Her Mart ayının 3. Haftası "Yaşlılar Haftası" olarak hatırlanır. Kurumlar, kişiler, ilgililer ve yetkililer demeçlerinde, etkinliklerinde bir şekilde yaşlılarımıza ve yaşamlarına değinirler. Yaşlı denilince genelde güz ayları akla gelir. Bu Hafta, neden ilkbahar (doğanın yenilenen, coşan) mevsimindedir? Bilemiyorum. Bu anlamlı hafta ile ilgili olarak ben de bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar az olan ve nesli tükenen Ulu Çınarlarımızdan bazılarına Köşemde yer vererek kendimi onurlandırmak istiyorum.
Çınar, uzun boy ve kalın gövdesi ile görkemli bir ağaç olup, ağaçların en ulusudur. Kirli havaya çok dayanıklı ve uzun ömürlüdür. Kökleri kuvvetli olan Çınar, her türlü toprakta rahatlıkla yetişebilmektedir. Çınar ağacı gibi yaşamın her türlü olumsuzluğunda dik duruşunu sergileyip çevresine ışık saçan büyük insanlar… Türkiye’nin yakın tarihinin canlı tanıkları, adları kamuoyuna mal olmuş saygın, sorumlu ve sivil toplumcu, yazar, çizer, sanatçı… Türkiye’nin yaşayan çınarları… 80’leri geçen yaşları ile kendilerini gerçekleştirmeye ve topluma ışık tutmaya devam ediyorlar.
Kimler mi ?
1919 yılında Bursa’da dünyaya gelen, müzik eğitimine Anadolu Musiki Cemiyeti’nde başlayan Hafız Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Lem’i Atlı, Mustafa Nafiz Irmak gibi devrin önemli üstatlarından dersler alan, İstanbul Radyosu’nda şarkı söylemeye başlayan, Cumhuriyet’in kurucusu ve Türk sanat müziğinin büyük hayranı Atatürk’ün huzurunda şarkı okuyan Türk Sanat Müziği’nin ünlü sesi Müzeyyen Senar; İstanbul ve Ankara Radyo Evlerinde ve Türkiye’nin ünlü gazinolarındaki programları ve plak çalışmalarıyla Türk Müziğinin ve Türkiye’nin unutulmaz çınarı ve esintisidir. Bodrum’da yaşam notaları ile hayata devam bestesini icra etmeye çalışıyor…
1923 yılında Adana’nın Osmaniye ( o zamanların) ilçesinin bir köyünde doğan, çocukluğunda yazar, şair olan, aynı zamanda ırgatlık, pirinç tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalışan Yaşar Kemal; Cumhuriyet gazetesinde yazarlığı olan ödüllü ve ilkleri olan "Sarı Sıcak" adlı öyküsünü ve "İnce Memed" romanının yazarı, 50’li yıllardan günümüze birçok dile çevrilen ve ödüllü kitapları olan, Fransa’nın Légion D’Honneur nişanını alan, dünya yazarı, dünya vatandaşı, bir o kadar da Anadolu halkları aşığı Koca Çınar…
1925 yılında Aydın’da doğan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitiren, avukatlık, matbaacılık, dergi ve gazetelerde yöneticilik, köşe yazarlığı yapan, Anadolu insanına, insan sıcaklığına hayran, Atatürk İlkeleri’nin ödün vermez savunucusu, yazar, düşünür, bir o kadar da adam gibi adam İlhan Selçuk; neler gördü, neler geçirdi? Türkiye’nin ileri gitmesinde, emeklemesinde ve gerilemesindeki canlı tanık, geleceği gören, uyaran usta yorumcu, en ulu çınarlardan biri…
1926’da Bandırma ilçesinde doğan, adı doğa ve çevreyi korumayla eş anlamlı olan, Türkiye’nin ilk özel arboretumunu ve çevre duyarlılığı konusunda akla ilk gelen kuruluş olan TEMA Vakfını kuran, Türkiye ve dünya doğasının ermişi Hayrettin Karaca; Karaca firmasını Türkiye’de ihracat liderliğine getirirken kişisel çıkarlarını bir tarafa iterek, kendini insanlığın yararına adayan ve Türkiye’deki çevre çalışmalarının liderliğini üstlenen; Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfını kurarak genç kuşaklara toprağımızı ve yeşili koruma bilincini aşılayan; yediden yetmişe doğa neferleri yetiştiren Karaca, Türkiye’nin florası ve anıtsal ağaçlarının korunması yönündeki çalışmaları ile Türkiye’nin unutamayacağı Ulu Çınarlardan bir diğeri…
1927 yılında İstanbul’da doğan, Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitiren, saygın gazetelerde köşe yazarlığı yapan, bir dönem TİP milletvekili olan, yaşayan Türkçe’yi en iyi kullanan yazarlardan biri olan Çetin Altan; kaleminin ve beyninin kıvraklığı hâlâ yerinde olan, öyle ki, günlük siyasi sorunlara çözüm getirirken ya da toplumsal geri kalmışlığımızı anlatırken ya da kültür-sanat gerçeğine bakışımızı yorumlarken, hep o bildik üslubunu kullanan Ulu Çınarlardan biri…
1928 yılında İstanbul’da doğan, fotoğraf sanatçısı, oyun yazarı, gazeteci Ara Güler; Türkiye’yi, Türkiye’de yaşayanları dünya ile buluşturan, tanıştıran, Anadolu ve İstanbul’un yok edilen birçok güzelliğini yakalayan, sesin rengini gösteren ya da rengin sesini duyuran usta bir yorumcu ve bir fotoğraf ermişi…
ABD Modern Sanatlar Galerisi’nde açılan Renkli Fotoğrafın On Ustası’ndan biri, Aktüel dergisinin yayınladığı Türkiye’nin yaşayan kırk aydını’ndan biri olan Güler; fotoğrafları ile yaşamı ölümsüzleştirdiği için ulusal ve uluslararası birçok ödülün mütevazi sahibi bir diğer çınar…
1928’de İstanbul’da doğan, Ankara Devlet Konservatuarı Yüksek Bölümünü sınıf atlayarak bitiren Rockefeller bursu kazanarak Amerika’da oyunculuk ve oyunculuk öğretiminde yeni teknikler üzerine çalışmalar yapan, Ankara Devlet Konservatuarına hoca olarak atanan, Kent Oyuncuları Topluluğunu kuran, 1962’de tiyatro hizmetlerinden ötürü "Yılın Kadını" seçilen, sinema oyuncusu olarak üç kez "Altın Portakal" ödülüne layık görülen, yüzlerce oyunda oynayan, oyunlar sergileyen, Finlandiya Dünya Kadın Kuruluşu tarafından yüz yılın en başarılı yüz kadınından biri olarak onurlandırılan Prof. Dr. Yıldız Kenter; Türk kadınının gurur duyduğu, ulusal ve uluslararası (Mevlâna Kardeşlik ve Barış Ödülü, Cumhurbaşkanlığı Büyük Kültür ve Sanat Ödül, Muhsin Ertuğrul Onur Ödülü, Afife Jale-En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ile) ünü olan ve hâlâ genç oyunculara taş çıkartan performansı ile sahnelerin en güzel Çınarı…
1938 yılında Kırşehir’in bir köyünde doğan, Kırşehir, Yozgat’ın çeşitli köylerinde çocukluk ve ilk gençlik yıllarını geçiren, yarım asra varan bir süreden beri sesi ve sazı ile gönül telimizi titreten, ruhumuzu ürperten hep samimi ve kendi halinde, mezhep, parti ve etnik kimlik çekişmelerine pirim vermeyen, Kırşehirli Mahalli Sanatçı" olarak bilinen Neşet Ertaş; Anadolu halkının hem evinde hem sılasında sesi, özlemi, sevdası olmuş tam bir Anadolu Çınarı…
Sizlere nice esintiler …