17 Nisan 2009’da Çukurova Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen Tıp Sağlık Bilimleri Eğitimi Konseyi Toplantısı, Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Duran’ın düzenleyiciliğinde yapıldı. Bu toplantıya YÖK üyeleri Prof. Dr. İzzet Özgenç ve Prof. Dr. Enver Hasanoğlu da katılarak, yarım günlük bir oturumda özellikle tıp fakültelerinin gündemindeki önemli sorunlarla ilgili görüşlerini anlattılar ve bu konularda Türkiye’nin farklı üniversitelerinde görev yapan rektörler ile tıp fakültesi dekanlarının görüşlerini aldılar.
Şu anda tıp fakültelerinin gündeminde bulunan konular özetle şu şekilde değerlendirilmiştir:
A- Sağlıkta insan gücü planlamasında Tıp Dekanları ile Sağlık Bakanlığı arasındaki görüş farklılıkları ve bu farklardan doğan geleceğe yönelik belirlemelerde ortak görüşün olmayışı net olarak ortaya çıkmıştır.
B- Tıp fakültelerinde öğrenci sayısının arttırılması, öğrenci sayısı artırımında tıp fakültelerinin mevcut fizik koşullarının gözönünde bulundurulmaması, üstelik neredeyse iki katına kadar artmış öğrenci sayısı ile kaliteli tıp eğitiminin verilemeyeceği kaygısı tıp fakültesi dekanlarınca dile getirilmiştir.
C- Öğretim üyelerine uygulanacak rotasyonlar ile ilgili gelişmeler konusunda YÖK üyeleri tarafından bilgilendirme yapılmıştır. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde kurulan tıp fakülteleri ile yeni kurulan tıp fakültelerinde ciddi öğretim üyesi açığının bulunduğu belirtilerek rotasyonların mümkün olduğunca gönüllülük esası ile yapılmasının özendirilmesinin önemi üzerinde durulmuştur (2547-40/b). Yine YÖK üyeleri gönüllülük ile çözümlenmediği takdirde zorunlulukla rotasyonların gerçekleştirilebileceğini belirtmişlerdir (2547-41). Özellikle öğretim üyesi talep edilen tıp fakültesi dekanları ise bölgesel görevlendirmelerin sosyal travma yaratmayacağını, kısa dönemli çok öğretim üyesinin görevlendirilmesinin ise bu konuda kolaylık oluşturacağını belirtmişlerdir. Ayrıca “Kardeş Üniversite” kavramı üstünde durulmuştur.
D- Tıp fakültesi hastanelerinde tam gün çalışma esasları üzerinde konuşulmuştur. Tıp fakültesi dekanlarının da tam gün çalışmanın fakültelerdeki eğitim ortamını geliştirdiği ve ülkenin sağlık koşullarına olumlu katkıda bulunduğu şeklindeki görüşü YÖK üyeleri tarafından da yinelenmiştir. Bu konuda genel bir kararlılık içinde bulunulduğu izleniminin alındığı konuşmalarda, tıp fakültesi dekanları öğretim üyelerinin özlük haklarının korunması konusundaki uyarılarını yinelemiştir. Tıp fakültesi dekanlarından bazıları öğretim üyelerinin rutin uygulamalara katılım oranlarıyla paralel bir oran gösteren özel uygulamalarına olanak tanıyan bir yaklaşım beklediklerini ifade etmiştir.
E- Tıpta Uzmanlık Yönetmeliği ile ilgili sorunlar kısaca söz konusu olmuştur. Sağlık Bakanlığının hazırlanan yasa sırasında üniversiteleri uzak tutmaya çalışan tavrı dekanlar tarafından eleştirilmiştir. Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda tıp fakülteleri ile eğitim hastaneleri arasında yaratılan kadro dengesizliği yanı sıra Sağlık Bakanlığının performans uygulamalarının, tıp fakülteleri araştırma görevlileri ile eğitim hastaneleri asistanları arasında gerçek bir ücret eşitsizliği oluşturduğu vurgulanmış, bu nedenle TUS sınavları sonucu artık tıp fakültelerinin uzmanlık adayı hekimler tarafından tercih edilmediği belirtilmiştir. Ayrıca, yan dal uzmanlık eğitimi sonrasında zorunlu devlet hizmetinin akademik gelişmeyi engellediği ifade edilmiştir.
F- Tıp eğitimi anabilim dallarının kapatılması konusunda YÖK üyeleri farklı görüşlerin bulunduğunu ve hepsinin değerlendirildiğini belirtmekle yetinmiş, bu konu yarım günlük tartışma sırasında yeterince tartışılmamıştır.
Tıp Sağlık Bilimleri Eğitimi Konseyi 17 Nisan 2009 toplantısının öğleden sonraki oturumlarında ise üniversitelerarası kurul başkanına taşınan daha özel konular hakkında toplantılar yapılmıştır.
17 Nisan toplantısı bence YÖK üyeleri ile tıp fakültesi dekanları ve üniversite rektörlerinin birbirlerini dinlemeleri anlamında şüphesiz yararlı bir toplantı olmuştur.
Diyaloglar demokrasinin en önemli açılımlarıdır. Sağlık insangücü planlamasında, tıp fakültelerinde öğrenci sayısının artırılması konusunda, öğretim üyesi rotasyon uygulamalarında, tıpta uzmanlık yasasının oluşturulmasındaki çekincelerimizde, tıp eğitimi anabilim dallarının kapatılması kararına karşı görüşlerimizi dile getirmelerimizde, tam gün yasasının öğretim üyelerini de koruyarak şekillenmesinde tıp fakültesi dekanları olarak hiç yılmadan görüşlerimizi iletmeliyiz düşüncesindeyim.
Saygılar sunarım.