Hâlen ülkemizde nöroşirürji (beyin, omurilik ve sinir cerrahisi) ile ilgili olarak, biri Türk Nöroşirürji Derneği (TND), diğeri Sinir Sistemi Cerrahisi Derneği (SSCD) olmak üzere, sadece beyin, sinir ve omurilik cerrahlarının üye olabilecekleri iki resmi meslek kuruluşu faaliyet göstermektedir.
Bu dernekler, oluşturdukları alt grup ve komiteleri vasıtası ile genellikle, ufak-tefek erk çekişmeleri olsa da siyasetten ve egoizmden uzak, kâr amacı gütmeyen, evrensel boyutta, insanlığın ihtiyacı olan nöroşirürjiyenlerin yetiştirilebilmesi için gerekli çalışmaları planlamak ve sürdürmek, genç araştırma görevlilerinin araştırma yapmalarına ve tecrübe kazanmalarına destek olmak gayesiyle bu kapsamda belli periyotlarla ilmi toplantı, sempozyum, panel, konferans, kongre, kurs ve çalıştaylar düzenlemekte ve bu hususlarda, ilgili resmi kuruluşlarla irtibata geçip yol gösterici önerilerde bulunmakta ve ilmi sahada dergi çıkarmaktadırlar.
Derneklerden farklı olarak, nöroşirürji biliminin özellikle akademik boyutta göze çarpan aksaklıklarının, yanlışlıklarının ve istikbale yönelik uygulama hatalarının tespit edilerek, çözüm yolları üretmek ve bu sahalarda proje ve tasarılar hazırlayarak ilgili kuruluşlara sunmak ve akademisyenlerin de postdoktoral ve çok daha üst düzeyde eğitimlerini şiar edinen, nöroşirürji dışında kültürel ve sanatsal aktivitelere de ehemmiyet veren, genellikle uluslararası belli bilimsel standart kriterlere sahip olan nöroşirürji profesörlerinden oluşan bir yapının, bir nöroşirürji akademisinin ihtiyacı gözlemlenmiş, bu çerçevede sürdürülen çalışmalar nihayet meyvesini vermiştir.
İşte bütün bunların sonucu olarak, Türk Nöroşirürji Akademisi [Turkish Neurosurgical Academy (TNA)], adı geçen her iki derneğin de maddi ve manevi destekleri ile uzun süreden beri devam eden hazırlıklar sonucu 2014 yılı sonunda resmen kurulmuş olup, ilk genel kurulunu Ocak 2015 tarihinde Ankara’da ilk başkanı Prof. Dr. Tunçalp Özgen yönetiminde gerçekleştirmiş ve işlerlik kazanmış, “Nasıl Bir Akademi?” başlıklı birinci toplantısını ise 18-20 Aralık 2015 tarihleri arasında, KKTC’de yapmıştır.
TNA bünyesinde “Üyelik Değerlendirme”, “Akademik Yükseltme Standartlarını Belirleme”, “Toplum Bilgilendirme ve Üyelerarası İlişkiler” gibi değişik isimlerde komisyonlar kurularak faaliyet alanları belirlenmiştir.
“Ahbap çavuş ilişkisi”, “Körler ile sağırlar, birbirini ağırlar”, “Al gülüm, ver gülüm”, “kapalı kapılar arkasında alınan kararlar” gibi rahatsız edici ayak oyunlarından ve tahakkümden uzak, sinsi ve hınzır planlardan âri, kimsenin oyuncağı ve tatmin aracı olmadan, ilmi ve tecrübî velayeti ön planda tutan, haysiyetli, onurlu ve şerefli bir akademi olarak faaliyetlerini sürdürmesi, başarılı olması, herkesin ümidi ve arzusudur.
Yıllardan beri gerek Medimagazin Nörofilozofi Köşemde ve gerekse diğer başka dergilerde yazdığım makalelerde ve konferanslarımda üzerinde durduğum ve özellikle akademik unvan, makam ve titrlerin tevdi edilmesinde gördüğüm eksiklikler ve bu konularda önerdiğim çözüm yolları, umarım bu vesile ile de ilgililerin ve sorumluların daha fazla dikkatlerini çeker ve ilmi muasır medeniyet seviyesine ulaşmamıza katkı sağlamış olur.
Mutad olduğu veçhi ile “Ya Hayy!” (Ötüken Yayınları, İstanbul, 2014)’dan bir rubâimizi buraya alarak, Alzheimer’e karşı tavrımızı koyalım.
CANAN YİNE DARGIN
(Mef’ûlü, Mefâîlü, Mefâîlü, Fa’ûlün)
Ey Yâr! Kara Sevda şu senin bendeki aşkın,
Güz sancısı sinmiş gibi, kıskanç ve de hırçın,
Sessiz ve sedâsız tükenip gitmede ömrüm,
Dergâhına geldik ki, O Cânan yine dargın.