2020 Mart ayında COVID-19 pandemisinin başlamasıyla lastik cerrahi eldivenlerin farkına vardı toplum, hijyen amaçlı ve bulaşı önleme düşüncesiyle yaygın olarak kullanıldı ve kullanılmakta. Tarihte lastik eldivenler ne zaman kullanılmaya başlandı diye merak ettiğimizde tutkulu bir aşk öyküsü çıktı karşımıza.
Günümüzde modern tıpta eldiven giymeden ameliyat yada herhangi bir girişimsel işlem hatta enjeksiyon yapmak bile düşünülemez. Eldiven kullanımının amacı ameliyathanelerde ve diğer girişimsel işlem yapılan alanlarda hastalara enfeksiyon bulaşmasını önlemenin yanı sıra ameliyat ve işlemi yapan doktor ve diğer personeli korumaktadır. Ancak bu bilgi ve uygulaması 19.yüzyıldan önce ne yazık ki yoktu. 1800’lerin sonlarından önce hiçbir cerrah eldiven giymiyordu. Cerrahi eldivenin 1889 yılında kullanılmaya başlanması ameliyat güvenliği üzerinde büyük bir etki yarattı ve sayısız hayat kurtardı. Eldivenlerin kullanılmaya başlanmasının nedeni bir aşk öyküsüne dayanmaktadır. Ancak öyküye geçmeden önce lastiğin hammaddesi kauçuktan ve cerrahi işlemlerin hikayesinden bahsetmek konunun öneminin daha iyi anlaşılması açısından uygun olacaktır.
Lastik eldivenlerin temelini oluşturan kauçuğun keşfi ile başladı hikaye. Doğal kauçuğun başlıca kaynağı olan lateks kauçuk ağacından çıkarılan süte benzer bir madde olup bitkinin kesilen kısmından süzülür ve hava ile karşılaştığında katılaşır. Kullanımına dair en eski kanıtlar antik döneme dayanmaktadır. Tarihi kalıntılardan bu dönemde lateksin bir oyun için top yapımında kullanıldığı anlaşılmaktadır. 1736 da Avrupa’ya taşınan kauçuk, 1770 de kağıt üzerindeki kurşun kalem izlerini silmede (rubbing) kullanılmış ve bu nedenle “silen” anlamında “rubber” kelimesinin karşılığı olarak “kauçuk” adını almıştır.
İlk kauçuk işleme yöntemi “vulkanizasyon” (biçim alması ve geniş bir sıcaklık aralığında dayanıklılık göstermesi için ham kauçuğun kükürtle birleştirilmesi işlemi), 1839 yılında Charles Goodyear tarafından geliştirilmiştir. Bunu takiben kauçuk kullanımı giderek daha popüler hale gelmiş ve 19.yüzyıl sonlarına doğru Hindistan’daki İngiliz ekiciler tarafından Kalküta Botanik Bahçeleri’nde ticari kauçuk ekimi, kauçuğun yaygın olarak bulunabiliyor olması ile giderek artan sayıda ticari ve endüstriyel amaçlı kullanımına olanak sağlamıştır.
Ameliyatların MÖ 3000’li yıllarda yapıldığı tarihi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Ancak 19 yüzyıla kadar yaklaşık 5000 yıllık dönemde anestezi ve antiseptiklerden yoksunken insanlık, ameliyat olma ihtimali hastalar için korkunç bir olaydı. Hastalığı hafifletmek için vücudu kesmek, enfeksiyon ve hatta ölüm olasılığını beraberinde getiriyor ve hastalara dayanılmaz bir acı veriyordu. Enfeksiyonun bilinmediği bu yıllarda, temizliğe çok az özen gösteriliyordu. Doktorlar ameliyata girerken siyah, yıkanmamış, kan, irin ve önceki ameliyatlardan kalan maddelerle kirlenmiş önlükler giyiyorlardı. Önlüklerin amacı, hastanın vücut sıvılarının cerrahların kıyafetlerine bulaşmasını engellemekti, hastaya bulaşı önlemek için ise hiçbir önlem alınmıyordu. Anestezi bilinmiyordu. Hasta ameliyat masasında güçlü adamlar tarafından tutulur yada bağlanırdı. Hastayı duyarsız hale getirme ve vücuttaki acıyı hafifletmek amacıyla hastanın zihnini değiştirmek için afyon, alkol veya hipnoz uygulanırdı. Bu yöntemler ya zayıf bir etki gösterir ya da aşırı dozdan ölebilirdi. Bazı durumlarda bölgeyi mümkün olduğunca uyuşturmak için turnike ya da buz kullanılıyordu. Her durumda, hastanın kendi ameliyatını izlemenin fiziksel ve zihinsel travmasıyla başa çıkması zordu. 19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde hastaya verilen acının daha az hissedilmesini sağlamak amacı ile ameliyathanede hıza önem verilmeye başlandı. Bir bacağın kesilmesi üç dakikadan daha kısa bir sürede tamamlanabiliyordu. Uyanık olan hastaya, mümkün olduğunca kısa sürede ameliyat yapmak hissedilen acı süresinin kısalmasına imkanı veriyordu. Yetersiz anestezik maddeler, sıhhi koşulların eksikliği ile birleştiğinde ameliyat hastalar açısından korkunç bir durum haline geliyordu. Hatta bazı hastalar cerrahın bıçağı altına yatmaktansa hastalıklarından ölmeyi ya da intihar etmeyi tercih ediyordu.
16. yüzyıldan itibaren doktorların ve cerrahların insan anatomisi ile ilgili bilgilerinin artması sonucu cerrahların eli güçlense de hala birçok cerrah karmaşık ya da uzun süreli ameliyatlara girişemiyordu. 1800’lerin sonlarında anestezinin yaygın olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte, hastalar artık ameliyat acısından korkmak zorunda kalmadı. Ancak enfeksiyon tehdidi hala bazıları için ölüm anlamına geliyordu. 1865 yılında, mikroorganizmaların hastalığa neden olabileceğine inanan Joseph Lister’in buluşu ile cerrahi aletlerden, yaralardan ve ameliyathane ortamından karbolik asit kullanılarak bakterilerin uzaklaştırılması ile %50 olan enfeksiyon kaynaklı ölüm oranı %15’e düştü. Ancak bir sorun vardı, karbolik asit tahriş edici bir madde idi ve ellerde kızartı, pullanma ve tahrişe neden oluyordu. Buna çözüm John Hopkins Hastanesi’nin önemli cerrahlarından olan ve tıp tarihinde birçok yeniliğe öncülük eden William Stewart Halsted’den geldi. 1894 yılında Dr. Halsted’in ameliyat hemşiresi Caroline Hampton’un elleri karbolik asit nedeni ile yara bere içindeydi ve hemşire bu nedenle ameliyathaneden ayrılmak istedi. Hemşiresine aşık olan Halsted bir çare bulmak üzere o dönem suni kauçuğun mucidi Goodyear kauçuk şirketine başvurarak özel bir lastik eldiven üretti. Bu eldiven sayesinde elleri kurtulan Caroline, Halsted’in yanında çalışmaya devam etti ve daha sonra ikili evlendi. O sırada yaygın olan bir dedikodu ünlü cerrahın çok sıkılgan olması nedeniyle ameliyathane dışında hemşireyle konuşmaya veya birlikte olmaya çekindiği, bu nedenle de hemşiresi ile daha fazla bir arada olmak için ameliyatları uzun sürede bitirdiği şeklindeydi. Dedikodunun gerçeklik payı varmıydı bilinmez ama gerçek olan şu ki, bir çift lastik eldiven sayesinde Dr. Hamsted hem iyi bir hemşireyi hastanede ve özel yaşamında tutmayı başarmış, hem de insanlık tarihinin kaderini değiştirecek önemli bir buluşa imza atmıştır.
Yaşamı değiştiren birçok keşfin bir hikayesi vardır, bazen de bu aşktır.
Kaynaklar
- The History of Surgical Gloveshttps://www.pastmedicalhistory.co.uk 19 Eyl 2018
- History of Surgery – Hartford Stagehttps://www.hartfordstage.org 14 Ocak 2008
- Özdemir Aktan, Eldiven ve maskenin yüz yıllık hikayesi @t24.com.tr 07 Haziran 2020
- Tıbbın Öyküsü – Cumhur Ertekin 16 Şub 2022 – TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI