Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezinde, 1-2 Haziran 2006 tarihleri arasında güzel bir program gerçekleşti. “Yoğun Bakım Hemşireliği Günleri” adıyla KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğince organize edilen bu programa 300 civarında hemşire katıldı.
KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim ÖZEN ve Farabi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Haluk ULUUTKU’dan edindiğim bilgiye göre, başlangıçta bölgesel bir toplantı şeklinde planlanmasına ve geniş bir duyuru yapılmamasına rağmen, programa bu kadar ilginin olması, kendilerini hem şaşırtmış, hem de çok mutlu etmiş. Sivas, Kayseri, İzmir, Diyarbakır ve Samsun gibi bir çok ilden hemşireler, yoğun bakım hemşireliği konusunda bilgi ve becerilerini artırmak ve mesleki gelişimlerini sürdürmek amacıyla programa katılmışlar. Umarım, program katılımcıların beklentilerini karşılayacak şekilde verimli geçmiştir.
Ülkemizde hemşireliğin statüsü ve eğitimi konusunda tartışmalar var. Bugünkü konumuyla hemşire, hekimin yardımcısı ya da hekimin belirlediği tedavileri yapan kişi olarak görülüyor. Bu bakımdan, bazı kişilerce ayrı bir uzmanlık alanı olarak kabul edilmiyor. Oysa tedaviyi uygulayabilmesi için, hemşirenin belirli bir mesleki eğitime, beceri ve donanıma sahip olması gerekiyor.
Bundan da öte, hasta bakımı konusu, hemşirelerin hekimden bağımsız olarak ürettikleri bir hizmet.
Bu alanda, hemşirenin kendi başına hastasının gereksinimlerini belirleyip, ihtiyacı olan hizmeti ona vermesi ve bu hizmeti, hastalığın seyrine göre modifiye ederek sürdürmesi gerekiyor.
Hızla gelişen tıbbi uzmanlık alanları ve farklı disiplinler, hemşireler arasında da uzmanlaşma gereksinimini beraberinde getirmiştir. Günümüzde koroner, yenidoğan, cerrahi, dahili ve solunumsal yoğun bakım ünitelerinde özelleşmiş hasta bakımı ve tedavilerini yapabilecek uzmanlaşmış hemşirelere ihtiyaç vardır. İşte sözünü ettiğim program, bu ihtiyaca cevap vermektedir. Bundan dolayı da yoğun ilgiye mahzar olmuştur. Kuşkusuz bu ihtiyaç, sadece yoğun bakımla sınırlı değildir. Ortopedi, göğüs hastalıkları, beyin cerrahisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon, göz hastalıkları ve kardiyoloji gibi farklı servislerde çalışan hemşirelerin farklı bilgi, beceri ve tutumlar edinmeleri gerektiği de çok açıktır. Hemşirelerin, rüştünü ispat etmiş belirli merkezlere, belirli sürelerle gönderilerek, bu eğitimi almaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Nitekim sözünü ettiğim program da, yöremizdeki ikinci ve üçüncü basamak hizmet hastanelerinde, son yıllarda açılan yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin eğitimi konusunda gelen yoğun taleplerden yola çıkılarak planlanmış. Bunun dışında, bir de hekim kongrelerinin bazılarına implante edilen yarım günlük oturumlar şeklinde eğitim programları uygulanmaktadır.
Kanımca bunların hiçbiri yeterli değildir. Yapılması gereken, hemşireliğin bir meslek olarak tanımlanması; meslek odasının teşekkülü; hemşirelikte, hekimlikte olduğu gibi uzmanlık eğitiminin önünün açılması ve bağımsız hemşirelik kongre ve sempozyumlarının yapılması gerekmektedir. İşte, Farabi Hastanesi’nin bağımsız bir sempozyum formatında gerçekleştirdiği bu organizasyon, yol haritasını çizmeye çalıştığım süreçte önemli bir adımdır.
Bana göre bu programın adı yanlış konmuştur. Doğru isimlendirme “I. Yoğun Bakım Hemşireliği Günleri” olmalıydı. Çünkü, bu tür programların genişletilerek sürdürülmesi ve diğer alanlarda da benzer organizasyonların yapılması gerekiyor. Hekimin tek otorite olarak görüldüğü geleneksel tıp anlayışındaki güçlü hekim rolü, maalesef eczacıyı, hemşireyi ve diğer sağlık çalışanlarını gölgelemiştir. Oysa unutmamamız gerekiyor ki, hekimin tek başına hastanın tüm ihtiyaçlarına cevap verebildiği devirler çok gerilerde kalmıştır. Sağlık hizmetleri, farklı uzmanlık alanlarından bir çok kişinin katkılarıyla sürdürülebilen bir takım çalışmasıdır.