Dün olduğu kadar bugün de hekimlikte ve diş hekimliğinde şarlatanlık görülmektedir. Ancak uygulama alanları ve bu konuyu insanların anlama şekilleri biraz daha farklı olmaktadır.
Hekimlik ve diş hekimliği bazı çevrelerce âdeta ticari bir meslek olarak görülmekte ve bu durum hekimlere de yansımaktadır. Bir hastane, klinik ya da bir diş hekimliği kliniği ile ilgili olarak şarlatanca kelimelerin kullanıldığı duvar ilanları ya da tabelalar görmek alışılagelmiş veya çok doğal bir durum olarak görülmekte ve kimse yadırgamamaktadır. Ancak şarlatanlıktan uzak, ilimde ileri gitmiş iyi bir hekim ve diş hekimi olmak için ticari anlayışı hekimliğe yansıtmamak gerekir. Örneğin; bazı tedavi yöntemleri ve ameliyat usulleri satışa çıkarılmış bir ticari mal gibi reklam panolarında gözümüze çarpmaktadır.
Eskiden bazı hekim muayenehanelerinin camlarına bazı uzuvlar reklam mahiyetinde konulurdu ve doğaldır ki şarlatanlığın en iyi örnekleri buralarda görülürdü. Bugün ise büyük boy reklam panolarında isteyen istediği şekilde reklam yapmaktadır.
Ayrıca televizyon ve internet gibi haberleşme araçlarında da hekim yalnız bilgi verebilir, hasta tedavi edemez.
Sağlık insan için çok önemli olup, bunun reklamlarla tedavisinin satışa çıkarılması düşüncede bile bizi hayretlere düşürmekte ve esef içinde bırakmaktadır. Çünkü hasta ya da hasta adayları hekimlerini kendi araştırmaları ve kanaatleriyle seçerler. Reklam tamamen bu konunun dışında kalması gereken ve “Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi” ve“Tıp Meslek Etiği Kuralları”na göre yapılmaması gereken etik dışı bir yoldur.
Bugün neyin şarlatanlık olduğu, neyin olmadığı konusu tabip odalarınca tartışma konusu olmaktadır. Çünkü reklam dünyasının insanlara çok cazip olanaklar sunduğu günümüzde bazı reklam çeşitleri tabip odalarınca haklı ve yasal olarak görülmektedir. Örneğin; bugün yasaların kabul etmediği bazı metotlar, tabip odaları tarafından bir suç gibi görülmemektedir. Bu arada hekimlikle ilgili yasaların çok eski olması da durumu güçleştirmektedir.
Eski bir şarlatanlıkusulü olan “Hasta turnikesi”, hastaların parasını çekmek için hekimlerin kendi aralarında kişileri elden ele dolaştırmaları ve sonra alınan ücretlerin gizli olarak bölüşülmesidir. Fakat 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu’nun 28. maddesinin b fıkrası: “Meslek mensupları arasında karşılıklı yasal olmayan menfaat sağlanmasını yasaklar.” demektedir.
“Haberleşme ile tedavi” ise diğer etik dışı yol olup, hasta tedavisini bu yolla yapmaya çalışmak yasalara göre suçtur ve “Hipokrat Andı”na da aykırıdır. Yine Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 23. maddesi de hastanın bizzat muayene edilerek tedavisini kabul eder.
Hekimlerin reçete kâğıtları ve kartvizitlerinde de, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin8. ve 9. maddelerine göre, ancak ad, soyad, adres, telefon numarası, uzmanlık dalı ile muayene gün ve saatleri bulunabilir.
Hekimlik Meslek Etiği Kuralları bu konuda şöyle yazar:
“Ticari Amaç ve Reklam Yasağı:
Madde:11-Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz.
Bilindiği gibi, hekimin başta gelen görevi hastayı tedavi etmek ve ona empati ile yaklaşarak sorunlarını çözmeye çalışmaktır. Ancak bunların yanında, günümüzde insanları özel sağlık kurumlarına çekmek için yapılan reklamlar yasalara uygun olmayan çeşitlilik ve türdedir. Hekime ve diş hekimine olan güven duygusunun hastada daima olması ve hekimliğin ve diş hekimliğinin şarlatan bir karakter taşıyan bir meslek olmadığının her durum ve koşulda vurgulanması gerekir.