Sosyal güvenlik sistemlerinde finansman yönetiminde genellikle 4 çalışanın gelirinin yaklaşık 1 emeklinin gelir ihtiyacına karşılık geldiği bilinmektedir. Ancak emeklilik sonrası çalışan gelirlerindeki düşüş, birçok çalışanın emekli olmayı geciktirmesine ya da yaşam standardını düşürmemek için emekli olsa da çalışmaya devam etmesine neden olmaktadır. Emeklilik sonrası çalışan gelirlerindeki düşüşün neredeyse %50’yi bulmakta olması ve özellikle Türkiye’deki gibi yüksek enflasyon oranlarına sahip ülkelerde geçim sağlayabilmek isteyen emeklilerin gelirlerinin yüksek vergi oranları ve enflasyonun neden olduğu fiyat artışlarıyla günden güne erimesi; emeklileri gelir bakımından ailelerine muhtaç duruma getirmiştir.
Emeklilerin geçim standardı incelenirken dikkate alınması gereken uluslararası karşılaştırma yapılmasına imkân veren iki temel gösterge bulunmaktadır. Bunlardan ilki emekli gelirlerinin gayri safi milli hasıladaki payı iken, diğeri emeklilere ilişkin yapılan sosyal koruma harcamalarının gayri safi milli hasıladaki payıdır. Uluslararası Çalışma Örgütüne (ILO) göre sosyal koruma; Sosyal koruma veya sosyal güvenlik, yaşam döngüsü boyunca karşılaşılan risklere (örneğin, işsizlik, engellilik, analık vb.) ve genel yoksulluk ve sosyal dışlanmaya maruz kalanlara dayalı olarak bireylere faydalar sağlar. Sosyal koruma planları, ücretlerden (sosyal sigorta) veya genel vergilendirmeden (sosyal yardım) gelen katkılarla finanse edilebilir. ILO’ya göre sosyal güvenliğin 9 dalı; sağlık koruması, işsizlik yardımları, yaşlılık aylığı, engellilik yardımları, iş kazası tazminatları, doğum yardımı, hayatta kalanların hakları, hastalık yardımı, aile ve çocuk yardımlarıdır.(Bknz.https://www.ilo.org/topics/social-protection) TÜİK’in sosyal koruma harcamaları kapsamına 7 konu girmektedir. Bunlar; 1.Hastalık/sağlık bakımı, Engellilik/malullük 3. Yaşlılık/emeklilik 4. Dul/yetim, 5. Aile/çocuk, 6. İşsizlik, 7. Sosyal dışlanmadır. Sosyal koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı 2022 yılında %8,4 oldu. Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların %3,8 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, %2,6 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve %1,0 ile dul/yetim harcamaları takip etti. (Bknz. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Sosyal-Koruma-Istatistikleri-2022-49675)
Diğer yandan dünya nüfus istatistiklerine göre; 2024 itibariyle yaklaşık 1 milyar 428 milyon insanla Hindistan 1. sırada, 1 milyar 425 milyon insanla Çin ikinci sırada ve 339 milyar insanla Amerika’nın 3. olarak bulunduğu en yüksek nüfusa sahip ülkeler sıralamasında Türkiye; 85 milyar insanla dünya en yüksek nüfuslu ülkeler ilk 20 sıralamasında 18. sırada yer almaktadır. (Bknz. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Dunya-Nufus-Gunu-2024-53680)TÜİK’in “İstatistiklerle Yaşlılar” konulu verileri incelendiğinde; Türkiye’de 2023 sonu 2021 yılında emekli/yaşlı ve dul/yetim maaşlarının GSYH’den aldığı pay Türkiye’de %6,1 iken, AB ortalaması % 13’tü.Türkiye’de emeklilerin nüfusa oranı artarken, emeklilerin milli gelirden aldığı pay düşmektedir. Emekli maaşlarının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranında Türkiye 36 Avrupa ülkesi içinde sondan ikinci sıradadır. Avrupa İstatistik birimi Eurostat verilerine göre emekli/yaşlı ve dul/yetimin dahil olduğu emekli maaşlarında GSYH’den en çok pay alan ülke %17,2 ile İtalya, bunu takiben Yunanistan (%16,6) Avusturya (%15,4) ve Fransa (%14.4)dır. Emeklilerin GSYH’den aldığı paya ilişkin AB ortalaması %13 iken, Türkiye’de bu oran İrlanda’daki %4’lük oranı takiben % 6,1 ile sondan ikinci sıradadır. Eurostat verilerine göre 2021 yılında Türkiye’de sosyal koruma harcamalarının GSYH’ye oranı %10,7’dir. Türkiye bu oran ile 36 Avrupa ülkesi içinde son sırada bulunmuştur. Sosyal koruma harcamalarının GSYH’ye oranı AB’de ise %28,7. TÜİK verilerine göre 2021 yılında sosyal koruma yardımlarının GSYH içindeki payı ise %10,7 idi. Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların en büyük paya sahip harcama türü olduğu ve oranının %4,9 olduğu görülmektedir. Bunu, % 3,3 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve %1,2 ile dul/yetim harcamaları izlemiştir. Sosyal koruma gelirlerinin % 38,’ını devlet katkıları,% 30,6’sını işveren sosyal katkıları ve %25,9’unu koruma kapsamındaki bireyler tarafından yapılan sosyal katkılar oluşturdu. Öte yandan sosyal koruma yardımlarının payı 2020 yılında % 12,8’den 2022’de %8,2’ye düşmüştür.(Bknz.https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Yaslilar-2023-53710#:~:text=T%C3%9C%C4%B0K%20Kurumsal&text=Ya%C5%9Fl%C4%B1%20n%C3%BCfus%20olarak%20kabul%20edilen,10%2C2’ye%20y%C3%BCkseldi). Türkiye’de sosyal koruma kapsamında emekli/yaşlı, dul/yetim ve engelli/malul maaşı alan kişi sayısı 2021 yılında 14 milyon 624 bin iken, 2022’de 14 milyon 851 bin kişiye ulaştı. Ayrıca sosyal koruma kapsamında maaş yardımı sayısı 2021 yılında 15 milyon 362 bin iken, 2022 yılında 15 milyon 630 bindir. (TÜİK,“Sosyal Koruma İstatistikleri, 2022”,https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Sosyal-Koruma-Istatistikleri-2022-49675).
2021’de AB ülkelerinde emekliliklere yaklaşık 1.882 milyar Euro harcandı, bu miktar ise toplam gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) %12,9’una karşılık gelmektedir. Toplam emeklilik harcamaları 2020’ye kıyasla %2,8 artsa da, bunun GSYİH’ye oranı 2020’deki %13,6 oranına göre düşüş göstermiştir. Emeklilik harcamalarının göreceli önemi, 2021 yılında AB ülkeleri arasında önemli ölçüde farklılık gösterdi. Bu oran, GSYİH’nın %16,4’ü ile Yunanistan’da zirveye ulaşırken, bunu İtalya (%16,3), Avusturya (%15,0) ve Fransa (%14,9) izlemiştir. En düşük oranlar ise; İrlanda (%4,5), Malta (%6,4), Macaristan (%7,0) ve Litvanya’da (%7,1) görülmüştür.
Grafik: AB Ülkelerinde Emeklilik Harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıladaki Payı (%) 2020-2022 ve 2050 Tahmini
Kaynak: OECD, “Percentage At a Glance 2023”, https://www.oecd-ilibrary.org/docserver/16b669e0-en.pdf?expires=1720869927&id=id&accname=guest&checksum=9A9E2C6A2FD1209E48CEE7A3986E2D9F
2021 yılında AB nüfusunun %27,2’si emeklilik maaşı alan kişilerdi. Farklı emeklilik kategorilerine bakıldığında, yaşlılıkla ilgili emeklilik maaşları AB’deki en büyük kategoriydi ve tüm emeklilik harcamalarının %79,9’unu ve yararlanıcıların %80,3’ünü oluşturuyordu. Hayatta kalanların emeklilik maaşları ikinci en büyük kategoriydi ve harcamaların %12,0’sini ve yararlanıcıların %21,3’ünü oluşturuyordu, bunu engellilik maaşları (%7,9 harcama ve yararlanıcıların %12,2’si) ve işsizlik maaşları (%0,2 harcama ve yararlanıcıların %0,1’i) takip ediyordu. (Bknz.https://ec.europa.eu/eurostat/en/web/products-eurostat-news/w/ddn-20240611-1). Ancak OECD tarafından yapılan projeksiyon çalışmalarında kamu emeklilik harcamalarının tüm OECD-31 ülkelerinde ortalama olarak 2040 yılına kadar GSYİH’nın %8,9’undan GSYİH’nın %10,0’una yükseleceği, AB27 ülkelerinde 2020’de GSYİH’nın %9,9’undan 2050’de GSYİH’nın %11,3’üne çıkması ve sonrasında istikrar kazanması öngörülmektedir. Belirtilen projeksiyonda; Belçika, Çekya, Macaristan, İrlanda ve Lüksemburg’un emeklilik harcamalarının GSYİH’ya oranında %3’ten fazla bir yükseliş, bunun tersine, Danimarka, Estonya ve Portekiz’de ise bir düşüş beklenilmektedir.
Sonuç olarak; Türkiye’de pek çok emeklinin maaşları ve diğer ülkelerle arasındaki uçurum dikkate alındığında karşılaşılan tabloda; yabancı emeklilerin Türk emeklilere göre dünya turuna çıkıp çalışma hayatı sürecinde yapamadıkları pek çok etkinliği yaparak daha keyifli birer emeklilik dönemi geçirmelerine karşılık, Türk emeklilerin geçim sağlama derdinden, hayat pahalılığına ekonomik anlamda uyum sağlayamadıklarından tatil ve diğer eğlence aktivitelerini yapamadıkları görülmektedir. Türkiye’de Ocak 2024’ten itibaren “en düşük emeklilik aylığı” 10bin TL olarak uygulanmakta olması değerlendirildiğinde; tek seferlik market ya da araç yakıt masrafının dahi Türkiye’de şu an itibariyle minimum 2.000 TL’yi bulduğu günümüz ekonomik şartlarında emeklilere verilen emeklilik maaşı oldukça yetersiz olarak ifade edilebilir. Dolayısıyla kişilerin emekli olduktan sonra maaşlarının neredeyse yarı yarıya düşmesi ve emekliliğinde de kişilerin geçinebilmeleri ve yaşam standartlarının çok düşmemesi için yeniden çalışmalarını gerektirmektedir. Dolayısıyla emekli olarak çalışmaya devam eden kişilerin maaşları incelendiğinde de; emekli olarak çalışan kişinin maaşı tecrübe süresi, firma, yapılan işin mahiyeti gibi kriterlere göre değişse de; en düşük emekli maaşı 17.000 TL, ortalama emekli maaşı 26.000 TL ve en yüksek emekli maaşı 42.200 TL olduğu görülmektedir. Türkiye için yapılan güncel yoksulluk araştırmaları ile bu maaşlardaki rakamlar karşılaştırıldığında günümüz Türkiye’sinde 70 bin TL’ye kadar alınan maaşların yoksulluk sınırında görüldüğü bilinmektedir. Buradan hareketle emeklilerin çalışma hayatları boyunca verdikleri çabaların takdiri ve en doğal hakları olarak insana yakışır şartlarda yaşlılık zamanlarını refah içinde geçirmelerine imkan verecek şartların tesisinin sosyal devlet olmanın gereklerinden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ayrıca Türkiye’de verilen sosyal yardım harcamaları içinde emeklilere verilen payların ilgili harcama kalemleri içinde en yüksek düzeyde görünse de, diğer ülkelerdeki verilerle karşılaştırıldığında genellikle son sırada yer aldığı görülmektedir. Bu durumun da iyileştirilmesi gereklidir. Ayrıca 2024’te bayram ikramiyesi olarak Kurban ve Şeker bayramlarında emeklilere 3.000 TL’nin verilmesi güzel bir uygulama olsa da, emekliler açısından bütçeden ek ödemeler yerine asli maaş ödemelerine yansıtılacak ödemelerin çok daha ekonomik refah sağlayıcı etki doğuracağı düşünülmektedir.