devam ettiriliyor ve onu destekleyenler var olduğu sürece de bitmeyeceği gözüküyor. Vatan savunmasını canları ile yapanlar varken başka alanlarda yaşamlarını sürdürenler bunun farkında olmalıdırlar. Onlar da kendi sorumluluklarına uygun bu şehitlere saygı duymalı ve ellerinden ne geliyorsa yapmalıdır. Vatanseverlik sadece savaş alanında değil yurdumda her zaman her alanda daha da çok gereklidir. Çalıştığı devlet dairesinde, hastanede, fabrikada her yerde.. Tek Türkiye var, bunu korumak ve yükseltmek için ötekileştirmeden herkese ihtiyaç var. Bu bizleri kahreden olayları sıradanlaştırmak ve bir süre sonra unutmak doğru değil. Bu insanların hakkı asla bu değil. Yoksa o tabuta sadece boş bakmış oluruz. Onlara bu saygıyı usulünce sessizce ve daha çok kenetlenerek göstermeliyiz.
1984 yılından bu yana niçin neden başladığını ancak anlamaya vakıf olduğumuz binlerce insanımızın kaybına neden olan PKK terörünün halen devam etmesi bizleri çok üzmektedir. Halen ülkemizin geleceği için büyük bir tehdit, vatanımızın en önemli milli güvenlik sorunudur. Bu büyük devlet inşallah bir gün bunu azmettirenler ile yüzleşir. Buna inanmayı diliyorum. Allah bu vatanı kötülüklerden korusun. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, tüm şehitlerimizin Ruhları şad olsun.
Kaynak:
Malatyalı şehidimiz Emre Taşkın’ın 11 Ekim 2016’da sosyal medya hesabından, “Hangisi daha zor, al bayrağa sarılı tabuta bakmak mı, al bayrağa sarılı tabutta yatmak mı?” sözü üzerine düşündüklerim.