Giriş
Barış, insanlık tarihinin en kadim özlemlerinden biridir. Bugün hem Türkiye’de hem de dünyada barışa olan ihtiyaç, küresel krizlerin, çevresel sorunların ve toplumsal kutuplaşmaların artmasıyla daha da belirgin hale gelmiştir. Barış, yalnızca savaşsız bir dünya değil; insan onuruna yaraşır, sürdürülebilir, adil bir düzenin inşasıdır. Bu makalede, aktif vatandaşlık, demokratik okul modeli, problem çözme, temiz bir dünya ve barış ile huzur fikirlerini merkezine alarak Türkiye ve dünya için barışın nasıl inşa edilebileceğini ele alacağız. Bu çerçevede, John Dewey’in ilerlemeci eğitim felsefesi, Mümtaz Turhan’ın kültürel adaptasyon ve Batı değerlerine ilişkin görüşleri, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun toplumsal dönüşüm fikri ve Mustafa Kemal Atatürk’ün barış odaklı siyaset anlayışı rehberimiz olacaktır.
—
Barışı İnşa Etmenin Temel Taşları
1. Aktif Vatandaşlık: Sorumluluk ve Katılım
John Dewey’e göre, demokrasi bir yönetim biçiminden ziyade bir yaşam biçimidir. Demokratik bir toplumda bireyler yalnızca haklarından değil, aynı zamanda sorumluluklarından da haberdar olmalıdır. Aktif vatandaşlar, toplumun sorunlarına çözüm arayan, çevresel sorumluluk üstlenen ve başkalarının haklarına saygı gösteren bireylerdir. Mümtaz Turhan’ın kültürel adaptasyon fikri bu noktada önemli bir yer tutar: Küresel değerleri özümseyerek kendi kültürel değerlerimizi barış içinde geliştirebiliriz.
Mümtaz Turhan, Batı kültürünün odağında kanun, birey ve bilim unsurlarının bulunduğunu vurgular. Bu üç unsur, barışın temellerini oluşturan vazgeçilmez değerlerdir:
Kanun, toplumsal düzenin ve adaletin güvencesidir. Hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem, çatışmaların barışçıl yolla çözümünü sağlar.
Birey, toplumun temel yapı taşıdır. Bireyin hak ve özgürlüklerine saygı gösteren bir sistem, barışçıl bir toplumun ön koşuludur.
Bilim, insanlığın sorunlarını çözmek için akılcı ve objektif yollar sunar. Çevre sorunlarından ekonomik eşitsizliklere kadar pek çok meselede bilimsel yaklaşım, barışın sürdürülebilirliği için kritik bir araçtır.
Türkiye, bu üç unsuru benimseyerek, hem kendi içinde huzuru sağlayabilir hem de küresel barışa katkı sunabilir.
2. Demokratik Okul Modeli: Barışı Erken Yaşta Öğretmek
İsmail Hakkı Baltacıoğlu, eğitimde yeniliklerin toplum dönüşümündeki önemini vurgulamıştır. Okullar, yalnızca bilgi aktarılan mekanlar değil; aynı zamanda toplumsal barışın tohumlarının atıldığı alanlar olmalıdır. Demokratik bir okul modeli, öğrencileri bireysel ve toplumsal sorumluluk bilinciyle donatır. Müfredatta barış eğitimi, çevre bilinci ve hak temelli yaklaşımlar yer almalıdır.
3. Problem Çözme Yaklaşımı: İş Birliği ile Sorunları Aşmak
John Dewey’in ilerlemeci eğitim anlayışı, bireylerin problem çözme becerilerini geliştirmelerini esas alır. Türkiye ve dünya, iklim krizi, ekonomik eşitsizlik ve sosyal çatışmalar gibi çözüm bekleyen sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunların çözümü, bireylerin ve toplumların iş birliği yapmasını gerektirir. Barış, ancak çatışma çözme ve uzlaşma becerilerinin geliştirilmesiyle kalıcı hale gelir.
4. Temiz Bir Dünya: Çevresel Adalet ve Barış
Temiz bir çevre, barışın ayrılmaz bir parçasıdır. Çevresel tahribat, kaynak savaşlarını ve toplumsal huzursuzlukları artırır. Mümtaz Turhan’ın modernleşme teorileri, çevre bilincinin yerel değerlerle nasıl bütünleşebileceğini göstermektedir. Çevre dostu politikaların uygulanması, gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya sağlayacaktır.
5. Barış ve Huzurun Küresel Perspektifi: Mustafa Kemal Atatürk’ün Vizyonu
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışı, barışın yerelden evrensele taşınması gerektiğini vurgular. Atatürk, barışı yalnızca siyasi bir hedef olarak değil, insanlığın ortak bir ideali olarak görmüştür. Barışçıl diplomasi, uluslararası iş birliği ve halklar arası anlayışın geliştirilmesi, Atatürk’ün vizyonunun bugün de ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye, bu vizyon doğrultusunda bölgesel barışın ve küresel istikrarın öncüsü olmalıdır.
—
Sonuç: Barış İçin Ortak Bir Gelecek
Barış, yalnızca hükümetlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak çabalarıyla mümkündür. Mümtaz Turhan’ın kanun, birey ve bilim ekseninde oluşturduğu barış anlayışı, bireylerin haklarına saygı, adaletin tesis edilmesi ve bilimsel yaklaşımın benimsenmesiyle şekillenmelidir.
Türkiye ve dünya için barışı inşa etmek, sabır, emek ve kararlılık gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte, aktif vatandaşlar, demokratik eğitim kurumları, çevresel duyarlılık ve evrensel barış anlayışı temel taşı olacaktır. Ancak bu şekilde, çocuklarımızın barış ve huzur içinde yaşayacağı bir dünya kurabiliriz.