Akademisyen, üniversite ve benzeri yükseköğrenim kurumlarında öğretimi gerçekleştiren, araştırma yapan ve özgün araştırmalarıyla alanına katkıda bulunan kişilere verilen genel mesleki unvandır.
Motivasyon ise, belirli bir hedefe ulaşmak için kişiyi belirli bir şekilde çalışmaya iten enerji ve coşku durumu olarak tanımlanabilir. Yararlı olma, beğenilme, memnun olma gibi içsel ; başarı ihtiyacı, para, prestij, ödül gibi dışsal motive edici faktörler motivasyonumuzu artırır.
Akademisyen, insanı ve doğayı merkeze aldığı eğitim ve hizmet yaşamında rol model olması gereken bir kişidir. Gençlerin geleceğe hazırlanmasında ve yaşamlarını yönetme yetkinliklerini kazanmalarında önemli sorumluluklar üstlenirler. Ayrıca alanlarında ar-ge çalışmaları yaparak ülkelerine katkı sağlarlar.
Bilimsel çalışmalar ve toplantılar için verilen akademik teşvik ve desteklerin yetersiz olması, lisans ve lisansüstü ders yükümlülüğü, danışmanlık yanı sıra idari faaliyetler gibi artan iş yüklerinin olması, akademik kadroların verilmesi konusunda liyakatsız uygulamaların olması, özellikle vakıf üniversitelerinde görülen psikolojik bezdirmeler ve kadınların yaşadıkları cam tavan sendromu akademisyenlerin kariyer şevkini kırarak motivasyonlarını bozar.
Akademisyen olarak motivasyonumu bozan iki örneği sizinle paylaşmak isterim; Akademik kariyer basamağının en üst düzeyi olan profesörlüğe ulaşmış bir kişiyim ve çok beğenilen turistik bir bölgedeki bir üniversitede çalışıyorum. Sağlıkla ilgili düzenlenen bir kongreye gelen yabancı misafirim, beş yıldızlı bir otelde tatiline devam etmek istedi. Ben de onu, özel arabamla o otele götürme nezaketinde bulundum. Bir yarımadaya bencilce yerleşmiş oteli -o günlerde navigasyon kullanımı olmadığı için -bulmakta çok zorlandım. Ve misafirime utanarak “Profesör maaşım böyle bir otelde konaklamaya yetmediği için otelin yeri de adı da ilgi alanımın dışında kalmış ,”dedim. Ne dese beğenirsiniz “Siz, değil, size bu ücreti uygun bulanlar utansın,” dedi.
Diğer örnek ise belgesel programlarında gıpta ile izlediğim- böcek, kuş ya da yaban hayatı hiçbir ekonomik kaygı yaşamadan saatlerce gözlemleyen – bilim insanlarıdır. Ülkemin akademisyenleri bu satırları okurken karşılaştıkları zorlukları ve motivasyonlarını bozan caydırıcı tutumları A’dan Z’ye hemen sıralayabilirler.
Akademisyenlerin özlük haklarını düzenlemek ve akademik çalışma yapmalarını teşvik etmek amacıyla 2014 yılında çıkarılan yasa, pek işe yaramamıştır. Çünkü, günümüzde yaşana ekonomik sıkıntılar, artan enflasyonla birlikte kendilerini dar gelir grubu içinde bulan akademisyenler, kariyer endişelerinden ziyade geçim derdine düşmüşlerdir. Kısacası millet gibi akademisyenlerin de umut ve motivasyonu bahara kalmıştır.