En başta tüm tıp camiasının tıp bayramını kutluyorum. ınşallah daha iyi günlere hep birlikte yine elele yürürüz. Kırk dört yıldır ben bu camianın içindeyim, hepiniz gibi doktorluk yapmak benim için de bir yaşam biçimi. Bütün varlığım bu mesleğe adanmıştır, en önde hep hastalarım ve çalışmalarım gelir. Ailem bile zaman zaman ikinci, üçüncü sıralara düşmüştür. Hepiniz gibi benim de bayramım, tatilim, rahatça uyuduğum bir gecem yoktur. Ama olsun, ben böyle çok daha mutluyum, doktorluktan yana hiç şikayetim yok. Bizler bu amaçla yaratılmışız, gereğini yapacağız.
Ondört Mart Tıp Bayramları hepimizin bir araya gelip birbirimizi kutladığımız günler olmalıdır. Fakat son yıllarda artık olamıyor. Önceki yıllarda her törene giderdim, müzik dinletileri, dans gösterileri, gün ile ilgili konuşmalar olurdu ve bayram havası hissedilirdi. Yine öyle midir bilmiyorum? Artık gitmiyorum. Çünkü Ankara’da bütün Tıp Fakülteleri bir arada yapıyorlar, oturacak yer bulunmuyor. Dün gelen davetiyede altı tane Tıp Fakültesinin Dekanı ve Türk Tabipleri Birliği Başkanının imzası var. Davet için çok teşekkürler, ama bizlere ayrılmış bir yer yok ve çok kalabalık olacağından eminim. Her Tıp Fakültesinin ayrı kutlama yaptığı yıllarda hep giderdim (hem Ankara Tıp Fakültesi hem de Hacettepe Tıp Fakültesinde iken.) Aslında 14 Mart kutlanması gereken çok önemli bir gündür; Türkiye’de modern tıbbın kurulması ile ilgilidir. Eski ve yaşayan (hatta yaşamayan) doktorlar hatırlanmalı, onore edilmeli, onlara bize bilim yollarını açtıkları için teşekkür edilmeli, öğrencilere bazı etik davranış biçimleri anlatılmalıdır. Elbette ki sorunlar ve istekler de dile getirilmelidir, fakat bayram havası yitirilmemelidir. Doktor olmak kolay değildir, emek ve sevgi ister. Hastaya bakıp ilaç yazmak doktor olmak değildir, o bir teknisyenlikten öteye gitmez. Doktor olan kişi, insanlarla empati kurmalı, arkadaş ve dost olmalıdır. Bu arada geçen hafta bir gazetede, çok önemli şarkı yazarı bir hanımla ilgili bir röportaj vardı. Bu hanım diyor ki,"bu günlere gelmek için çok sıkıntı çektim, hiç kimseden dostluk görmedim, GERÇEK DOST DOKTORDUR" Ona hak veriyorum. Çünkü doktorun o kişi ile bir problemi yoktur, menfaati çatışmamaktadır, hastası doktora rakip değildir. Doktor, hastaya en yakın olan, onun en gizli sırlarını bilen ve ona yardımcı olan kişidir.
Elbette ki doktorların kendi aralarında da rekabet, kıskançlık gibi durumlar ve hatta çeşitli ayak oyunları söz konusudur. Çünkü doktorlar da insandır.
Bütün dertlerimize rağmen bir gün hepsini unutalım, birbirimize dost olalım; en azından baloya gidelim (ben gidiyorum).
Saygılar.