Bilim konusunun bugüne gelinceye kadar tartışmalarına baktığımız zaman, hatırı sayılır biçimde “din” ile ilişkisinin başat gerilim alanı oluşturduğunu ister Batı isterse Müslüman toplumlar ve Türkiye tecrübesine bakarak söylemek mümkündür.
Tanrı’ya referansta bulunmadan bir dünya inşa edeceği iddiasıyla varlık kazanan modernizm, ciddi anlamda ontolojik ve epistemolojik bir kırılma yaratmıştır. Bu bağlamda Tanrı’nın yerine merkeze ontolojik anlamda insan ikame olurken, vahiy de statüsünü kaybederek onun yerine bilim geçmiştir. Esasen bilim insani bir çaba olarak yüzyıllarca varlığını korumuş ve bugüne kadar gelmiştir. Çünkü insan ve evrene dair insani imkanlarla bilgi elde etme çabası pre-modern dönemde de vardır.
Fakat modernleşme sürecinin erken zamanlarında bilim henüz Tanrı ve dinden bir kopuş yaşamadığı gibi, Rönesans’tan itibaren tabiat Tanrı’nın yazılı olmayan kitabı olarak temel referansı oluşturmaktaydı ve tabiattan elde edilecek gerçeklik ve bilgiler Tanrı’nın bu kitabını okumak ve düzenliliklerle ilkeleri elde etmek anlamına gelmekteydi. Fakat ilerleyen süreçte bilim de Tanrı’dan ve dinden bir kopuş süreci yaşamıştır. Öyle ki, gerçekliğin arandığı tabiat ve tarih de dinden arındırılmıştır.
İnsanın kendi imkan ve enstrümanlarıyla (akıl, duyu vb.) ürettiği (b)ilim, evrene, insana ve topluma dair bilgiler, analizler ve ilişkiler geliştirmektedir. Bu bağlamda bilim ucu açık bir faaliyet olup sürekli eleştiri ve tartışmalara açıktır. Dolayısıyla ucu kapandığı anda, bir başka deyişle bir nass gibi düşünüldüğü zaman dogmatikleşir ki, bilimin özüne aykırı bir durumdur. Özellikle 19. Ve 20 yüzyıllarda bilime kimi zaman böyle “nassi” bir karakter yüklenmiştir.
Fakat bilimin insanın imkan ve sınırlılıkları çerçevesinde sınırlarının olduğunu özellikle vurgulamalıyız. Bunun üç önemli boyutunun altını çizmeliyiz. Birincisi, bilim insan aklı ve deneyimlerinin ötesindeki varlık alemine giremez. Metafizik dediğimiz bu alanla ilgili bilgileri ancak din vermektedir. Bilim bu alanla ilgili olarak sadece “bilmiyorum” diyebilir. İkincisi, insanın yanılabilirliği çerçevesinde, bilimin ortaya koyduğu sonuçların da tartışılabilir olması gereklidir. Üçüncüsü, fenomenal dünyanın bilgisi insani imkan ve çabalarla üretilen bilimsel faaliyetlerin sonuçlarıdır. Bu açıdan bilim insana önemli bir alan açmaktadır.
Türkiye’nin Osmanlı’dan itibaren bilimle ilk tanışması bir yöntem olarak pozitivizm üzerinden gerçekleşmiştir. Pozitivizm özellikle bilimde metafizik spekülasyonlardan uzaklaşarak kesinliğe ulaşma arzusuyla kullanılan bir yöntem olmuştur. Doğrusu bilimin metafizik spekülasyonlardan uzak durması önemli ve olumlu bir tavırdır. Fakat Auguste Comte gibi isimler üzerinden de takip edilebileceği gibi pozitivistik yöntem bununla yetinmemiş ve giderek metafizik alanla ilgili yargılar üretmeye başlamıştır. Bu yargıları da büyük oranda metafizik alanı ret biçiminde olmuştur. Tabii ki bu yöntemin gündelik hayatta dini düşünce ve hayat üzerine olumsuz yansımaları söz konusudur.
İşte bu tarihi ve zihni arka plan toplumda “bilim”e dair iki farklı keskin tavrın etkili olmasını sonuçlamaktadır. Birincisi, batılılaşmacılar hala bilimi bir “nass” gibi görmeye devam etmekte ve hatta dini alanın üzerine müdahalede bulunmaktadırlar. İkincisi ise, bugün bilimsel yöntemde önemli değişimler olmakla birlikte, hala bilime bir güvensizlik duygusuyla yaklaşan çok geniş anlamda muhafazakar insanlardan söz edilebilir. İkinci grup aynı zamanda “bilimi teolojinin içerisine sıkıştırarak” bilimsel bilginin açılımı ve tartışılmasını zayıflatmaktadır.
2 yorum
Ben bu bilim din çelişkisini hep anlamsız bulmuşumdur. Tanrının yarattığı kâinatı anlamaya çalışmak, dengesinin kurallarını tespit edebilmek neden dinle çelişsin ki, Kara delikler de yaratıcının eseri değil mi? İnsan var olduğu dünyayı anlamak ve daha kaliteli bir hayata ulaşabilmek için bilimle uğraşmıyor mu? Bence dini temsil edenlerde ve yorumlarında problem var. Tanrının büyüklüğünü idrak edemedikleri için kendi kapasitesizliklerine göre değerlendiriyorlar.
İslamî bakış/yaklaşım bilimle barışık pozitivist bakış vahyî bilgi ile problemli..