Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Temmuz 2023 verilerine göre Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %47,83, aylık %9,49 oldu. TÜFE’deki değişim 2023 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %9,49, bir önceki yılın Aralık ayına göre %31,14, bir önceki yılın aynı ayına göre %47,83 ve on iki aylık ortalamalara göre %57,45 olarak gerçekleşti.
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Temmuz 2023 verisinde ise Tüketici Fiyat Endeksi, E-TÜFE’deki 12 aylık artış oranı %122.88, yılbaşından itibaren artış oranı %69.21 olarak gerçekleşti.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Temmuz 2023 de Tüketici Fiyatlarını TÜFE de Yıllık Değişimi % 47.83, Aylık Değişimi %9.49 olarak vererek revize etti.
Yukarıda verdiğim 3 resmi veri T.C.vatandaşı olarak benim için çok fazla bir şey ifade etmiyor. Ben Üniversiteden kıdemli profesör olarak emekli bir vatandaş olarak 28 Mayıs 2023 ün hemen öncesinde boyası kendimden saçımı 70 TL ye boyattım, Temmuz 2023 te kuaför benden 200 TL istedi. Arabamın deposunu 900 TL ye doldurmuştum, bu ay 1500 TL ödedim. Kuru soğanın kilosu 10 TL idi bu ay 17 TL. Eve haftada bir temizlik için gelen kadın 600 TL alıyordu, şimdi 900 TL istiyor, yani %50 artış yapmış gündeliğine. Benim maaşıma gelen zam %25. 6 Mayısta yakın arkadaşımın oğlu evlendi, 9000 TL ye aldığım tam altın şimdi 12000 TL, 15 Haziranda üniversite öğretim üyesi kızım burslu olarak Viyana’ya giderken Euro 21 TL idi, bugün 34 TL.
İki ay önce ben emekli maaşımla 30 depo yakıt alabilirken şimdi 20 depo yakıt alabiliyorum, saçımı 340 kez boyatabilirken şimdi 155 kez boyatabiliyorum. İki ay önce emekli maaşım 1142 Euro iken, şimdi %25 artıştan sonra zamlı maaşım(!) 912 Euro. Yazlıktan komşumuz Almanya’dan emekli işçi, ilkokul mezunu, 20 yıl çalışmış, 1500 Euro emekli maaşı alıyor, Euro arttıkça Türkiye’de geçirdiği süreyi uzatıyor; ben ömrümü okuma-yazmaya, çalışmaya adamış ve halen de devam eden, 43 yıl aktif doktorluk yapmış üniversiteden üst seviyede emekli olmuş kıdemli profesör 900 Euro emekli maaşı alıyorum. Yukarıda verilen örnekler birçok vatandaş için gerekli olmayan kalemler olabilir, Euro ile benim işim yok, arabam yok ki yakıt alayım, saç boyatmak ta ne diyebilir, ama herkesçe malum ki günlük hayatın olmazsa olmazları olan ekmek, su, zeytin, peynir, bakliyat, elektrik gibi temel ihtiyaçlarda bile yukarıdaki artışlara benzer fiyat artışları oldu. Konut satış ve kira fiyatları ise duyduğunuzda dudağınızı uçuklatacak rakamlarda. 7500 TL emekli maaşı, ya da 1100 TL asgari ücret alan vatandaşın vay haline.
Günlük hayatta rakamlar 2 ay içinde bazı kalemlerde %100 e yakın bazılarında %100 ü geçen oranlarda artış olduğunu gösteriyor. Buna biz pahalılaşma diyoruz. Bilimsel adı ise enflasyon. İşte vatandaş olarak benim enflasyonum bu. Yani bilimsel anlamda devletin resmi kurumlarının ifade ettikleri değil, gerçek yaşam verisi. Bizler kısmen yoksunluk içinde çocukluk ve gençliklerini geçirmiş olgunluk kuşağı bireyler olarak yaşantımızda kimi kısıntılar yaparak ya da her şeyi daha tasarruflu kullanarak bu zor günleri atlatmaya çalışıyoruz. Örneğin ben saçımı evde kendim boyuyorum, Eve temizlik için yardımcı almıyorum iki aydır, kendim yapıyorum temizliğimi. Bulaşık ve çamaşır makinesini indirimli tarife olması sebebiyle gece saat ondan sonra çalıştırıyorum. Olabildiğince toplu taşıt kullanıyorum veya yürüyorum. Zorunlu olmadıkça ki artık bu dönemde pek zorunluluk olmuyor, giysi, ayakkabı almıyorum. Ama kullan-at pratiğini yaşayan, kafelerde sosyalleşen yeni genç kuşak ve hatta çocuklar buna alışkın değiller. Çocuklar için aileler zor dudumda, çocuk enflasyonu anlamıyor. Gençler bolluğa alıştılar, kısıntıya gitmek onlar için deneyimlenmiş bir şey değil. Kredi kartı üstüne kredi kartı çıkartıyorlar, biriyle diğerini kapatıyorlar. Son 6 ayda kredi kartı sayısı ve kredi kartı ile harcamalar kat be kat artmış. Nereye kadar…
Peki çözüm ne? TC devleti şeffaf olup gerçek rakamları açıklayacak. Kamuda etkin tasarrufa gidecek, “itibardan tasarruf olmaz” söylemi külliyen terkedilecek. Ücret artışı-fiyat artışı sarmalından kurtulup, zengini daha çok zenginleştirip, fakiri daha çok ezdiren ranta dayalı ekonomiden vazgeçilerek, popülist değil gerçek bilimsel mali politikalar uygulanarak, tüketimi değil üretimi teşvik ederek, mali disiplin içinde bu zor günler aşılabilir. Yanlışlarda ısrar edilirse ülkeyi daha da zor günlerin beklediğini öngörmek için müneccim olmak gerekmez.
- https://data.tuik.gov.tr Temmuz 2023
- https://enagrup.org Temmuz 2023
- https://www.tcmb.gov.tr Temmuz 2023