Başlıktaki vecizeyi söylediği kabul edilen şair Cenap Şahabettin, Paris’te cildiye ihtisası yapmış bir Osmanlı askeri doktorudur. Dünyada ve ülkemizde hekimlik dışında edebiyat, müzik, devlet idaresi gibi birçok alanda başarılı olmuş kişiler vardır; örneğin dünyaca ünlü yazar Anton Çehov bir hekimdi.
Hocalarımız, tıp dışı alanlarda ünlü olmuş meslektaşlarından gurur duydukları için mi bu sözü bize söylediler yoksa farklı bir amaçları mı vardı? Liyakatli ve yetenekli meslektaşlarının yetişmesinin önemine vurgu yapmak için söylemiş oldukları bence aşikardır. Son günlerde sıkça kullanılan liyakat kelimesinin TDK sözlük anlamı “bir kişinin, kendine iş verilirken güven duyulmasını elde ettiren kalitesi, o işe yaraşması” olarak tanımlanmaktadır.
Tıp eğitimim boyunca hocalarımdan sıkça duyduğum, başlıktaki ironik söylemi bugün nasıl yorumlamak gerekir? Ülkemizde bir zamanlar bir elin parmaklarını geçmeyen tıp fakültesi sayısı günümüzde 117’ye ulaşmıştır. Akredite edilmiş tıp fakültesi oranıysa sadece %32,5’tir. Son yıllarda kurulan tıp fakültelerinin çoğu yetersiz öğretim üyesi sayısı, altyapı ve donanıma sahiptir. Ülkemizde modern tıbbın kuruluşunda rol almış tarihi ve köklü tıp fakültelerimiz her geçen gün kan kaybetmekte ve yaşam mücadelesi vermektedir. Yeni tıp fakülteleri açmak yerine, mevcut köklü adını uluslararası arenada kanıtlamış tıp fakültelerimize her türlü destek sağlanmalıdır.
Hekimlik büyük özveri isteyen bir meslektir. Sağlık çalışanlarının Covid-19 salgınında yaşamlarını riske atarak gece gündüz verdiği emekler bunun en güzel örneğidir. Hekim, yaşamı boyunca mesleki güncel bilgileri takip edip uygulamak zorundadır. Mesleğini uygularken bir hekimin “önce zarar verme” ilkesini asla unutmaması gerekir. Hekimlikte teorik bilginin yanında el becerisi de önemlidir. Soğukkanlı olmak, analitik düşünce yapısına sahip olmak tanı ve tedaviyi etkileyen önemli noktalardır. Doğru tedavi ancak doğru tanı konarak yapılabilir. Bunun için ezbercilikten ziyade neden sonuç ilişkilerini irdeleyen tıp eğitiminin fakültelerde uygulanması gerekir. Son yıllarda, tıp öğrencilerinin 1 ila 2 yıl arasında TUS dershanelerine katılması tıp eğitimini etkileyen olumsuz bir gelişmedir. Tıp fakültelerine kapasitelerinin üzerinde öğrenci alınması da eğitim kalitesini düşürmektedir.
Tıp eğitimi uzun, yorucu, riskli ve hayat boyu devam eden bir yolculuktur. 6 yıl tıp eğitimi, 4-5 yıl uzmanlık, en az 2 yıl yan dal süresi boyunca gece nöbetleri ve hasta ve hasta yakınlarından şiddete maruz kalmak çoğu insanın göze alamayacağı bir sınavdır. Günümüzde ise Covid-19 bulaşma riski hekimlerin yaşamını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Tüm bu şartlar göz önüne alındığında, Türkiye’nin en seçkin öğrencilerinin tercih ettiği tıp fakülteleri bundan sonraki dönemlerde aynı cazibe alanı olmayı sürdürebilir mi?
Sonuç olarak, sağlık sistemi iyileştirilmez ve gelişigüzel yeni tıp fakülteleri açılmaya devam edilirse, yani nitelikten önce nicelik politikası devam ederse Cenap Şehabettin’in özdeyişi “Tıbbiyeden doktor hariç her şey çıkar!” söylemine dönüşebilir!
8 yorum
kıymetli hocam endişelerinize katılıyorum, tıp fakültesi konusuna dikkat çekmek için 7 yazı kaleme aldım (https://www.akademikakil.com/author/irfanyalcinkaya/page/2/) ve özellikle makalenizin başlığı olan sözün bugün olumlu değil olumsuz anlamda yorumlanmaya müsait olduğuna da bu yazılarımdan birinde sonuç cümlesi olarak değinmiştim (https://www.akademikakil.com/tip-fakultesini-tercih-durumu-ve-gelecek/irfanyalcinkaya/), selamlar, hürmetler
Sayın hocam “Tıp fakültesini tercih durumu ve gelecek” başlıklı yazınızın tamamına katılıyorum. Selamlar
Thanks for finally talking about >Tıbbiyeden her
şey çıkar; arada bir de doktor çıkar! | Akademik Akıl <Loved it! https://parbriz-bucuresti.ro/parbriz-audi.html
Sayın Hocam,
Söylediğiniz her şeye katılmamak elde değil. Ama bugün baktığım yerden Cenap Şahabettin’in sözünü biraz değiştirmek isterdim: ‘Doktor olmanın gereği o kadar çok yönlü olmaktır ki tıbbiyeden nadiren yalnızca doktor olan kişiler çıkar.’
Bu günkü zorluklar ve mecburi hizmetlere rağmen hâlâ doktor olmayı seçen bütün gençlerimize de bence böyle demeliyiz. Böylece üstünkörü ezber yerine düşünüp bulmaca çözmeyi, aynı hastada bulunan çoklu hastalık tablosunun şablonlarını üst üste oturtmayı öğrenirken bir yandan kendi bedenlerini ve ruhlarını başka uğraşılar ve egzersizler 8le geliştiren, hem de bunu bunlari paylasirken başkalarıyla değişik iliskiler kurmayı ve çok yönlü iletişimde kalmayı öğrenen gençlerimiz olabilir. Yeni kuşakların büyük bir iyiniyetle fazla gelişen korkusuz açık sozlu halleri belki bu saydığımız sorunları azaltmakta faysa sağlar böylece. Saygılarımla,
Sayın Meslektaşım,
4 yıl önce yazdığım köşe yazısı için yaptığınız yoruma teşekkür ederim Güncelliğini asla yitirmeyecek evrensel konu hakkında yaptığınız yeni yorumu takdirle karşılıyorum. Mesleğimizde başarının en önemli faktörlerden biri güncel kalabilmektir
Genç meslektaşım çalışmalarınızda başarılar diler sevgi ve saygılarımı sunarım.
Saffet Karaca
Doğru bir düşüncr
Teşekkkürler
Sayın Meslektaşım,
4 yıl önce yazdığım köşe yazısı için yaptığınız yoruma teşekkür ederim Güncelliğini asla yitirmeyecek evrensel konu hakkında yaptığınız yeni yorumu takdirle karşılıyorum. Mesleğimizde başarının en önemli faktörlerden biri güncel kalabilmektir
Genç meslektaşım çalışmalarınızda başarılar diler sevgi ve saygılarımı sunarım.
Saffet Karaca