İnsan hakları bağlamında yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunmasına yönelik faaliyetleri ile yaşam kalitesini artırma amacına yönelmiş tıp etkinlik alanı, dünyada ve ülkemizde mevcut mali ekonomik kaynaklardan dikkat çekici bir pay almaktadır. Söz konusu bu mali kaynakların kullanılmasında tıp toplantıları (kongre, sempozyum, panel, konferans) önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde son yirmi yıl içerisinde her yıl düzenlenen tıp toplantılarının sayısında önemli bir artış olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz.
Tıp alanında gerekli ve uygulanabilir bilim ve teknolojinin her geçen gün artmasına paralel olarak, toplantı sayılarında makul bir artışın olması çok doğaldır. Bu cümleden hareketle, bilimsel toplantıların öncelikli amacı teorik ve uygulamalı bilimsel bilginin paylaşılmasıdır. Her toplantının bu amaca hizmet ettiğini karine olarak kabul etmemiz gereklidir.
Ancak; maalesef son zamanlarda gözlenen tıp toplantılarındaki enflasyon, bazı hususları gözden geçirmemizin gerekli olduğunu göstermiştir. Öncelikle, son zamanlarda uzmanlık alanlarının da artışına paralel olarak kurulan uzmanlık ve alt uzmanlık dernekleri, yıllık faaliyetler kapsamında toplantılar düzenlemektedirler. Sivil toplum örgütlerinin sayı ve nitelik olarak gelişmesi hiç kuşkusuz istenilen bir durumdur. Ancak aynı uzmanlık alanında çok sayıda derneğin kurulması ve temenni etmemekle birlikte bu derneklerin birbirlerine bilime yakışmayacak şekilde alternatif olmaya çalışması, uzmanlık alanı üyelerine yarar yerine zarar vermektedir. Hatta, bazı alanlarda mevcut derneklere üye olunmaması ya da diğer derneğin toplantılarına katılınmaması yönünde yapılan telkinler ne bilime ne tıp etiğine ne de hukuka uygun düşmektedir.
Bilimsel toplantılarda kayıt formlarına göre makul görülen katılımcı sayısı maalesef toplantı salonlarında makul dinleyici sayısına dönüştürülememektedir. Bana göre bunun en önemli sebebi, bilimsel toplantıların tatil mekânlarında yapılmasıdır. Oysa ki, ülkemizin her ilinde üniversite bulunmaktadır. Bilimsel toplantıların, genellikle de bu tip organizasyonlara hasret kalmış farklı şehirlerinde üniversite olanaklarından yararlanılarak yapılması hem toplantı maliyetini azaltacak hem de bilimsel bilgiyi paylaşacak katılımcı sayısını artıracaktır.
Bilimsel toplantıların diğer bir amacı da, akademik görgünün geliştirilmesidir. Bilimsel sunumun geliştirilmesi, toplantı adabının, özellikle etik yaklaşımın uygulamaya konulması, bilim camiasının tanınması ancak bilimsel toplantılara aktif katılımla olanaklıdır.
Uluslararası nitelikli bilimsel toplantıların yapılmasında ek duyarlılık gösterilmelidir. Çünkü; yapılan uluslararası nitelikli bir toplantı, aynı zamanda ülkemizin bilimsel, kültürel ve ekonomik tanıtımına bir vesiledir. Burada yapılacak her güzel şey ülkemiz için bir artı değer oluştururken, yapılacak her kötü ya da yetersiz şey ülkemize puan kaybettirecektir. Bu nedenle bu organizasyonlarda mutlaka Dışişleri Bakanlığının görüşleri alınmalıdır kanaati taşımaktayım.
Son yıllarda tıp fakültesi öğrencilerinin aktif katılımı ile gerçekleştirilen öğrenci kongrelerini içtenlikle destekliyorum. Tıp fakültesi öğrencilerinin ve tıpta uzmanlık öğrencilerinin bilimsel toplantı düzenlemelerinin ve düzenlenen kongrelere katılımlarının sağlanmasında her türlü kolaylık gösterilmelidir. Daha da önemlisi, hocalarımızın da bu kongreye bilgileri, denetimleri ve varlıkları ile katılmalarının gerekli olduğunu belirtmek isterim.
Son söz olarak; tıp toplantılarının bilimsel bilgi ve görgü yararlılık oranının en üst seviyede, maliyetin israfa neden olmayacak şekilde yapılması gayretinin herkes tarafından gösterilmesi gereklidir.