Merhabalar, Mart ayınız güzel geçmiştir umarım. Geçen hafta, fakültemiz öğrencilerine ders vermek üzere bilgisayara bir sunum yüklemek isterken, fakülte bilgisayarlarının son bir yıldır Pardus olan işletim sisteminin yeniden Windows’a döndüğünü görünce, özellikle çöken bilgisayarlarda çok yardımı dokunan Pardus’un artık bilgisayar dergileriyle beraber dahi verilmediğini de fark ettim. Peki, ne oldu bu Pardus’a diye kısa bir internet araştırmasıyla da gördüm ki, artık Pardus yok. Belki de, ülkenin çıkarlarına hizmet eden bilim ve teknoloji politikalarının çok da kolay uygulanamayacağına son örnek de ulusal işletim sistemi projesi adıyla ortaya atılan Pardus olmuş gibi görünüyor. Pardus projesi ulusal ve açık kaynak kod tabanlı bir işletim sistemi olarak yola başladığından beri yaklaşık 9 yıl geçmiş. Pardus, bir Linux dağıtımı olarak bu işletim sisteminin iki temel özelliğine sahip olacaktı: Güvenlik ve özgürlük. Hem güvenlik hem özgürlük, işletim sisteminin ve üzerindeki yardımcı uygulamaların kaynak kodlarının açık olmasından kaynaklanmaktaydı. Özgürlük ayrıca, kodların değiştirilmesi ve dağıtılması özgürlüklerini de içermekteydi. Bu da özgür yazılımda lisans bedeli vb. maliyetlerin sıfırlanması gibi bir kolaylık getirmekteydi. Pardus projesi, özellikle de güvenli olması nedeni ile Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bünyesindeki Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE)’nde başlatıldı. Ancak, rüştünü ispatlamasına ve başarılı bir Linux dağıtımı olmasına rağmen Pardus’u ulusal standart yapacak adım bir türlü atılmadı. Pardus’a olan ilgi, kimi kamu kurumlarındaki vizyon sahibi yöneticilere ve benzeri bireysel çabalara karşın bir adım öteye geçemedi. Geçen aylar içinde ise TÜBİTAK’ta yeni yönetimin kurum çapındaki reorganizasyonu ile birçok projenin ve enstitünün yöneticisi değiştirilirken, Pardus projesinin de sonlandırılmaya doğru seyrettiği, bu projenin çalışanların kişisel blog ve tartışma platformlarında anlatılmaya başlandı.
Fatih projesinde öğrencilere dağıtılacak 15 milyon kadar tablet bilgisayarın ve on binlerce akıllı tahtanın Pardus işletim sistemine sahip olması ülkemizdeki bilişim teknolojisini canlandıracak ve ilerletecek gerçek bir adım olurdu. Ancak projeye, çoğu geliştiricinin korktuğu gibi Microsoft da alternatif işletim sistemi olarak eklendi. Pardus sadece ve sadece Microsoft’un fiyat kırmasına yaradı. 14 milyon TL’lik proje ve 9 yıllık çok nitelikli kolektif bir emek çöpe atılırken, kimi Pardus’u benimsemiş kullanıcılar da şaşkınlık içinde kalakaldı. Bu arada açıklanan değişiklikler içinde ilk anda göze çarpan, projenin TÜBİTAK BİLGEM bünyesindeki enstitülerden biri olan Bilişim Teknolojileri Enstitüsü (BTE)’ne bağlanmış olması. Bu değişiklik, TÜBİTAK yönetiminin enstitü ve merkez yapılanmaları ile ilgili olarak almış olduğu idari bir karar. Her durumda kamu içerisinde bir yerlerde açık kaynak proje, yazılım, geliştirme ihtiyaçlarını karşılayabilecek veya koordine edecek bir birim olmasına hâlâ ihtiyaç var. TÜBİTAK BTE bu görevi bırakmayı tercih ederse, kamudaki bu konuları koordine etmek için TÜBİTAK dışında daha esnek çalışabilecek ayrı bir birim kurulması bir zorunluluk gibi görünüyor.
Sonuç olarak, Pardus projesinin yönetim şekli veya başka bir deyişle projeye ilişkin kararların alınma şekli, devlet organizasyonu olduğu için normal bir özgür yazılımın geliştirilme modeline zaten çok da uymuyordu. Pardus ilk bakışta başarısız bir proje gibi görünse bile, doğru bir yolda atılmış ilk adım olması itibariyle farklı boyutlarda çeşitli başarılar sağlamış bir projedir. En azından böyle bir alternatif yol da olduğunu bilenlerin sayısı bu proje ile artmıştır. Ülkenin bilim ve teknoloji politikalarının tamamen ülkenin çıkarı ve ihtiyaçları doğrultusunda şekilleneceği günlerin geleceği dileğiyle esen kalınız.
Kaynaklar:
1. http://www.ergin.altintas.org/
2. http://lists.pardus.org.tr/duyuru/2012-January/000157.html
3. http://shiftdelete.net/pardusun-gelecegi-nasil-olacak-34345.htm