Her alanda adaletin hakimiyetinde, ekonomik sorunlara proaktif yaklaşım gösterilebilmesinde, israfın önlenebilmesinde gerekli planlamaların doğru ve etkin bir şekilde yapılabilmesinde evrensel reçete, yol haritası: Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici KurumlarGideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur. Peter Drucker
Özet
Planlamanın önemi konusunda Drucker'in sözü bireysel ve kurumsal her seviyede geçerlidir. Mikro ölçekteki önemi yanında makro ölçekte planlama, bir ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını, büyümesini yönlendiren en önemli araçlardan biridir. Plansızlık ise çeşitli sektörlerde kaynak israfı, ekonomik istikrarsızlık ve uzun vadeli hedeflerin önünde bir engel olarak ortaya çıkmaktadır. Çalışmada, enerji, tarım, finans, ulaştırma ve sağlık gibi önemli sektörlerde plansızlık kaynaklı sorunların çözümünde Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların (BDDK) yaklaşımlarının nasıl olabileceği tartışılarak, sektöre yönelik spesifik çözüm önerileri sunulmuştur.
Giriş
Üretim ve tüketimin kendi halinde piyasa koşullarına bırakılması, bu işlevlerin dengesiz bir şekilde gerçekleşmesine; çevre sorunlarına, fiyat istikrarsızlıklarına veya nihayetinde ekonomik krizlere yol açabilmektedir. Bu yüzden mikro ölçekte üretim ve tüketim süreçlerinin bilinçli ve israf etmeden gerçekleştirilebilmesi için piyasaların düzenlenmesi ve denetlenmesi; makro bakış açısıyla da planlama önem kazanmaktadır.
Planlama, kaynakların etkili bir şekilde kullanılması, hedeflerin belirlenmesi ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli adımların organize edilmesi sürecidir. Bu işi yapacak kurum ve/veya kurumların özerk olması; buralarda çalışacakların, görev alanların da özel düzenlemeye tabi olması gereklidir. Çünkü piyasaların düzenlenmesi ve denetlenmesi kamu hizmeti olmakla birlikte, klasik kamu hizmetlerinin yürütülmesi mantığından farklıdır.
Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanından itibaren kalkınma süreçlerinde planlamanın önemi sık sık vurgulanmış ancak uygulamada çeşitli sorunlarla karşılaşılmıştır. Plansızlığın tercihiyle çeşitli sektörlerde kaynak israfı, ekonomik istikrarsızlıklar ortaya çıkmıştır.
Çalışmada, enerji, tarım, finans, ulaştırma ve sağlık gibi önemli sektörlerde plansızlık uygulamalarından kaynaklı sorunların çözümünde BDDK’ların yaklaşımlarının nasıl olabileceği tartışılarak, sektörlere yönelik spesifik çözüm önerileri sunulmuştur.
Yanlışların Önlenmesinde Planlamanın Rolü
Planlama süreci, kaynak israfını ve hatalı politikaları önlemede önemli bir araçtır. Türkiye’deki deneyimler ışığında yanlışların önlenmesi için planlamanın rolü şu başlıklar altında incelenebilir:
- Stratejisiz Politikaların Önlenmesi: Plansız dönemlerde ani ve kısa vadeli kararlar, ekonomik istikrarsızlık ve kaynak israfına yol açmıştır. Örneğin, tarım sektöründe destekleme politikalarının plansız bir şekilde uygulanması uzun vadede sektöre zarar vermiştir.
- Bölgesel Dengesizliklerin Azaltılması: Plansız kalkınma politikaları, bölgeler arası gelişmişlik farklarının artmasına yol açmıştır. Planlama süreci, bu tür dengesizlikleri öngörerek kaynakların adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayabilir.
- Doğal Kaynakların Korunması: Çevresel sürdürülebilirlik açısından planlama, doğal kaynakların israf edilmesini ve çevreye zarar veren projelerin hayata geçirilmesini engelleyebilir.
Doğruların Yapılmasında Planlamanın Rolü
Planlama, doğru politikaların belirlenmesi ve uygulanması için rehberlik sağlar. Türkiye’deki planlama süreçlerinde doğruların yapılmasına yönelik örnekler şu şekildedir:
- Kalkınma Planlarının Hazırlanması: Beş yıllık kalkınma planları, Türkiye’nin sanayi ve altyapı yatırımlarında önemli rol oynamıştır. Örneğin, 1960’lardaki planlı dönem, sanayileşmenin hızlanmasını sağlamıştır.
- Sektörel Stratejiler: Tarım, sanayi ve hizmet sektörlerine yönelik hedeflerin belirlenmesi ve bu hedeflere ulaşmak için kaynakların tahsis edilmesi planlama sürecinin olumlu yönlerindendir.
- Uluslararası Rekabet Gücünün Artırılması: Planlama, Türkiye’nin ihracat potansiyelini artıracak sektörlerin belirlenmesi ve bu sektörlere yönelik yatırımların yapılması açısından kritik bir araçtır.
İsraf Ekonomisi Plansızlık İlişkisi
Türk Dil Kurumu’na göre, “gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık” davranışları israf olarak ifade edilmektedir. İsraf ekonomisi kavramı da ekonomik olmayan davranışları; verimli sonuçlar üretmeyen uygulamaları, kaynakların etkin olmayan kullanımını ifade eder ve genellikle plansızlık kaynaklıdır. Plansızlık, kamu ve özel sektörde gereksiz harcamalara, kaynak yetersizliğine ve ekonomik verimsizliğe yol açar. Türkiye’deki plansızlık örnekleri, enerji krizlerinden tarımsal üretim sorunlarına, altyapı eksikliklerinden sağlık hizmetlerindeki dengesizliklere kadar geniş bir yelpazede kendini göstermektedir ki, birçok hak kaybına, adaletsizliğe yol açmaktadır.
Hakkaniyeti koruma ve her türlü israfı önleme amacı, mikro ölçekteki uygulamalardan yani hane halkı ve işletmelerdeki işlemleri düzenlemeden başlamalıdır. Çünkü üretim ve tüketim kararları ve bunların gerçekleşme döngüleri; yani doğal kaynakları kullanarak gerçekleştirilen üretim faaliyetleri, kısacası ekonomik ve ticari eylemler evlerde-işletmelerde gerçekleşmektedir. Bu faaliyetler ve süreçler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme ve sonrasında el değiştirmeyi sağlayan ticari organizasyonlar, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından en gelişmişini karşılamasına kadar vazgeçilmezdir. İslamiyet de bu konuya işaret buyurmuş ve ticareti teşvik etmiştir. Fakat buna dair ilkeleri de koymuştur. Bu işi belli bir sisteme bağlamış, ticareti kişinin insafına ve vicdanına bırakmamıştır. “İnsan hayatında rahat bir geçim için iki şey zaruridir. Bunlardan biri kazanmak, diğeri de elde olanı yerinde ve ölçülü harcamaktır. Bunlardan biri eksik olursa hayatın ahengi bozulur, yaşamak zorlaşır, huzur yok olur. Hâlbuki İslam’da meşru yollardan mal kazanmak Müslümanlar üzerine farzdır. Bunun gibi elde mevcut bir malı da yeri geldiğinde yerli yerince ve hakkıyla sarf etmek de bir vecibedir” (Doğan, 1986: 203).
Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların Önemi
Günümüzün küreselleşmiş piyasalarının hem ulusal hem de uluslararası yapısının takip edilebilmesi, ortaya çıkan ekonomik krizlerin yönetilebilmesi klasik devlet anlayışı ve kurumlarıyla güçleşmektedir. Hatta bu anlayışın uygulamalarına, dışlayıcı olduğu gerekçesiyle karşı da çıkılmaktadır. Daha genel bir bakışta “yeni kurumsal iktisat, kurumların içinde yerleşik olan, piyasaları destekleyen, toplumsal yatırımlara ve büyümeye olanak sağlayan teşvik mekanizmalarına vurgu yaparak kalkınma sorununa yaklaşmaktadır. Farklı ekonomik performansları açıklamada hem mikro hem de makro analizler kullanmaktadır. Mikro analiz kurumların ekonomik işlemler ve davranışlar üzerindeki etkisini, ekonomik faaliyetlerin organizasyonunu ve mülkiyet haklarının ekonomik faaliyetler üzerindeki etkisini incelerken, makro analizler kurumlar, kamu sektörü, yönetişim gibi alanlara odaklanmaktadır. Bazı durumlarda kurumsal analizlerde mikro ve makro perspektifler bir araya gelebilmektedir” (Dumludağ, 2014: 20).
Özetle BDDK’lar, sektörlerdeki plansızlık sorunlarını çözmek için stratejik kararlar alır ve uygulamaları denetler. Bu kuruluşlar, veriye dayalı politikalar geliştirme, şeffaflığı artırma ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini destekleme açısından önemlidir. Türkiye’de önemli olanları arasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Rekabet Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu yer almaktadır.
Türkiye’de İsrafın Önlenmesinde, Planlamaların Gerçekleştirilebilmesinde Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlara Öneriler
Türkiye özellikle 1990’lı yıllarda hız kazanan liberalleştirme ve özellikle özelleştirme faaliyetleriyle önemli bir değişim yaşamıştır. Bu serbestleştirme sürecinin ortaya çıkardığı düzenleme ve denetim eksikliği, 1994 ve 2001’de bedeli çok ağır olan finansal krize yol açmıştır. Özellikle finansal sermaye ve enerji gibi temel üretim faktörlerinde dışa bağımlı olan bir ekonomide yaşanan krizler israfın daha da büyümesine neden olmuştur. Çünkü ülke içinde yetersiz olan bu kaynaklar borçlanmayla elde edilmiş fakat uygun şekilde kullanılmamasıyla da fatura büyümüştür. Ülkedeki üretim faktörlerindeki yetersizliklere, siyasi kadroların hatalarının da eklenmesiyle yaşanan kriz, küçülmeyi, geriye gidişi, o ana kadarki kazanımların yok olmasını kısacası israfı hızlandırmıştır. Bu acı tecrübelerin ortaya çıkardığı gerçek, piyasaların düzenlenmesi ve denetlenmesi faaliyetlerinin tamamıyla siyasi kadrolara bırakılamayacağıdır. Zira seçimle işbaşına gelenlerin kısa dönemli hedefleri ile sürekli değişen piyasaların takibinin klasik yönetim anlayışıyla olamayacağıdır. Özellikle güncel teknik ve bilimsel özellikler gerektiren düzenlemelerin siyasiler tarafından atanan klasik memurlar marifetiyle yapılamadığı, alınması gereken hayati kararların zamanında alınamadığı ve uygulanamadığı görülmüştür. Çözüm ise devletin düzenleyici ve denetleyici görevlerini etkin kılmak amacıyla idari ve mali özerkliğe sahip Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların oluşturulması olmuştur (Yazıcı ve Yazıcı, 2017: 678).
Türkiye’deki yapılanmanın bu kurumlar vasıtasıyla gerçekleştirilmesi kurumsallaşma anlamında önemli bir başarı sağlayacaktır. Çünkü bu kurumlara sahip ekonomilerin piyasalarında, küresel sistemin istediği standartlarda mal ve hizmet üretim süreçlerinin kurulacağı ve bu standartlara uyumun tüm (yerli/yabancı) girişimciler için zorunlu olacağı; haksız rekabet yaratıcı ortamların ortadan kalkacağı yani kayırma veya dışlama olmayacağı beklenmektedir. Başka bir ifadeyle bu yapılanmalar sonucunda, üst kurullar olarak da ifade edilen bağımsız düzenleyici otoriteler, tüm girişimciler için mülkiyet haklarının tanınmasının ve korunmasının teminatı olacaktır. Aksi durumda “piyasalar, katılımcıların yolsuzluk ya da rekabet karşıtı davranışlar içerisine girmesi hakinde çöker. İşlem maliyetlerinin, teknolojik ve diğer parasal olmayan dışsallıkların içselleştirilmesini engellemesi halinde de çöker. Ayrıca, eksik bilginin etik tehlikeler ve olumsuz seçimlere yol açması halinde de çöker” (Rodrick, 2014: 41).
Bu yüzden hem israf ekonomisinin önlenmesi hem de hızlı kalkınmanın gerçekleşebilmesi için “mülkiyet haklarını hayata geçiren, eşit rekabet şartları sağlayan ve yeni teknoloji ve becerilere yatırım yapmayı teşvik eden kapsayıcı ekonomik kurumlar, ekonomik büyümeyi” teşvik etme konusunda daha başarılı olacaktır (Acemoğlu ve Robinson, 2016: 407).
Bu yüzden günümüzün küresel piyasalarına açılmış devlet yönetimlerinden de beklenen, bu kapsayıcı ekonomik ve siyasal kurumlara sahip olması ve onları işletmesidir. Fakat bu yapılanma sürecindeki ülkede BDDK’ın kurulması tepki ve zaman alabilecektir. Bu yüzden “hükümetlere verilecek tavsiyeler veya ülkede yapılması gereken reformlar konusunda, kurumlardan çok yönetişime2 vurgu yapılmaktadır.” Bunun nedeni belki de, “yönetişiminizi güçlendirin tavsiyesi, kurumlarınızı değiştirin tavsiyesinden daha nazik, daha masum, daha çekici ve daha kolay pazarlanabilir gözükmektedir” (Aysan, 2014: 70).
Yazıcı ve Yazıcı (2017) çalışmasında yer alan Tablo 1’de, temel üretim faktörlerinin arzının kontrolünü, planlanmasını ve kullanımında etkinliğini artırmak amacına yönelik çalışabilecek kurumlar özetle verilmektedir. Burada önerilen kurumların bazılarının halen faaliyetlerine devam etmesi diğerlerinin yapılanma sürecini hızlandıracaktır. Ama bağımsız düzenleme ve dış denetleme görevinin siyasal sistemden bağımsız, saydam ve hesap verebilen; oyunun kurallarını koyan ve denetleyen bir anlayışla kurgulanması ve süreçlerinde de yalın üretim felsefesinin esas alınması gerekmektedir. Bu anlayışın egemen olmasıyla; kalite, verimlilik, mükemmellik gibi değerlerin standartları belirlenebilir ve bunlara göre de gerçekleşmeler ölçülebilirse, mükemmelliğe giden yolda önemli iyileştirmeler yapılarak, tüm üretim faktörlerinde tasarruf sağlanmaya başlanabilecektir. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ead/issue/48244/610755
Tablo 1: İsrafın Önlenebilmesinde Görevlendirilebilecek Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların Yapılanmasına Öneriler
Her alanda adaletin hakimiyetinde, ekonomik sorunlara proaktif yaklaşım gösterilebilmesinde, israfın önlenebilmesinde gerekli planlamaların doğru ve etkin bir şekilde yapılabilmesinde evrensel reçete, yol haritası olarak bu örneklerin bazıları sistemde mevcuttur. İyi örneklerin referans alınarak Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar’ın etkinliğinin artırılması gerekmektedir.
Önerilen Kurum | Piyasa | Görevi |
İşgücü Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu | Emek Piyasası | Emek israfının önlenmesi için ülkenin demografik gelişimini ve emek piyasasındaki talepleri dikkate alarak, toplumdaki her bireyin ilköğretiminden itibaren kariyer planlamalarının yapılması ve uygulanması için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yapmak. |
Finans Piyasaları Düzenleme ve Denetleme Kurumu | Finans Piyasası | Para ve sermaye piyasalarında finansal sermaye israfını önleyebilmek için iç ve dış tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini koruyacak, onların sisteme güvenini sağlayacak, faizli-faizsiz şeklindeki finansal araç çeşitlenmesiyle ilgili finansal sistem düzenlemelerini ve denetlemelerini temin etmek. |
Doğal Dengeyi ve Çevresel Değerleri Koruma Kurumu | Doğal Çevre | Toprak, su, hava gibi doğal kaynakların kullanımında israfın önlenmesi ve sürdürülebilir bir ekosistem için çevresel düzenlemeleri belirlemek ve koşulsuz uyumu gerçekleştirmek. |
Temel Gıda Ürünleri Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu | Temel Gıda Ürünleri Piyasası | Temel gıda ürünlerinde (süt ve süt ürünleri – et, balık ve kümes hayvanları – sebze ve meyveler – tahıllar – yağlar, şekerler vb. gibi.) enflasyon, deflasyon gibi dengesizlikler meydana gelmeden, insanlara dengeli, sağlıklı bir beslenmeyi ekonomik olarak karşılayabilecek üretim imkânlarının geliştirilmesini sağlamak. |
Madencilik ve Enerji Piyasası Düzenleme Denetleme Kurumu | Maden ve Enerji Piyasası | Maden ve enerji ihtiyacının kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulabilmesi için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yapmak. |
Sağlık Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu | Sağlık Piyasası | Sağlık sisteminde yer alan aktörlerin çeşitliliğini, arzın sürekliliğini sağlamayı dikkate alarak uygulanan politikalarda yeknesaklığı sağlayacak düzenleme ve denetlemeleri yapmak. |
Rekabet Kurumu | Tüm Mal ve Hizmet Piyasaları | Tüm mal ve hizmet piyasalarında rekabeti engelleyici, bozucu faaliyetleri önlemek için gerekli düzenlemeleri ortaya koymak ve denetlemeleri bunlara göre icra etmek. |
Kamu İhale Kurumu | İlgili Tüm Piyasalar | Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde, kamu kaynaklarının etkin kullanımını sağlamak için rekabetin oluştuğu bir ihale sisteminin gerekli esas ve usullerinin düzenlemesini ve denetlemelerini gerçekleştirmek. |
Kaynak: Yazıcı ve Yazıcı, 2017: 680.
Sonuç
Planlama, bireysel ve kurumsal her seviyede dikkate alınması gereken önemli bir stratejidir. Bireysel seviyedeki ifadesi kariyer planlaması iken ülkenin kalkınma ve büyüme hedeflerine ulaşmasında, kurumsallaşmanın her seviyede başarılmasında kritik bir araçtır. Türkiye’de geçmişte yapılan yanlışların tekrarlanmaması ve doğruların artırılması için planlama süreçlerinin stratejik, katılımcı ve sürdürülebilir bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir. Bu süreç, Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan daha güçlü bir geleceğe ulaşmasını sağlayacaktır. Kısacası BDDK’lar hem planlamanın yapılmasında hem de amaca ulaşılıp ulaşılmadığının, hedeflerin revize edilmesinde hayati öneme sahiptirler.
Kaynaklar
- Acemoğlu, D. ve Robinson, J. A. (2016). Ulusların Düşüşü Güç, Zenginlik ve Yoksulluğun Kökenleri, Çeviren: Faruk Rasim Velioğlu, 11. Baskı, İstanbul, Doğan Kitap.
- Aysan, A. F. (2014). “Yönetişim ve Kurumlar Kavramlarının Yükselişi”, Kalkınmada Yeni Yaklaşımlar, Yayına Hazırlayanlar: Ahmet Faruk Aysan, Devrim Dumludağ, Ankara: İmge Kitabevi.
- Doğan, L. (1986). Toplumun Temelini Sarsan Belli Başlı Problemler (Huzur ve Saadetin Esasları), Ankara, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları No:258.
- Dumludağ, D. (2014). “Kurumlar, Kurumsal Değişim ve Ekonomik Kalkınma” Kalkınmada Yeni Yaklaşımlar, Yayına Hazırlayanlar: Ahmet Faruk Aysan, Devrim Dumludağ, Ankara: İmge Kitabevi.
- Rodrick, D. (2014). “Kaliteli Büyümeye Yönelik Kurumlar: Nelerdir ve Nasıl Kazanılır?”, Kalkınmada Yeni Yaklaşımlar, Yayına Hazırlayanlar: Ahmet Faruk Aysan, Devrim Dumludağ, Ankara: İmge Kitabevi.
- Yazıcı, R., & Yazıcı, A. (2017). İsraf Ekonomisinin Önlenmesinde Bağımsız Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşların Önemi: Türkiye Örneği. Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 3(4), 673-681.
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/792906