Yeni yayınlanan SUT (Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği)’un getirdiği önemli uygulamalardan biri Ek-8/A’da listelenen tetkiklerin tekrarı halinde SGK tarafından ödenmesi için belirli bir sürenin geçmesini şart koşmasıdır. Buna göre 1 Ocak 2009’dan itibaren, örneğin beyin BT çekilmişse, bu hastaya aynı işlem 60 gün içinde tekrar yapıldığında SGK tarafından ödenmeyecek. Listede yer alan 222 adet tanısal işlem için farklı süre sınırlamaları getiriliyor. Bununla aynı doğrultuda, 10 gün içinde bir başka kurumun benzer polikliniğine ayaktan muayene olmak isteyen hastanın giderlerinin SGK’ya fatura edilemeyeceği hükmü getiriliyor.
Bu kararın gerekçesini anlamak zor değil. Çünkü bugüne kadar bir hasta, sabah bir hastanede muayene olup, tetkiklerini yaptırıyor, film çektiriyor. Öğleden sonra bir başka hastaneye başvurup, yeni baştan aynı tetkikleri bir daha yaptırabiliyordu. Bu şekilde sağlığa ayrılan kaynakların israf edilmesi ve hastanelerde iş yükünün yapay olarak artması, en başta biz hekimleri rahatsız ediyordu. Bu israfın önlenmesi için önlem alınması her vicdan sahibinin ortak beklentisiydi.
Ne var ki, uygulama için gerekli altyapı oluşturulmadan aniden alınan bu kararın yol açacağı sakıncaların pek düşünülmediği anlaşılıyor. Çünkü, bu uygulamayla hasta güvenliği ciddi olarak riske edilmiş olacaktır. Öncelikle “Bir hastaya, aynı tetkikin, kısa bir zaman aralığıyla tekrar yapılmasının nedeni ne olabilir?” sorusunun sorulması ve alınan yanıtlar üzerinden işe başlanması gerekirdi.
SGK tebliğinin altında yatan mantığa göre 60 gün içinde bir hastaya tekrar beyin BT çekilmesi, tıbbi endikasyonlardan değil; hastaların veya sağlık kurumlarının kendilerine tanınan hak ve/veya yetkiyi suistimal etmelerinden kaynaklanıyor. Çünkü hiçbir istisna tanınmadan, böylesine kesin bir sınır konulması, bu konuda farklı bir gerekçenin olabileceğinin hiç dikkate alınmadığını gösteriyor.
Oysa konunun taraflarına, örneğin bir beyin cerrahına danışılsaydı, acile gelen kafa travmalı bir olguda çekilen tomografide normal bulgular saptanıp evine gönderilen bir olgunun, ertesi günü veya bir hafta sonra bir beyin kanamasıyla tekrar acile getirilmesinin çok sıradan bir olay olduğu ve bu durumdaki hastaya yeniden beyin tomografisi çekilmeden karar verilemeyeceği görülürdü. Bunun kadar önemli bir diğer nokta ise, ülkemizde SGK’nın hizmet aldığı gerek kamuya ve gerekse özel sektöre ait tıbbi laboratuar ve görüntüleme merkezlerinin büyük çoğunluğunda kullanılmakta olan cihaz ve yöntemlerin standartlara uygun olmamasıdır. Örneğin hasta, daha önce bulunduğu ilde çok kötü ve yetersiz teknikle elde edilmiş bir toraks BT ile geldiğinde, ben bu hastaya optimal bir BT çektiremeyecek miyim? Hastanın elindeki BT’ye göre karar vermemi SGK benden nasıl isteyebilir? Bu durumda, söz konusu olabilecek yanlış teşhis ve tedavinin yasal ve etik sorumluluğu kimin üzerinde olacaktır? Böyle bir karar almadan önce, SGK’nın hizmet aldığı laboratuvarların akredite olmalarını şart koşması gerekirdi. Bu durumda ise, hizmet alınacak laboratuvar bulmak pek mümkün olmazdı.
Sonuç olarak: Bu kararın, tıbbi endikasyonlara bağlı istisnalar dikkate alınmaksızın; laboratuvar ve görüntüleme merkezlerinde kullanılan cihaz ve yöntemlerin standardizasyonu sağlanmaksızın uygulamaya konulması çok sakıncalıdır. Hasta güvenliğini riske etmektedir. Bugün bir poliklinikte muayene oldu diye, hastanın 10 gün boyunca, tekrar hekime ulaşmasını veya 30 ile 180 gün boyunca tıbben gerekli olan bir tetkiki tekrar yaptırmasını engellerseniz, ortaya çıkabilecek ölüm veya komplikasyonlardan yasal olarak sorumlu olmaz mısınız? Kanımca SGK yetkilileri, bu kararlarını yeniden revize etmelidirler.