Bir işte çalışmıyorsun. Çalışmaya karşısın. Tembelsin. Her işi beğenmiyorsun. İlle de “masa başı” işim olsun istiyorsun. Çalıştığın yer kaloriferli, öğle yemekleri, çayı-kahvesi bol ve dahi beleş olsun. Hem aynı şehirde hem de servisi olsun, hatta mümkünse evine de yakın olsun. Maaşı çok, mesaisi az, tatili de bol olsun istiyorsun. İş dahi aramayıp, boş boş oturuyorsun. Annenin, babanın emekli maaşıyla idare ediyorsun. Velhasıl sen bir aylaksın.
Oldu, sana iyi dinlenmeler ve de mutluluklar.
Kırk iki yıllık meslek hayatından sonra ben bir emekliyim. Bana değil, benim yazdıklarıma bak. Çalışmayan, işsiz olan ben değil sensin benim genç arkadaşım.
Ermenistan ile sınırımız kapalı olsa da pek çok Ermeni vatandaşı, şu veya bu yoldan ülkeye girmiş. Onlar bile iş bulmuş. Suriyeli göçmenler var. Çoğu bir iş bulabilmiş. Sermayesi olanlar kendi dükkânlarını açmışlar, şirketler kurmuşlar.
Ev işleri, çocuk ya da yaşlı bakımı işlerinde bile yabancılar var. Kimi gündüzlü kimi yatılı. Nereli mi? Gürcü, Kırgız, Türkmen… Moldova, Filipinler hatta Çin’den gelerek, iyi kötü bir iş bularak çalışan var bu memlekette.
Bizimkiler mi? Sıcak, soğuk, uzak diye kaytaranlar; tulum giymek istemeyen, ille de kolay iş olsun diyenler…
Vatandaş hem iş yok diyor, iş bulunca da beğenmiyor, burun kıvırıyor. Kahvede oturup tavla, okey oynuyor ya da habire kupon dolduruyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü [Organisation for Economic Cooperation and Development (OECD)]’nün raporuna gelin bir göz atalım:
“Not in Education, Employment or Training (NEET)”; “herhangi bir okula devam etmeyen, herhangi bir işi olmayan, herhangi bir kursa gitmeyen” demek. Türkçe tercümesi: AYLAK.
“İşsiz, yani aylak gençler”, bizim gibi terörle cebelleşen ülkelerde, terör için bulunmaz ve paha biçilmez, sudan ucuz, hatta bedava bir kaynak.
OECD verilerine göre, Türkiye’de 15-29 yaş arası nüfusun, yani gençlerin üçte biri aylak (%28,4). Ne bir yerde çalışıyor ne bir yerde okuyor, ne de bir kurs/program takip ediyor.
OECD ortalaması ise %16,5. Türkiye’dekinin yarısı. Daha da vahimi, ülkemiz %28,4 oranı ile 46 ülke arasında 44. sırada, yani en sonda.
Aşağıdaki grafikte de bu durum açıkça görülüyor.
Hükümetlerin her şehirde bir üniversite açma gayretlerini şimdi daha iyi kavrıyor insan. Hiç olmazsa bu sayede işsizlik oranları biraz olsun düşmüş oluyor. Yeterli mi, elbette değil.
Maalesef değişik terör grupları, özellikle doğu illerinden ve komşu ülkelerden böyle aylak gençlere çengel atıp, kısa bir eğitimle onları kolayca terörist olarak yetiştiriyorlar. Hatta onlara maaş dahi veriyorlardır.
Herkes şapkasını önüne koymalı. Artık elden ne geliyorsa, acilen bir şeyler yapılmalı. Hükümetten, yöneticilerden, yatırımcı ve işverenlerden, işsizliği azaltıcı ve istihdam artırıcı önlemler için daha ciddi kafa yormaları ve gerçekçi çözümler bulmaları bekleniyor. Her sade vatandaş, bunu yürekten istiyor.
Bilmem anlatabildim mi?