18-19 Aralık 2004’te yapılan Türkiye Jinekoloji ve Obstetrik Deneği (TJOD), Genel Yönetim Kurulu toplantısındayız. Gündem yoğun, en önemli madde ‘TJOD Yeterlilik Kurulu Taslağı’nda yapılacak değişiklikler ve Avrupa Obstetrik ve Jinekoloji bordu (EBCOG) ile ilişkiler. Saatlerce bu iki konuyla ilgili olarak çalıştık. Belirli bir form oturtmaya gayret ettik. Gündemde bunlardan gayrı, bir madde daha var. Yönetim kurulunun da iznini alarak bunu biraz açayım.
Maltepe Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalının iki asistanı dernek yönetim kuruluna birer dilekçe göndermişler. Özetle: TUS sınavında dört kişi olarak, İstanbul Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandıklarını, bunlardan ikisinin mevcut şartları gördükten sonra, “bu fakültede yeterli düzeyde eğitim olmayacağını” düşünerek, asistanlığa hiç başlamadıklarını, kendilerinin ise bir süre sonra koşulların düzeleceği ümidiyle işe başladıklarını, ancak fakültenin kadın doğum bölümünde asistan eğitiminin hiç olmadığını, aylardır doğum dahi görmediklerini, seyrek olarak sezaryen olduğunu, eğitim alacakları bir hocalarının bulunmadığını yazmışlar.
Derneğimizin ana görevlerinden biri de, doğal olarak, meslektaşlarımızın sorunlarının, mevcut olan aksaklıkların düzeltilmesi için çalışmalar yapmaktır. Bu konuda karar mercii, ülkemizde üniversite ve üzeri eğitimden sorumlu olan kurum YÖK olduğundan gönderilen dilekçeleri, ivedilikle YÖK’e ilettik. Ancak bir meslektaş ve birer öğretim üyesi olarak sorunlara kulak tıkamamız da beklenilemez. Bilinçsizce tıp fakültesi açmaya devam edilirse olacağı budur. Maltepe Tıp fakültesi olarak adlandırılan özel hastanenin fizik kapasitesi nedir? Anabilim dallarında kaç öğretim üyesi vardır? Örneğin kadın doğum anabilim dalında kaç öğretim üyesi vardır? Bunların kaçı tam gün, kaçı kısmi statüde görev yaparlar? Temel bilimler bölümü nasıldır? Laboratuarları var mıdır? Örneğin anatomi anabilim dalında, kaç kadavra vardır. Her hastanede bulunan, biyokimya, mikrobiyoloji, röntgen, gibi bölümlerinde günlük rutin işlerin yapıldığı mekanları, öğrenci eğitim laboratuarı statüsüne hangi oranlarda koyabiliriz? Bir özel hastanenin tıp fakültesi haline getirilmeden önce, incelemelerini kimler yapıyor? Asistan alınmadan önce, hangi olumlu şartlar oluşmuştur da, kadın doğum anabilim dalına dört asistan kadrosu birden açılmıştır?
İstanbul Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi hakkında, yeterli bilgi sahibi olmadan ve olayı incelemeden, konu hakkında bir şey söylemek mümkün değildir. Üniversite, lisans ve lisans üstü yüksek öğretim konularında otorite olan, YÖK yetkilileri gerekli araştırmayı kendileri yaparlar. YÖK incelemesi ve verilen kararlar derneğimize bildirilerse, bizim görevimiz, bu kararları meslektaşlarımıza iletmektir. Hepsi o kadar.
Ancak bildiğimiz bir şey var. O da ülkemizde bu işlerin hiçbir kural olmadan, aklımıza estiğince yapıla geldiğidir. Ülkemizde kaç üniversiteye daha ihtiyaç vardır? Yılda kaç doktor mezun olmalıdır? Bu nedenle, yeni yeni tıp fakülteleri açmaya gerek var mıdır? Bunlardan kaçı devlet, kaçı özel fakülte olarak planlanıyor? İleride, örneğin son on yıl içinde kaç tıp fakültesi açılması planlanmaktadır? Yılda kaç adet, yeni genel cerraha, ya da pediatri uzmanına ihtiyaç vardır? Her bir anabilim dalına, yılda kaç asistan alınılması planlanmıştır? Birinin çıkarıp, işte beş yıllık planlar diye önümüze koymasını, çok isterdim.
Eğer yasama organımız olan TBMM kürsüsünde, bizzat milletvekillerince ‘pırasa yetiştirir gibi doktor yetiştiriliyor’ diye söyleniyorsa, sağlık eğitimi konularında çok ciddi sorunlarımız var demektir.
Bu soruları, daha önceki araştırmalarımızda YÖK, ÖSYM, Sağlık Bakanlığı yetkililerine sorduk. Maalesef bu konuları net olarak ne bilenimiz var, ne de ileriye yönelik planlarımız var. İşler nasıl mı gidiyor? Cevabı çok kolay, ‘el yordamı, göz kararıyla, uhuletle ve suhuletle.
Saygılarımla.