Biz Ramazan bayramında da tatil yapmıştık, değil mi. Çok değil, aradan iki ay geçti. Geldi kurban bayramı, ver elini dokuz gün tatil daha.
Biz hepimiz, çok akıllıyız. Mazeret mi, o çoktan hazırdır zaten. Turizm canlanacakmış.
– Komaya mı girmişti. – Bu uzun tatil süresince yurt dışından çok turist mi geliyor. -Yoo onlarda bayram tatili yok ki. Ortada görülen bizimkiler, kendi yerli turistlerimiz.
Turizmcinin kasasına, bayram süresince, dolayısıyla ülkemize bol döviz mi giriyor. -Yoo. Ortada dönen, vatandaşın fazladan harcadığı bir miktar TL. İşte hepsi o kadar. Sağ cebimizden, sol cebimize misali.
Bayramda büyük şehirler boşalmış. Trafik keşmekeşi azalmış. Yaşam kolaylaşmış. Otoyollar, köprüler bedava olmuş. Hepsi değil, 3. Boğaz köprüsü ve otoyolları bayramda da paralı. Oraları özel işletmelerde.
Bu süre içinde resmi daireler, bankalar, belediyeler toptan kapalı. Araba alıp satan yok, noterler kapalı. Gayrimenkul alıp satan yok, tapu daireleri kapalı. İnşaatlar, atelye ve fabrikalarda çalışmalar durmuş ya da azaltılmış. Dokuz gün içinde üretim sıfıra yaklaşmış. Sadece, her zaman olduğu gibi, fırıncılar ve diğer yiyecek sektörü çalışmakta.
Trafik polisleri, bayram süresince nöbet tutuyorlarmış, drone ile yollarda kontrol yapıyorlarmış. -Buna rağmen trafik kazaları azalıyor mu? -Yoo. Direksiyona geçen gazlıyor, kural mı, hak getire.
Bayramda pek çoğumuz hareket halindeyiz. Kendi arabamızla, otobüsle, uçakla, trenle. Her gün yüzlerce kaza, onlarca ölü, yüzlerce yaralının ekranlardaki hazin görüntüleri. – Bunca yaralı, tedavi için hastanelerimize taşınmıyor mu? – Evet. -Yahu, hastanelerimiz de diğer kurumlar gibi resmi tatile girmedi mi? – Evet girdi. – Peki hal böyleyse, hastaneler bayram süresince sadece nöbetçi doktorlara emanet edilmedi mi? – Evet.
Kazalar artmış, yaralı ise pek çok. Onları tedavi edecek uzmanlar, hemşireler, diğer sağlıkçılar tatile gitmişler. Muayene, tetkik, araştırma, hepsinden öte ameliyatlar durmuş. Laboratuvarlar çalışmıyor. Rutin hastane tedavileri erteleniyor. Cevap hazır.
– Kardeşim, biz her gün, yeterli miktarda uzmanı nöbete koyuyoruz.
– Nerede? – büyük hastanelerde. – Ya diğer hastanelerde?
Ara ki doktor bulasın. Hadi doktoru buldun, özellikli laboratuvar tetkikleri, radyoloji, patoloji, özellik arz eden anestezi ve de lojistik destekler. Dışarıdan tedarik edilen cihazlar. Kapalı, kapalı, firmamız bayramda kapalı. Ben demiyorum, kabahat doktorlarda diye. Kabahatin sahibi olmazmış. Sistemde, sistemde.
Bizim gibi bayram tatilini dokuz güne çıkaran başka ülke var mı? Duyduğuma göre bazı Müslüman ülkelerde, ramazan bayramı bir gün, kurban bayramı da iki gün tatil oluyormuş. Gelişmiş ülkelerde, böyle hesapsız tatil uzatmaları kimsenin aklına bile gelmez. Onlar çalışıp, üretirler. Bizler de onlardan satın alır kullanırız. Sonra da niye geri kaldık diye birbirimize sorarız.
Bu uzun tatillerin, ekonomiye olan artısı eksisi ne kadardır. Hiç hesaplayan olmuş mudur? Ekonomiden sorumlu bakanlarımız, hatta başkan yardımcınız bile var. Bunun hesabını birileri oturup milletin önüne koysalar da öğrensek işin doğrusunu. Şu kadar, kar ettik diye.
Eğitimimiz, dibe vurmuş, ülkede işsizlik tavan yapmış, 15-29 yaşlar arası, işi ve okulu olmayanların topluma oranı % 28.4. Bu konularda, dünya rekorunu kimselere kaptırmamışız (bk OECD raporları). Övünelim arkadaşlar.
Habire tatile çıkıyoruz. Sonra da Rusya’ya domates satmaya, AB ile gümrük anlaşmasını genişletmeye çalışıyoruz. Avrupalılar 100 mülteciyi, almamak için çırpınıyor. Biz almışız, 3.5 milyon Suriyeliyi sırtımıza. Bedelini ödesin Mehmedim, vergileriyle. Komşumuz olsun olmasın pek çok ülkeyle, hatta kendimizle bile kavgalıyız. Nasıl olacak bu işler.
Her şey durur, emniyet ve sağlık işleri durmaz. Saati, hatta dakikası bile önemlidir. Böyle uzun tatiller, bir eli yağda, diğeri balda olana, boşta gezene ve de emekliye yakışır arkadaş.
Nasıl iyi yazmış mıyım, Süleyman abi?
İyi halt etmişsin.
Deme yahu.
Yine sınırı aştın, başın belaya girerse şaşma.