Tıp eğitimi uzun bir süreç içinde verilmesine, hatta sürekli mesleki gelişim çabaları ile meslek yaşamı boyunca devam etmesi için yoğun çalışmalar yapılmasına rağmen profesyonalizm anlamında zorluklar ve hatta hatalar devam etmektedir.
Öz değerlendirme, akran değerlendirme süreçlerinde ve hastaların sorgulanmaları sonucunda zayıf noktamızın özellikle “profesyonel yaklaşım göstermediğimiz” şeklinde açıkca ortaya çıktığını farkediyor ve endişelerimizin sürdüğünü görüyoruz.
Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerine bu konuda düşünceleri sorgulandığında merkez değerlerini şu şekilde ifade etmişlerdir:
“Gerçek dünyayı algılamalıyız ve buna rağmen rölaks olabilmeli ve çalışmalıyız”. Öğrencinin farkettiği bu önemli şablon için biz eğiticilerin neler yapabileceği konusunda deneyimlere ihtiyaç vardır. Gerçekten de pekçok tıp fakültesinin konu ile ilgili farklı eğitim yaklaşımları mevcuttur. Sınıf konferanslarının yetersiz kalacağı bu noktada küçük grup tartışmaları, laboratuvar egzersizleri, klinikte hasta başı eğitimler, mini sohbetler, hastane dışı eğitici-öğrenci buluşmaları, “e-learning” ile vaka tartışmaları gibi dünyada ve Türkiye’de farklı tıp fakültelerinde uygulanan metotların yanısıra daha sistematik ve deneyimlerle güçlendirilmiş farklı uygulamalara da ihtiyaç vardır. Yani profesyonalizm için öğrenci ve eğitici beklentilerinin alınması, fakültelerarası deneyimlerin paylaşılması ve geliştirilmesi gerekir.
Örneğin tıp fakültelerinin ilk üç yılında öğrencilerin yaşadığı anksiyete ve belirsizlik içinde boğulma duygusu nasıl en aza indirgenebilir? Her stajda öğrencinin ya da araştırma görevlisinin öğrenmek zorunda olduğu yeni davranış normları nasıl standardize edilebilir? Ya da standardize edilemese bile nasıl kolayca öğretilebilir? Her bir stajın klinisyen topluluğu ve sağlık çalışanının özellikleri nelerdir? Ekip çalışması nasıl başarılır, ya da öğrencinin her bir kliniğe uyumu en kısa zamanda nasıl gerçekleştirilebilir?
Maalesef yazılmamış kurallar vardır ve bunlar ancak hata yapıldığında karşımıza çıkar. Tıp eğitimi ve uygulaması içinde hata yapmamak mümkün değildir. Önemli olan yılgınlık hissinin doğmaması için maksimal motivasyonun verilmiş olması ve bunun hep sürdürülmesidir. Motivasyon öğrencinin karşılaştığı zorlukları aşabilmesinde önemli bir adımdır. Dönem I öğrencilerine uygulanan “Beyaz Önlük Seramonisi” ilk destek anlamında önemlidir ve öğrenciye profesyonalizm ve hümanizm konusunda katkıda bulunur. Yine pekçok fakültede mezuniyet sırasında okutulan Hipokrat Andı öğrencilerin mesleğe atılımları sırasında önemli bir uyarıcıdır. Asistan abla-ağabey takibi veya öğretim üyesi ziyareti gibi uygulamaların yararlı olduğu da pekçok yayında yer almaktadır.
Daha farklı şeffaf politika ve prosedürlerin tariflenmesi biraz da deneyimlerin paylaşımı ile yapılabilir.
Bu vesile ile tüm öğretim üyelerine ve tüm tıp fakültesi öğrencilerine 2008-2009 eğitim-öğretim yılında başarılar diliyorum. Saygılarımla.