İnsanın beslenmesi için temel gıda maddelerinin protein, yağ ve karbonhidratlardan oluştuğu bilinir.
Ancak, bu temel gıda maddeleri, teknolojinin devreye girmesi sonucunda doğal yapılarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, çağdaş insan endişelenmeye başladı.
Ne oluyor?
Yanlış mı besleniyoruz?
Birileri bizi zehirliyor mu?
Teknolojinin kurbanı mı oluyoruz?
İçtiğimiz su artık hayat vermiyor mu?
Yediğimiz et bizi ölüme mi götürüyor?
Aldığımız karbonhidrat proteinlerle anlaşamıyor mu?
Yağlar damarlarımızı mı tıkıyor?
Matematik bilmeden sebze ve meyve tüketemeyecek miyiz?
Soruları uzatmak mümkün!
Televizyon programlarında gittikçe artan “alternatif tıp” söylemleri ve tedavi önerileri, kentlerde hergün bitkisel ilaç ve “alternatif tıp” mesajı veren ürün satış yerlerinin ortaya çıkması, yayınevlerinde ve kitap satış marketlerinde “alternatif tıp” bilgileri ile dolu kitapların sergilenmesi ister istemez “Tıp nereye koşuyor?” sorusunu sorduruyor.
Doğrusu ben, bitkisel ilaçlar söz konusu olduğunda ve “alternatif tıp” kapsamında yorum yapıldığında her zaman karşı olmuşumdur.
Karşı oluşumun nedeni, tıp şayet biyolojik kökenli yasalara bağlı bir bilim dünyası ise “Her bilimsel buluş evrensel tıp’ kavramı içinde yer almalıdır” görüşünde olmamdan kaynaklanıyor.
Başka bir deyişle tıbbın alternatifi olmaz; “Tıp tıptır.”
Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi, Rusya’da katıldığım bir kursta iddialı yeni söylemlerle karşılaşınca bu yazıyı yazmak zorunda kaldım.
Dünya nüfusunun yarısına yakınının yaşadığı Çin, Hindistan, Japonya, Bengal’den, Rusya gibi Asya ülkelerinde kurulan tedavi birimleri, zaman içinde tıpta bir dönüşümün işaretlerini veriyor.
Adı geçen bu ülkelerin tarihsel geçmişi ve beslenme kültürü ile Osmanlı’dan kalan beslenme kültürü arasında örtüşen birçok ürün var.
Yüzyılların taşıdığı beslenme kültürü ile bütünleşen bitkisel dokunun ürettiği “halk ilaçları” çağımızda karşımıza yeni bir araştırma alanı çıkarıyor:
Bitkisel ürünlerle tedavi,
“Su”yla tedavi,
“Sülük”lerle tedavi,
“Taş”larla tedavi,
“Renk”lerle tedavi,
“Ses”lerle tedavi.
İnsan yaşamında tedavi yöntemleri çeşitleniyor.
Öyle anlaşılıyor ki “kocakarı” ilaçları yeni kurulacak laboratuvarlarla ve bilimsel yasalarla test edildiğinde “Doğal Dünya Düzeni”ne daha çok yakınlaşacağız.
Saygı ve sevgiler.