The Doomsday Clock (KIYAMET SAATİ) bilim insanı Martyl Langsdorf tarafından tasarlanan “Bulletin of the Atomic Scientists” isimli bilimsel derginin 1947 yılında çıkan ilk sayısının kapağında yer almıştır. Bir metafordur. Gerçekte, hayatta var olan fiziksel bir saat değildir.
Saatin kollarının birbirinden en uzak olduğu zaman dilimini 1991 yılında ABD ile Sovyetler Birliği’nin imzaladığı Stratejik Silahsızlanma Anlaşması sonrasında yaşanmıştır. Saat 11:43 olarak derginin üzerinde basılmıştır.
Daha sonra saat, Covid-19 pandemisi de dahil olmak üzere, insanlığın sebep olduğu ve dolayısıyla yüzleştiği çeşitli önemli tehditlerinin hatırlatıcısı bir simge haline gelmiştir.
Söz konusu saat, ilk tasarlandığında 11:53’ü göstermektedir. Ancak sonradan yaşanan küresel gelişmeler ile koşut olarak saatin kolları giderek çizimlerde birbirine yaklaşmaya başlamıştır.
Söz konusu bültenin yazarları, eldeki istatistiklerden yola çıkarak dünyamızın içinde bulunduğu tehditler ile ilgili bir duruş sergilemek amacıyla kendilerini, semptomlardan yola çıkarak hastalığı teşhis etmeye çalışan hekimlere benzetmişlerdir.
Bulletin of the Atomic Scientists’in yöneticileri, insanlığın geleceğinin devamlılığını sağlamanın tamamen koruyucu hekimlik olduğunu ifade etmektedirler.
2021 de saatin kolu kıyamete 20 saniye daha yaklaşmıştır. Bültenin yöneticisi Rachel Bronson’a göre günümüzde artık çok geç kalınmaktadır.
Bültenin yöneticilerinin çözüm olarak sunduğu ise ” Tüm canlı ve cansız varlıkların karbondan arındırılması ve küresel ISINMA değil, Küresel ISITMANIN tamamen kalıcı olarak çözülmesi,” dir.
KAYNAKLAR
Not: Yazı tamamen https://thebulletin.org/doomsday-clock/current-time/ den anlamını bozmayarak ve daha da anlaşılır hale gelmesi sağlanarak derlenmiştir.
2 yorum
Oldukça ilginç
Kıyamet diyerek üzmek ve distopya paylaşmak istemedim ama göz göre göre uçurumdan yuvarlanmayı insan gibi kıymetli bir varlığın her zaman durdurabilecek yetenekte olduğuna olan inancımı koruyorum. Bu nedenle Mehmet Akif’in şu dizeleri hep aklıma geliyor:
“Geçmişten adam hisse kaparmış.. Ne masal şey!/ Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/ ‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?..”
“Bir şeycikler olmaz” diye düşünmeyerek Covid 19 da sıkı önlemlere uymayı diliyorum.