İlk yazımda, Türkiye’de bünyesinde tıp fakültesi bulunan üniversite sayısının 104, toplam tıp fakültesi sayısının da 111 olduğunu belirtmiştim. Bunlardan ikisinin ilçedeki üniversitede olduğunu ve ayrıca 21 ildeki üniversitelerin bünyesinde de halihazırda tıp fakültesi olmadığını not etmiştim.
Bu yazımda, öncelikle (yeni) bir tıp fakültesi açılma ve kontenjan belirleme kriter(ler)inin olup olmadığı, varsa bu kriter(ler)in hangi ölçütlere göre belirlendiği konusuna değinmek istiyorum.
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, kökü Osmanlı Padişahı II. Mahmut’un 14 Mart 1827’de açtığı Tıphane’ye uzanan Türkiye tarihindeki ilk tıp fakültesidir. Bugünkü İstanbul Tıp Fakültesinin Osmanlı’nın son dönemlerindeki adıdır (1). İlk Tıp okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, 1933’de kurulan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinin çekirdeğini oluşturmuştur. Daha sonra 1945’te Ankara Tıp Fakültesi, 1954’te Ege Tıp Fakültesi, 1963’te Hacettepe Tıp Fakültesi, 1964’te Erzurum Tıp Fakültesi ve 1966’da da Diyarbakır Tıp Fakültesi eğitime başlamıştır (2). O dönemde yeni bir tıp fakültesi, genellikle bu fakültelerden birinin öncülüğü (himayesinde) ve desteği ile kurulmakta idi.
1970’e kadar 9 olan tıp fakültesi sayısı, 1980’de 19, 1990’da 25, 2000’de 47, 2002-2006 arası 50, 2008’de 66, 2010’da ise 74’e ulaşmıştır (3). Bu yıl itibariyle 111’dir. Kuruluş yıllarında emek ve katkım olan, onbir yıl görev yaptığım Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1982’de kurulmuş olmasına karşın, tıp fakültesinin kurulması kararı 1992’de alınmıştır. Eylül 1994’de kendisine ait olan Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUAM) faaliyete geçmiş, tıp fakültesi ve uzmanlık öğrencileri de aynı dönemde eğitime başlamıştır.
2010 yılına kadar hangi üniversite YÖK’ten tıp fakültesi kurma talebinde bulunmuş ise izin verilmişken, bu tarihten sonra bir kriter konulmuş ve nüfusu 750 binin altındaki yerler için izin verilmeyeceği belirtilmiştir (4). Bu rakam, 2013 yılına gelindiğinde 500 bine düşürülmüştür (5). Tıp fakültesi kurulan son iki yerleşim yerinin nüfusunu dikkate alırsak (Bandırma ilçesi: 156 787; Bilecik ili: 219 427) artık bir nüfus kriteri kalmadığı sonucuna varabiliriz (6,7). Bu son verilere göre, henüz bünyesinde tıp fakültesi bulunmayan illerdeki üniversitelerde de rahatlıkla tıp fakültesi açılabilir, hatta nüfusu büyük ilçelerde bile tıp fakültesi açılmaması için bir sebep de yoktur. Bu noktadan hareketle zaman içinde, halihazırda bünyesinde tıp fakültesi bulunmayan illerdeki devlet üniversitelerinde de tıp fakültesi açılabileceğini, tıp fakültesi olmayan bütün vakıf (özel) üniversitelerinin bünyelerinde tıp fakültesi açılabileceğini ve yine bu yıl beş ilde kendisine bağlı SUAM’lara ilaveten tıp fakültesi açan SBÜ’nün, SUAM bulunan fakat tıp fakültesi olmayan diğer illerde de (Kayseri, Konya, Antalya, Samsun, Van, Elazığ, Şanlıurfa, Diyarbakır) tıp fakültesi açılma ihtimali olabileceğini öngörebiliriz.
YÖK tarafından Şubat 2019’da eğitim kalitesini yükseltmek amacıyla eğitim ve öğretime başlanması ve sürdürülebilmesi için asgari koşulları yeniden belirlenen programlardan tıp programı, 60 kişilik kontenjana göre belirlenmiştir (8). Bu kontenjana göre, eğitim ve öğretim yılının üçüncü yılı sonuna kadar sağlanması gereken asgari öğretim üyesi 19 olup bunun 12’si kadrolu, 7’si ise kadrolu ya da geçici görevlendirmeli olabilmektedir. 3. sınıftan sonra ise SUAM olarak ya üniversitenin kendisine ait ya da Sağlık Bakanlığı ile kullanım ve / veya işbirliği protokolü yapılmış 200 yataklı bir hastane olması yeterli kabul edilmiştir.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine başladığım 1982 yılında, alınan bir kararla kontenjan arttırılıp iki katına çıkartılmış idi. Bunun sonucu olarak ilk sınıftaki 400’e yakın talebeye ne amfi, ne derslik, ne laboratuvar yetmemişti. Büyük bir heyecanla geldiğimiz ilk gün amfide derse girebilmek için kuyruğa girmiş ve ilk zamanlarda amfide oturacak yer bile bulamamıştık. Bu da bizi zamanla derslerden soğutmuş, yoklama tehdidi dışında teorik derslere girmemiştik ve amfiler boş kalmıştı. Büyük kısmımız Temel Tıp Bilimleri derslerinin verildiği morfoloji binasının kantininde, az bir kısmımız da kahvelerde vakit geçirmeye başlamıştık. Yalnızca yoklama alınan ve öğrenci fazlalığı nedeniyle yetersiz kalan laboratuvar gibi pratik derslere giriyor, anatomi dersinde bile bir kadavraya bilmem ne kadar öğrenci düşüyordu. Kliniklere adım attığımızda ise hasta ve hasta yakınlarının, kalabalık oluşumuzdan dolayı gözlerindeki endişe ve korkuyu tahmin etmek hiç de zor olmasa gerektir. O gün bina, derslik, laboratuvar, araç gereç, akademik kadro yönünden hiçbir hazırlık yapılmayıp gerekli tedbirler alınmadan alınan bu karar, mezun sayısını arttırmıştı arttırmasına da, kanaatimce kaliteyi düşürmüş, telafisi hayli güç sonuçlara da yol açmıştı.
İşin üzerinde durulması ve düşünülmesi gerekli yönü ise 12 Eylül askeri darbesini takiben YÖK’ün de kurulduğu o zamanlarda alınan kararlar, uygulamalar aradan neredeyse 40 yıl geçmesine rağmen sürmektedir. Tıp fakültelerinin sayısı kontrolsüz biçimde hızla artarken, öğrenci kontenjanları da ondan daha hızlı artmaktadır.
1975’de tıp fakültesi programlarına alınan öğrenci sayısı 2000 iken, 1980’de 2500, 1981’de 3000, 1982’de 4000, 1983’de 5500, 2007’ye kadar aynı düzeyde seyrederken, 2008’de 6500, 2010’da 8000’e ulaşmıştır (3). Bu yıl itibariyle 15 963’dür. Tıp fakültesi kontenjanları 2019’da %5 artarken, bu yıl geçen yıla göre %9 artış göstermiştir (9). Yalnız SBÜ’nün alınan bir kararla bu yıl yeni açılan İzmir, Adana, Erzurum, Bursa ve Trabzon tıp fakültelerinin toplam kontenjanı bile, her biri 60 öğrenciden 300’ü bulmaktadır. Bu fakültelere SBÜ’nün kendisine bağlı SUAM’larının bulunduğu illerdeki şubeleri ya da yapılan protokollerle öğrenciler ilk üç yıllarını o illerdeki çeşitli üniversitelerde geçirecekleri için ilgili üniversitelerin kontenjan arttırımı olarak da bakılabilir (10). Bu durum yeni bir şey olmayıp tıpkı son yıllarda arka arkaya açılan birçok yeni tıp fakültesinin ne bina, ne araç gereç, ne de akademik kadro olmamasından dolayı öğrencilerini kendileri adına en yakın ilin üniversitesinde eğitim gördürme (tek bir örnek vermek gerekirse Kırklareli Tıp öğrencileri, Tekirdağ Tıp’ta eğitim görmektedir) uygulamasıyla benzerlik göstermektedir (11).
Yazımı, ele aldığım konuya müşahhas bir örnek olması açısından ilginç, manidar, gülümsetici ve bir o kadar da düşün-dürtücü son bir ‘yeni tıp fakültesi açılma’ haberi ile bitiriyorum (12).
Kaynaklar
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Mekteb-i_T%C4%B1bbiye-i_%C5%9Eahane
- https://www.haberler.com/mekteb-i-tibbiye-i-sahane-den-tip-fakultesine-5789829-haberi/
- https://slideplayer.biz.tr/slide/2689512/
- http://www.aksaray68haber.com.tr/iste-tip-fakultesi-gercegi/3759/
- https://www.medimagazin.com.tr/hekim/universiteler/tr-nufusu-500-binin-altindaki-illere-tip-fakultesi-acilmayacak-2-15-53421.html
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Band%C4%B1rma
- https://www.haberler.com/bilecik-in-nufusu-219-bin-427-ye-dustu-12883129-haberi/
- https://www.yok.gov.tr/Documents/Kurumsal/egitim_ogretim_dairesi/Yok-tarafindan-Asgari-Kosullari-Belirlenen-Programlar/tip_fakultesi_ek.pdf
- http://erhanerkut.com/egitim/2020-universite-kontenjanlari/
- https://www.medimagazin.com.tr/hekim/universiteler/tr-bursada-ikinci-tip-fakultesi-kurulmasi-icin-ilk-adim-atildi-2-15-90508.html
- http://www.gazetetrakya.com/Haber/KLU_Tip_Fakultesi_Tercih_Kilavuzunda_yer_alacak/870150.html
- https://www.sabah.com.tr/kayseri/2020/07/09/doktor-baskandan-kayseriye-ikinci-tip-fakultesi-mujdesi
4 yorum
Yorumsuz
https://www.hurriyet.com.tr/egitim/golbasina-tip-ve-saglik-bilimleri-fakultesi-41637344
http://www.gazetevatan.com/tip-fakultesi-kurmak-icin-hastane-sarti-getirildi-1348616-egitim/
Trajikomik
https://medyascope.tv/2022/02/12/fakulte-ve-tabela-siirtte-ogrenciler-vanda-bina-ihalesi-iptal-edildi/
“BENİM YOLUM – Tababet San’atının İcrası İle Geçen 35 Yıl” KİTABIMIN “GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ VE İLAVELİ 2. BASKI”SI ÇIKTI.
İKİNCİ BASKIYA ÖN SÖZ’Ü OKUMAK İÇİN;
https://profdrirfanyalcinkaya.blogspot.com/2023/09/benim-yolum-tababet-sanatnn-icras-ile.html
Sitenizin içeriklerini beğendim, devamını dilerim.