Modern, Fransızca bir sözcük olup, bir şeyin “yeni” ve “güncel” olduğunu ifade etmek için kullanılır. Türkçe karşılığı “çağdaş” tır, fakat tıbbi literatürde Türkçesi pek kullanılmaz, çünkü “çağdaşlık” sosyal ve sanatsal akımlara ait bir kelime gibi düşünülür. “çağdaş tıp teknikleri” yerine “modern tıp teknolojisi” gibi kullanımlar yaygınlaşmıştır.
Tıp dünyasının felsefesinde “organı, damarı, dokuyu, hücreyi korumak” esastır, bu nedenle geçmişten günümüze tüm bilimsel gelişmeler “Acaba bu dokuya zarar vermeden şu rahatsızlığı nasıl önleriz?” sorusuna cevap aramıştır. Yani “en modern” (“modern” kelimesine sıfat olarak “en” kullanılamaz) tedavi seçeneği hasta olan dokuyu bulup, yandaş dokuya hiçbir zarar vermeden işlemi sonlandırmaktır. Güncel tıp bunu öngörür.
İnternet sitelerinde reklam amaçlı “en modern varis tedavisi”, “modern varis merkezi” gibi ifadelerin altında “dokuyu ve/veya damarı koruyucu” işlemlerden bahsedilmemekte, yalnızca hastalığa bağlı bulguların üstü cihaz ve malzemeler kullanılarak maskelenmektedir. Varisi olan bir hastaya lazer, radyofrekans veya buhar tedavileri uygulanmakta ve/veya görünen mavi/yeşil damarlara enjektörle köpük verilmektedir.
Bu “tedavi”lerin tek bir ortak noktası, mevcut safen damarını etkisiz hale getirmektir. Bazı vakalarda yaygın olarak ameliyatta da bu damar direkt olarak çıkarılmaktadır.
Peki, hastalık iyileşti mi, damar korundu mu, işlem modern mi? Cevap büyük oranda “hayır”dır. çünkü varis oluşumunun nedeni tam ortaya konamamış, daha ileride kalp ameliyatı için kullanılacak safen damarı imha edilmiştir. Yani doku, damar korunamamıştır. Ayrıca varis hastalığının esas nedeni safen damarının yetmezliği değil, toplardamarlardaki kapakçık yetmezliği, toplardamardaki pıhtının varlığı ve/veya aksesuar gelişmiş bir damarın varlığıdır.
İşte bu nedenle, modern tıbbın gerekliliği olan “işlemden önce tanıyı koyma” kavramı öne çıkmaktadır. Hastaya işlemlerden önce ehil ellerde Doppler yapılması ve bunu yaparken işlemi uygulayacak olan cerrahın da görüntüleme yapan radyologla birlikte bulunması gerekliliği ortadadır. Yalnızca bozuk olan bölge için gerekli işlem yapılmalı, safen korunmalıdır.
“Ameliyatsız varis tedavisi” kavramı da yalnızca reklam amaçlı olup tıbbın gerçeklerine uymamaktadır. Doppler’de elde edilen veriler sonucu kapakçık yetmezliği varsa, “en” modern tedavi yöntemi cerrahi kapak onarımıdır. Diğer yöntemler bu durumda yalnızca hastanın görünen damarlarını kapatıp makyaj yapar. Esas sorun altta büyümektedir.
Yaklaşık 31 bin varis hastası takip eden, dünyanın sayılı cerrahlarının davet edildiği varis toplantısı olan “American Venous Forum” oturumunda, bu yıl davet edilip bildiri sunan tek Türk Cerrah olarak, “modern” varis tedavisini tartıştık. “En” modern tedavi olarak tanıyı net ortaya koyup, radyolog eşliğinde Doppler’i yaparak, yalnızca varise neden olan sorunu çözen “damar koruyucu varis cerrahisi”nin olduğuna karar verdik. Benimle birlikte kesin çözüme ulaştırdığımız binlerce hasta da karar verdi. Bu hastalardan biri de, Türkiye Gazetesi’nin köşe yazarı Sayın Metiner Sezer olup, 29 Ağustos 2014 tarihli köşe yazısında, geçirdiği varis ameliyatının olumlu sonuçlarıyla bizlere olan takdirlerini belirttiği için de kendisine ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Görüşmek üzere…