Hepiniz bilirsiniz, frontal lob, insan beyninin en geniş korteksi olup, beynimizin yüzde 30’unu teşkil eder. Frontal korteks, genel olarak ahlaki yargının değerlendirme, muhakeme etme, planlama, şekillerle soyut ve analitik düşünmenin merkezidir.
Bilinçli düşünme, dikkatin sürdürülebilmesi, zihinsel gelişim, planlama, limbik sistemin kontrolü, davranışın yönetilmesi ve yönlendirilmesi, istek ve arzuların filtrasyondan geçirilmesi, organizasyon, empati, problemlere rasyonel yaklaşıp çözebilme kabiliyeti, sembollerle düşünebilme, hatalardan ders alabilme, istikbale yönelik plan ve program yapabilme gibi fonksiyonlarının yanında, insanın liderlik özellikleri ile ilgili davranışlarını da düzenler. Bununla birlikte mutluluk, üzüntü, neşe, huzur, sevgi ve heyecan gibi duyguları algılayıp, yaşayabilmemize imkân sağlayan bir beyin parçasıdır.
Şuurlu düşünceden sorumlu olan bu merkezin rahatsızlığında, ruhsal bozukluklar, şizofrenik etkileşimler, dikkat eksikliği ve dağınıklığı, hiperaktivite bozuklukları, plansızlık, organizasyon yetersizliği, duygusal bozukluklar, öğrenme güçlüğü, hafıza sorunu, sosyal uyumsuzluk, ahlak ve etik dışı dürtüler, duyduklarını ve okuduklarını anlayamama ya da yanlış anlama eğilimi gibi problemler ortaya çıkar.
Meslek hayatım boyunca frontal lobu ilgilendiren binlerce ameliyat yaptım. Bir cerrah ve bir bilim adamı olarak bu fonksiyon ve fonksiyon bozukluklarını müşahade ettim. Hastalarda bu bozuklukların değişik derece ve kombinasyonlarda ortaya çıktığını gördüm.
Bütün bu bilgileri, son birkaç yıldan beri hekimlik mesleği ile ilgili olarak yazılan yazılar, makaleler, haberler, uygulamalar, düzenlemeler ve getirilen kıstaslar, her türlü bilimsel ve sosyal içerikli materyallere geri dönüşümler ve meslektaşlarımın maruz bırakıldıkları ürkütücü davranışlar, genelde çok rahatsız edici ve korkutucu bir boyuta ulaştığı için, tekrar gözden geçirmek istedim!
Nasıl ki insanın frontal lobu var. Toplumların da frontal lobları olmalıdır. Hatta toplumsal frontal lob, beynimizin frontal lobundan çok daha fazla taşır. Günümüzde, hekimlerin yaşadıkları, çok açık bir “Toplumsal Frontal Lob Sendromu”nun neticesi olsa gerek!
Toplumun frontal lobu, dezenformasyon ile o kadar çok hasar görmüş olmalı ki, hekimlerin düştüğü çözümsüzlük labirentinde, müsebbiplerini bile, kendi zulmetleri ile boğacak hale getirmiştir! Fakat ne yazık ki bütün bunlardan sonra karanlık geceler, aydınlık sabaha ulaşsa da, vakit çok geç olacak!
Böyle giderse mesleğimizin akıbetini ifade eden bir rubaimizle, yorumunu da okuyucularımın engin düşünce ufuklarına bırakarak, yazımızı noktalıyorum!
NAZLI YAR ELDEN GİDER
“Nefes” secdede mahzun, ah-u zar elden gider.
Kurur gönül bahçesi lalezar elden gider.
Sevginle yeşerttiğin sevda çiçeklerinin,
Dökülür yaprakları nazlı yar elden gider.