Önceki yazımda, trafik kazazedelerinin tedavi giderlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigorta şirketlerinden tahsil edilmesiyle ilgili belirsizlikler ile tahsil sürecinde yaşadığımız sorunları sıralamıştım. Mevcut durumda ister kamu, ister özel olsun tüm sağlık kurumları bu olguları kabul etmek, ve gereken hizmeti vermek zorundadırlar. Bu olguların tedavi ücretlerini SGK ödemeyeceği gibi, kazazedelerin kendilerinden ücret talep etmeleri de kesinlikle yasaklanmıştır. Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında ödeme yapması gereken sigortalar da var olan belirsizlik ve açıkları kullanarak bu olguların tedavi giderlerini asla ödememektedirler. Tüm olgular mahkemeye intikal edecek, bu süreçte zaten 2 yıl olan zamanaşımı süresi dolacağı için tahsili mümkün olmayacaktır. Bu durumu hiçbir sağlık kurumu uzun süre tolere edemez.
Bu yazımda ise acilen yapılması gerektiğine inandığım hukuki düzenlemelerle ilgili önerilerimi sıralamak istiyorum:
Öncelikle trafik kazazedelerinin tedavi giderlerinin, kazaya neden olan aracın kusuru oranında sigorta şirketine faturalandırılması uygulamasından vazgeçilmelidir. Çünkü, kaza tespit tutanaklarında kusur oranı her zaman belirtilmemekte, üstelik belirtilse bile sigorta şirketleri buna itiraz etmekte ve olay mahkeme kararına kalmaktadır. Bu nedenle, eğer tek aracın karıştığı bir trafik kazası ise, tedavi giderlerinin tümünü söz konusu aracın sigorta şirketi ödemelidir. Çok aracın karıştığı trafik kazalarında da hastane, olayla ilişkisi olan herhangi bir aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasından tüm tedavi giderlerini tahsil edebilmelidir. Sonradan mahkeme kararına göre, ödemeyi yapan sigorta şirketi, diğer araçların sigorta şirketlerine veya kazayla ilgili sorumluluğu olan diğer taraflara rücu ettirmelidir.
Suiistimalleri önlemek amacıyla sürücünün malına gelen zararların karşılanmaması uygulamasına devam edilse bile, kazaya neden olan aracı kullanan sürücünün ve yakınlarının tedavi giderleri de zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında ödenmelidir. Hastanelerin, olayla ilişkili olarak aynı anda kendisine başvuran hastalardan hangisinin aracı kullanan sürücü, hangisinin yolcu, hangisinin diğer aracın sürücüsü olduğunu ayırt etme, buna göre fatura düzenlemelerini beklemek gerçekçi değildir. Kaza tespit tutanaklarında çoğu zaman olaya karışan kişilerin tümünün adları ve konumları (sürücü, sürücünün usul veya füruğu, yolcu, yaya, karşı aracın sürücüsü) bilgisi yer almamaktadır. Üstelik bedene gelen bir zararın karşılanmasında sürücü ile yolcu, yaya ayrımı yapmanın mantıksal bir gerekçesi ve etik izahı da olamaz.
Sigorta şirketlerinin, trafik kazazedelerinin tedavi giderlerini ödemek için mahkeme kararını beklemelerinin önüne geçilmelidir. Sigortaladıkları aracın söz konusu kazayla ilişkisini ortaya koyan olay yeri kaza tespit tutanağı veya görgü tespit tutanağı ile hastanelerin tuttuğu kayıtlar esas alınmalı ve Kanunun öngördüğü 8 gün içinde ödeme yapılmalıdır. Ödemeyi zamanında yapmayan şirketler için ağır yaptırımlar getirilmeli ve tahsil sürecinin gecikmesini önleyecek hukuki düzenlemeler yapılmalıdır.
Hastane kayıtları, ödeme için geçerli belge olarak kabul edilmelidir. Genellikle sağlık ekipleri, jandarma veya trafik polislerinden önce olay yerine intikal edip, yaralıları hastanelere taşıdıklarından veya yaralıların kendi çabaları veya etraftakilerin yardımlarıyla hastanelere gitmelerinden/götürülmelerinden dolayı, trafik ekiplerince oluşturulan olay yeri kaza tespit tutanağında kazaya karışanların tümünün adları/bilgileri bulunmayabilmektedir. Bu durumda sigorta şirketi kaza tespit tutanağını bahane ederek, söz konusu kişilerin tedavileriyle ilgili olarak ödeme yapmamaktadır. Oysa bu kişilerin trafik kazası nedeniyle bedensel zarar gördükleri hem kendilerinin hem de onları hastaneye getiren kişilerin (112 il yardım ve acil servis hizmeti ekipleri, o sırada olay yerinde bulunup yararlıları sağlık kurumuna taşıyan gönüllüler, kazazedenin yakınları, vb) ifadelerinden; yapılan tıbbi muayene ve değerlendirmeler sonucu elde edilen bulgulardan anlaşılmakta ve tıbbi kayıtlar yanında hastane polisi tarafından da bu durumları tespit edilip kayıt altına alınmaktadır. Kaza tespit tutanağında var olmayan bir çok bilgi, bu kayıtlarda yer almaktadır. Dolayısıyla kaza tespit tutanaklarıyla beraber, hastane kayıtları da ödemede esas alınmalıdır.
Kaza tespit tutanağını ibraz etmek hastanın sorumluluğu olarak tanımlanmalıdır. Dolayısıyla trafik kazası olarak hastaneye başvuran kişiler, gerek başvuru anında veya o sırada elinde mevcut değilse, taburcu edildikten sonra 5 gün içinde kaza tespit tutanaklarını hastaneye ibraz etmediklerinde, tedavi giderleri kendilerinden tahsil edilebilmelidir.