TRAFİK KANUNU’nun ilk maddesinde Kanunun Mamacı için“Trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri ve gerekli görülen diğer hükümleri ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirlemek” ifadesi bulunmaktadır:
- Bu ilk maddeye göre “TRAFİK GÜVENLİĞİ”, ilk konu olarak çok yerinde bir ifadedir. Buna göre Trafiği oluşturan ilk yapılar Motorlu vasıtalar (TIR Kamyon, Normal Kamyon, Otobüs, Otomobil, Minibüs, Traktör, Grayderler, motorsiklet vs) ve motorsuzlar (bisiklet, bin-bin vs).
Vasıtalara yönelik teknik özelliklerin eksik olup olmadığına Trafik kontrolunda görevliler tarafından çok nadiren bakılmaktadır. Örneğin Fenni muayene durumu, Lambalar, silecekler ve egzoz dumanı seyrek kontrol edilmektedir. Örneğin arkada seyreden başka bir vasıtanın görüşünü engelleyecek kadar yoğun duman ile giden çok vasıta ile karşılaşmaktayız.
- Trafik ekiplerinin Trafik Güvenliğine yönelik öncelikle yaptıklarının “Vasıtanın hızı, belirlenen hız sınırını geçmiş mi, geçmemiş mi’nin belirlenmesi için Radar sistemini kurmaları olduğunu görüyoruz.
- Yurt dışı ülkelerde hız sınırının yol özelliğindeki yenilenmeye, değişimine ve vasıtaların teknik gelişmelerine göre uyarlanmakta ve değiştirilmekte olduğunu görüyoruz. Yine bu ülkelerde en çok ceza hangi hızda yazılıyorsa, demek ki bu yolda olması gereken hız sınırı bu olmalı kararı veriliyor ve buna göre uyarlanma yapılıyor.
- Ülkemizde:
- En büyük kafa karışıklığı ve şaşkınlık durumu her bir şehire girişteki hız sınırı değerlerinin çeşitliliği ve birbirlerinden farklılığı olmaktadır.
- Şehire giriş veya çevresinde olan geçiş yollarında örneğin:
- Meskun yerden mi geçiyor veya tarlalar arasında mı?
- Yaya geçitleri var mı, yok mu?
- Yolu ortadan ayıran refüj var mı, varsa tel ile ayıran engel var mı, yoksa engelsiz mi
- Bu özelliklere göre acaba Ülke genelinde bir homojenlik sağlanamaz mı?
- Şehire giriş veya çevresinde olan geçiş yollarında örneğin:
- En büyük kafa karışıklığı ve şaşkınlık durumu her bir şehire girişteki hız sınırı değerlerinin çeşitliliği ve birbirlerinden farklılığı olmaktadır.
Örneğin aynı özellikler olduğu halde hız sınırı bir şehirde 70, başka bir şehirde 80, başka bir şehirde ise 90 klm/saat. Dolayısıyla %10 fazlası ile bir şehirde 78 klm. hızda cezaya uğrarken, aynı özellikte başka bir şehirde 89 veya 99 ile de ceza söz konusu olmuyor. Ve sürücüler şaşkın durumda oluyorlar. Hız farklılıkları olan bu yollara baktığımda şu özellikler ile aynı oldukları görülecektir. Örneğin Meskun bölgeden çıkılmıştır, Ortada bulvar var, arada hiç yaya geçidi yok ve vasıtaların duruşu ile yayaların geçişi sadece ışıklı yerlerde söz konusu. Durum bu yönleri ile sadece belirlense, ülke çapında ortak bir hız sınırı belirlenmesi gerçekleşecektir diye düşünüyor ve görevlilerden bu konuya eğilmelerini istirham ediyorum.
- Yine bir sorun, duble yollarda hız sınırının halen 110 (+ %10 = 121 klm) olması. Bu değer, hem yollardaki gelişmişliğe hem de vasıtaların teknik gelişmişliğine uymamakta ve düşük kalmaktadır. DUBLE YOLLARDA HIZ SINIRININ 110 yerine artık 120 KLM/SAAT (%10 fazlası ile 131) olması artık kaçınılmazdır.
- Şu anda Otobanların çoğu kısımlarında hız üst sınırı 120 klm/saattir. Bu sınır, artık çoğu vasıtanın yeni teknoloji oluşlarına uymamış ve bu uygunsuzluk yetkililerin yetkisi ile ve uygun bir ön görü kararları ile 130, hatta 140 klm ye çıkarılmıştır. Ve bu değişimlerin yapıldığına yönelik İzmir-Aydın otobanında yeni konulan levhalar ile belirtilmiştir. Ancak henüz Türkiye genelinde olacak şekilde hız belirlemeleri maalesef homojen değildir ve aynı güzergahta ve aynı çevre koşullarında olduğu halde sürücü olarak, yol kenarındaki levha değişkenlikleri kafa karışıklığına yol açmakta ve dikkat, bir taraftan yolu, diğer taraftan da sürekli değişen klm. İbrelerinde olmaktadır.
- Benzer bir hız değişiminin gerekliliği için 2019 yılında hem İçişleri Bakanlığına hem Emniyet Genel Müdürlüğüne hem de Karayolları Genel Müdürlüğüne yapmış ve o zaman duble yolda 100 klm/saat olarak devam ettirilen hızın en az 110 klm/saat hıza çıkarılmasını önermiştim. Çünkü Fransa’daki bir Tıp Kongresinden yeni dönmüş ve daha önce 90 klm hız sınırı olan bir duble yolda, sonrada 110 klm ye çıkarılmış olduğu dikkatimi çekmiş ve Fransız arkadaşlara bu değişimin neye göre yapılmış olduğunu sormuştum. Şu cevabı vermişlerdi: “Bir yolun tümünde veya bir bölgesinde trafik güvenli olduğu halde, trafik cezası en çok hangi hızda yazılıyorsa, yetkililer -Demek ki bu yolda hız sınırı bu seviyede olmalı- diye karar verip, ona göre yenileme yapıyorlarmış. Böylece trafiğin akışkanlığı ve güvenirliliği devam ettiriliyormuş.
DUBLE YOLLARDA hız arttırımı önerim o zaman “Şehirlerarası Duble Yollarımız daha fazla hız sınırına uygun yapıda ve özelliklerde değildir” şeklinde cevaplandırılarak ret edildi. Ancak 6 ay sonra TBMM kararı alınarak hız değişimi yapılmış ve duble yollarda hız sınırı 110 klm/saate değiştirilmişti. Zaman geçti ve şu anda artık bu HIZ SINIRININ 120 KLM/SAAT OLMASI gerektiğine değiniyorum. Bu değişim zaten otoban yollardaki yeni hız değişimine paralel de olacaktır. Yapılacak yeni hız ayarlaması, vasıtaların teknik gelişmişliğine de uyarlanmış olacaktır.
- Belirlenecek hız sınırları konusunda özellikle sollamalarda dinamik davranılmalı ve sürücünün, bu OLAĞAN DIŞI DURUM NEDENİYLE dikkatini geçici olarak klm ibresi yerine Trafik güvenliğine vermesi gerektiği önemsenmelidir.
Kaldı ki Trafik Kanunun 52 /b maddesinde
MADDE 52 – Sürücüler:
b) Hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.
İfadesi, trafik güvenliğinde “aracın yük ve teknik özelliğinin, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymayı“, açıkça dinamik davranmayı, hız için zorunlu kılmaktadır.
Umarım yetkililer bu önerilerimi göz önüne alırlar.
NOT: NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE VE SÖZDE DİNDAR”, “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ” VE “HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ”