Bu yazımda, Medimagazin’de daha önce yayınlanan konuyla ilgili yazı ve söyleşilerimde geniş olarak tartıştığım üniversite hastanelerinin içine düştüğü ekonomik krizden kurtulmaları için yapılması gerekenleri dile getirmek istiyorum. Burada yer alan önerilerin gerekçelerinin önceki yazılarımda ayrıntılı olarak açıklandığını dikkate alarak, sadece sorunların çözümüne dönük acilen gerçekleştirilmesi gerektiğine inandığım önlemleri ana başlıklar halinde okuyucularımın dikkatine sunuyorum.
Öncelikle üniversite hastaneleri döner sermaye işletmelerinin, diğer kamu hastanelerinin döner sermayeleriyle aralarında var olan eşitsizlikler düzeltilmelidir. Bu kapsamda: üniversite hastanelerinin döner sermaye gelirlerinden yapılan %5 hazine kesintisi, diğer kamu hastanelerinde olduğu gibi %1 düzeyine düşürülmelidir. Diğer kamu hastanelerinden farklı olarak, üniversite hastanelerinin döner sermaye gelirlerinden %5 araştırma fonu kesintisi yapılmaktadır. Bu oranı karşılamak üzere üniversite döner sermaye harcamalarına %5 KDV muafiyeti getirilmelidir. Üniversite hastanelerinde çalıştırılmakta olan 4/B personelin maaşları, döner sermaye üzerinden alınıp, genel bütçeden karşılanmalıdır. Üniversite hastanelerinin inşaat, bakım ve onarım giderleri için genel bütçeden kaynak kullandırılmalıdır. Diğer kamu hastanelerinde olduğu gibi üniversite hastanelerine de, tıbbi cihaz ve teknik donanım için genel bütçeden kaynak kullandırılmalıdır.
İkincil olarak üniversite hastanelerinin önceki yıllardan biriken kamu alacakları (Yeşil Kart, Bağ-Kur, SSK, vb…) ödenmelidir.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’nın “vaka başı ödeme” veya “tanıya dayalı ödeme” gibi sabit ödeme uygulamaları, üniversite hastaneleri için uygun değildir. Üniversite hastanelerine “hizmet başına ödeme” yapılmalıdır. Üniversite hastanelerinin geri ödemelerinde, bu hastanelerin gerçek maliyetlerini dikkate alan rasyonel hesaplamalar yapılıp, üniversite hastanelerine özel fiyatlandırma yapılmalıdır. Nitelikli hizmet sunumunun teşviki ve hizmette sürekliliğin sağlanması bakımından, en başta insan emeği olmak üzere, yönetim, eğitim, kayıt tutma, elektrik, su, ısınma, temizlik, güvenlik, altyapı, teknik donanım, ilaç ve sarf malzemesi, gelişme/yenilenme payı gibi tüm argümanları hesaba katarak gerçekçi bir fiyat politikası izlenmelidir.
SGK, Sağlıkta Uygulama Tebliği (SUT)’nde yer alan hizmet alım usul ve esaslarını, üniversite hastanelerinin görüş ve önerilerini de dikkate alarak hazırlamalıdır . SGK’nın Ücretlendirme Komisyonunda üniversite hastaneleri en az iki üyeyle temsil edilmelidir.
Üniversite hastanelerine başvuru için sevk zorunluluğu getirilmemelidir.
Kamuda personel tasarrufu amacıyla, işten ayrılan 657 sayılı Yasa kapsamındaki personelin yerine %25 oranında kadro izni verilmesi uygulamasında üniversite hastaneleri için pozitif ayrımcılık yapılmalı ve %100 kadro tamamlama imkânı tanınmalıdır. Bu uygulama nedeniyle üniversite hastanelerinden yıllardır eksilen kadroların doldurulması amacıyla bir defalık imkan tanınmalıdır.
Doğrudan gelir getirici katkılardan alınan üst yönetici paylarının %400’den %10’a düşürülmesi yöneticileri mağdur etmiştir. Bu durum düzeltilmelidir.
Üniversite hastanelerinin gelirlerinin diğer hizmet hastanelerinde olduğu gibi ürettikleri sağlık hizmeti karşılığında SGK ve diğer kurumlardan tahsil ettikleri fatura karşılığı olmasına rağmen; diğer hizmet hastanelerinden farklı olarak eğitim ve araştırma gibi iki farklı gider kalemleri olduğu göz önüne alınarak, diğer kamu hastanelerinden farklı olarak genel bütçeden ekstra kaynak kullandırılmalıdır.