Bugün çok sevindiğim bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum. Naçizane danışmanları olduğum ODTÜ’lü mühendisler, tıbbi rehabilitasyon robotu üretimini gerçekleştirdi. Bu yapılan işin çok büyük bir yöntem bilgisi ve “AR-GE” gerektirdiğini ifade etmem gerekir. Çok büyük ücretlerle ithal edilen yabancı robotların yerine onlardan daha üstün teknolojilerle üretilen Türk malı robotu yabancılarınkine oranla yarı fiyatına satın almak olanaklı. Bu fiyat düşüşü burada da kalmayacak ve üreticilerin arasındaki rekabet sonucunda rehabilitasyonla ilgilenen tıbbi kurumların bu robotları satın alması çok kolaylaşacaktır.
Robot destekli tedaviler 1990’ların sonunda geliştirilmeye başlandı. Esas çıkış noktası, kısmi vücut ağırlığı destekli yürüme eğitimidir. Bunun da çıkışı aktivite temelli rehabilitasyon uygulamalarına dayanır. Vücut ağırlığı destekli yürüme eğitimi ile var olduğu düşünülen spinal ve supraspinal yürüme paterni jeneratörlerinin aktivasyonu gerçekleşir. Omurilik yaralanmasında lokomotor eğitimin mekanizması, tekrarlayıcı duyusal “input” ile omuriliğin yeni yolaklar oluşturabilme, yani nöroplastisite kapasitesine dayanır. Hayvan deneylerinde, yürüme paterni jeneratörünün gelişimi için, alt ekstremitenin alternan yüklenmesi ve yürüyüşün stans fazında kalça ekstansiyonunun meydana getirilmesi ana periferik etkiler olarak saptanmıştır. Kısmi vücut ağırlığı destekli yürüme ile ritmik ve normal fizyolojiye yakın bir yürüme eğitiminin verilmesi, santral sinir sistemine doğru afferent stimulus girişini ve etkin/simetrik bir yürüme paterni oluşturulmasını sağlar.
Bu düşünceler doğrultusunda geliştirilen tıbbi rehabilitasyon robotlarında ileri teknoloji ve maliyet gerektiren kompüterize cihazlar kullanılır. Robotlar normal yürüme paternindeki hareketleri özel yazılımı ile sağlar.
Robotlar ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda oluşturulan tıbbi kılavuzlara baktığımızda şu sonuçlar görülmektedir: Mobilite ve denge eğitiminde elektromekanik cihazlar dikkate alınmalıdır. Elektromekanik cihazların, standart fizyoterapiye eklenmesi ile inmeli hastalarda bağımsız yürüme oranını arttırdığı belirtilmektedir. Omurilik yaralanması ile ilgili birçok çalışmada, elektromekanik cihazların manuel yürüme eğitimlerine kıyasen -en az aynı oranda- etkili olduğu saptanmıştır. Multipl sklerozda sonuçlar yetersiz görünmektedir; robot desteği, yürüme fonksiyonunu artırabilir, ancak konservatif yönlere üstünlüğünü gösterecek veriler yoktur.
Konu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar çeşitli nedenlerle güçlük arz etmektedir. Cihazın pahalı oluşu, patolojilerin komplikeliği, homojen test gruplarının oluşturulmasındaki güçlük, yürüme rehabilitasyonunun karmaşıklığı ve diğer terapilerin etik olarak kısıtlandırılamaması randomize, kontrollü, yüksek hasta sayılı çalışmaların yapılmasını zorlaştırmaktadır. Tüm bunlarla birlikte, robotik tedaviler “mucize” olarak ele alınmamalı, ancak doğru ve yeterli şekillerde yapılan rehabilitasyon çalışmalarının yanında yararlı olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.