Medimagazin’de 2 hafta önce yayınlanan ve İstanbul’daki tıpta uzmanlık öğrencileri arasında yapılan bir anketin sonuçlarını veren haber dikkatimi çekti. Asistanların %73’ü eğitimden çok hizmete ağırlık verildiğini, %79’u ise eğitim ile hizmet sunumunun dengede olmadığını belirtmişler. Daha da önemlisi asistanların %49’u uzmanlık dalının çekirdek eğitim müfredatı olduğunu söylerken, %80’i ise kendi uzmanlık derneklerinin yeterlik kurullarının varlığından ve çalışmalarından habersiz olduğunu belirtmişler. Eğitim tabi ki temel hedef, ancak eğitimin önemli bir parçası da aktif hizmete katılmak. Hizmet sunumu sırasında öğrenmenin yöntemi ise tek başına bir asistanın kendi çabası ile birşeyler yapması değil, eğitmeninin eşliğinde eğitimini geliştirmektir. Uzmanlık eğitimleri için standart bir müfredatın olmaması ve yeterlik kurulları çalışmalarının bilinmemesi veya uygulanmasındaki engeller, eğitimde farklılıkların olmasına neden olmaktadır. Bu farklıklığın diğer bir nedeni ise uzmanlık eğitimi verilen kurumların çeşitliliğidir.
Ülkemizde tıpta uzmanlık eğitimi, temel olarak üniversite tıp fakültelerine bağlı anabilim dallarında ve Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerine bağlı şefliklerde verilmektedir. Herhangi bir uzmanlık dalında uzman olacakların aynı kural ve koşullarda yetişmelerini sağlamak amacı ile de Tıpta Uzmanlık Tüzüğü ve Yönetmeliği’nin hükümleri uygulanmaktadır. Eğitim ve araştırma hastanelerinde ve tıp fakültelerinde herhangi bir dalda uzmanlık eğitiminin başlaması farklılık arz etse de, beklenen mezun olan uzmanların eşdeğer bir eğitim süreci sonrası, o dalda istenen en az niteliklere sahip olmasıdır. Ancak ne yazık ki bu eşdeğer süreç birçok uzmanlık dalında tanımlanmamış veya uygulamaya girememiştir.
Acil tıp uzmanlık eğitimi için de müfredatı standardize etmenin zorlukları karşımıza çıktı. İlk yıllarda anabilim dallarının yaşadığı bazı kısıtlılıklar uzmanlık eğitiminin istenen düzeyde verilmesine engel oldu. Bu kısıtlılıklar öncelikle öğretim üyesi ve uzmanlık öğrenci sayılarındaki yetersizlik ile hizmetin aksatılmaması talebi idi. Zaman içinde birçok anabilim dalı bu sorunları aşma yolunda büyük ilerleme kaydetse de, yeni açılan anabilim dallarında aynı senaryolar yaşanmaya başladı.
Bu gelişme sürecinde 2006 yılından itibaren eğitim ve araştırma hastanelerinde de acil tıp uzmanlık eğitimi için asistan kadroları ilan edildi. Tüzükte belirlenen kriterlerin aksine koordinatör şeflerle eğitim verilebileceği öne sürüldü. İlan edilen kadroların ancak dörtte birine asistan başlarken, altyapı ve eğitim müfredatı hiç dikkate alınmadı. Başlayan asistanlar şu anda çalıştıkları hastanelerin yöneticilerinin ve kendileri ile ilgilenen eğitmenlerin bireysel kararları ile bir şekilde eğitim almaktalar. Nisan 2007 tıpta uzmanlık eğitimi kılavuzundaki kadrolar da eklendiğinde acil tıp uzmanlık eğitimi vermeye başlayan anabilim dalı sayısı 36 ve eğitim araştırma hastane sayısı ise 19 olacaktır.
Hızla yayılan uzmanlık eğitimini standardize etmek gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Acil tıp uzmanlığı yeni bir uzmanlık dalı olmasına rağmen Türkiye Acil Tıp Derneği, 2000 yılı sonunda Acil Tıp Uzmanlık Eğitimi Taslağını yayınlamıştır. Bu taslak 2001 yılında TTB-UDEK toplantısında diğer uzmanlık derneklerine örnek olarak da sunuldu. 2004 yılında Acil Tıp Yeterlik Kurulu’nun kurulması ve yaptığı çalışmalar ile geçen ay içinde “Acil Tıp Uzmanlık Eğitim Taslağı” yayınlandı. İçeriğinde uzmanlık eğitiminin gelişimi yanında, acil servislerin planlanması ve standartları, acil tıp eğitim programının beklenen nitelikleri, uzmanlık eğitiminin temel konuları, rotasyon önerileri, eğitim ve rotasyon hedefleri, uzmanlık öğrencilerinin yıllarına göre hedefleri ve yapması gereken girişimler ve en az sayılar bulunmaktadır. Örnek bir Uygulama ve Kredilendirme Defteri de kılavuz içinde yer aldı. Kılavuz uzmanlık eğitimi verilen tüm kurumlara gönderildi. Amaç eğitimin standart olması için bir öneri sunmak. Daha da önemlisi bu standartların uygulanmasını ve sürekliliğini sağlamak. Bir sonraki basamak ise eğitim kurumlarının ziyaret edilmesi. Acil tıbbın bu süreci başarı ile tamamlayacağına ve tüm kurumların bu gelişime destek olacağına inancım sonsuz.