Toplum olarak sağlık konusunda çok şey konuşuyoruz ama doğru ilkyardım uygulamalarını bile bilmiyoruz.
2002 yılında “İlkyardım Yönetmeliği” çıktığında çok heyecanlanmıştık; ancak bu yönetmelik, halkın ilkyardım bilgi ve beceri düzeyini yükseltecek niteliklerden çok uzak oldu.
Ülkemizde her gün tahmini 200 civarında ani kardiyak ölüm meydana geliyor, ancak hemen hiçbirine uygun temel yaşam desteği yapılmıyor Otomatik eksternal defibrilatörün varlığından bırakın toplumu, hekimler bile haberdar değil. Ambulans geldiğinde her şey için zaten çok geç oluyor.
Bu yönetmelik halkımızı ilkyardım uygulamalarını öğrenmeye teşvik etmekten öte, iş yerlerinde ilkyardımcı yetiştirmeyi hedeflemişti. Ancak, yönetmeliğin ilkyardım merkezlerinin açılması, eğitim faaliyetlerinin yürütülmesi bakımından Milli Eğitim Temel Kanunu ile uyuşmazlıkları mevcut. Bu bakımdan yönetmelik değişikliğinde yarar var, ancak en azından sekiz yıldır bu değişikliğin yapılması bekleniyor.
Acil servislerin sorunlarını ve bunların çözümü için gereken yasal düzenlemeleri burada yeniden dile getirmenin manası yok.
Aile hekimliği nereye doğru gidiyor, bilemiyoruz. Sağlık ocakları kapanırken hekimler karşı çıkmıştı. Sağlık Bakanlığı aile hekimliği sistemini tanımladı ve başlattı. Şimdi ise sistemde değişiklikler yapılmak isteniyor. Hekimler de bu kez aile hekimliğinin ilk tanımlandığı haline sahip çıkmaya çalışıyor.
Bütün hastanelerin mali durumları ortada, sağlık çalışanları mutsuz. Tam gün çalışma ile ilgili yıllardır tüm çalışanları memnun edecek net bir çözüme ulaşılamadı. Hastalar hastanelere kolay ulaşıyor ama nedense sorunları bir türlü çözülmüyor. Herkes her hastaneye gidebilecekti ama özel hastaneler ücretli, Yeşil Kartlılar sevk olmadan üniversite hastanelerine gidemiyor. SGK uygulamaları ise malumunuz.
Ve çare bulundu!
Televizyonlarda ana haberlerde dakikalarca, gazete manşetlerinde uzun uzun haberleri yapıldı: Sağlık Bakanlığı akupunktur, hipnoz, hirudoterapi, refleksoloji, ozonla tedavi, mezoterapi, fitoterapi, homeopati, osteopati, kyropraktik, maggot, apiterapi, proloterapi ve kupa uygulamaları ile ilgili yönetmelik hazırlıyor.
Acil servislerde de, maliyeti düşük olan bu yöntemlerle sorunları çözüp hastalarımızı daha mutlu edebilir miyiz acaba?
Sütür atılan çocuğa girişimsel sedo-analjezi yerine hipnoz?
Renal kolik ağrısına İV analjezik yerine akupunktur?..