Yıllar önce üniversitede sağlık antropolojisi dersinin anlatımı tarafıma verilmişti. Türkçe fazla bir kaynak olmadığını anlayınca çeşitli dillerden konu hakkında bilgi edinmeye çalışmıştım. Fransızca bir makalede sınır tanımayan hekimler grubundan bir görevli Afrikalı çocuklara sağlıklı yaşama konusunda eğitici bir oyun oynatmaya karar verdiklerinden bahis etmişti.
Herkese diş fırçası, diş macunu dağıtan ve diş fırçalamayı öğreten bir hekim, kim daha iyi dişini fırçalar ise ona akülü radyosunu hediye edeceğini açıklamıştı. Büyük hediye radyoydu: Kabilede kimse de radyo yoktu.
Daha sonraki günlerde aynı hekim tüm çocukların bir birine daha iyi diş fırçalamayı öğrettiğini hayretle gördü. Öyle ki kim dişini iyi fırçalayamaz ise, iyi fırçalayan sabırla ona öğretmekte ve o çocuk da akran eğitimi ile ondan öğrendiğini diğer akranına öğretmekteydi. Hekim bu duruma çok şaşırırdı çünkü radyo bir tane çocuk sayısı en az elli taneydi.
Bir kaç gün sonra hekim çocuklara neden böyle davrandıklarını sordu. ” Nasıl olur da diğer yaşıtlarımızın dişleri iyi fırçalayamadığı için bozulur ve ben mutlu bir şekilde kabiledeki tek radyo ile eğlenceli danslar yaparım?” diye cevap verdi çocuklar.
Biz buna “UBUNTU” deriz yani “Ben, biz olduğumuz için ben’im” diye hekime ömrünce unutmayacağı bir deneyimi 5-12 yaş grubu çocuklar hediye etmişlerdi. O zaman hekim bu kadim kültür daha çocuk yaştan benimsenirse Afrika’da her zaman, her türlü zorluğa rağmen halkın ayakta kalacağını anladı.
Bu zor salgın günlerinden hep beraber kurtulabilmek için düsturumuz ” iyi ki ben covid kapmadım olmamalıdır. “Kimse covid kapmasın,” diye yılmadan güzellikle, sabırla doğru davranışları hep birlikte benimsemek ve yapmak olmalıdır.
Hedefimiz ve arzumuz “Ne o covid kapsın, ne de ben covid kapayım,” yani UBUNTU olmalıdır.
Bunun için de tüm alınabilecek önlemleri almak ve bir dakika bile dalgınlığa, gaflete düşmemek, toplumun hep beraber sağlıklı bir şekilde pandemi sonrasına ulaşabilmesi için iyi bir dünya inşa edebilmenin yegane gerekliliğidir.
Bilim, akıl, bilgelik, sevecen güçlülük ile birlikte adaletli eşitliğe ihtiyacımız var. Aksi takdirde bencillik hem Covid-19’dan kurtulmamızı zorlaştıracak, hem arkasından geleceği öngörülen iklim sıkıntıları ile uğraşmak için yeterince gücümüzün kalmasını sıkıntıya sokacaktır.
O yüzden fırsat eldeyken, henüz her türlü salgın engellenebilirken koruyucu ve tedavi edici davranışlarımızı geliştirelim, arayalım, bulalım. Eskilerimiz ayaklarına demir çarık, ellerine demir asa alıp “Eğer gerekirse bunlar aşınana kadar o yolu arayacağım.” diye karar kılmışlar. Ve diyar bir diyar gezmişler. Salgının ve iklim değişikliklerinin manasını anlamak için bize de aynı yollardan geçmek düşüyor…
Her şey birbirine bağlıdır, hiç bir şey sebepsiz değil diyen kadim kültürümüz aynı UBUNTU kavramında olduğu gibi kurtuluşumuz olabilir mi?
Hata ve zaafları yenerek ahengi ve barışı ancak güzel sevecen kalplerimiz UBUNTU ile başaracaktır. Başka türlü çağımızın salgınları bitirmek kolay değildir.
“BEN, BİZ COVİD OLMADIĞIMIZ İÇİN COVİD DEĞİLİM” diye şiar edinirsek, salgınları bitirebiliriz. İklim krizlerini atlatabiliriz.
1 yorum
Çok yararlı bir makale olmuş. Severek takip ediyorum. Teşekkür ederim.