Bu yazı serisinin birinci bölümündeki giriş kısmı aynı kalmak üzere, yani aynı sözler bu bölüm için de geçerli olmak üzere, bu ikinci bölümde Türkiye üniversitelerindeki tıbbi genetik biliminin formal geçmişi hakkında bildiklerimi aktarmak istiyorum. Elbette eksiklerim ve/veya yanlışlarım olacaktır, onları da bilenlerin tamamlayacağını umuyorum. Aslında, internete girildiği zaman pek çok “tıbbi genetik” ya da “genetik” tarihçesi ile ilgili kaynaklar bulmak mümkün, fakat genellikle eksik bırakılan yerleri oldukça fazla. Bunların en kapsamlısı galiba sayın Prof. Dr. Turgut Ulitin tarafından kaleme alınanı. O bilgileri de dikkate alarak Türkiye tıp fakültelerindeki, özellikle 1982 öncesindeki tıbbi genetik biliminin resmi yapılanmasını anlatmaya çalışacağım. Bundan sonrasının, Tıbbi Genetik Derneğinin görevleri arasında olduğuna inanıyorum. Zira aramızda, kendi “velinimetleri” olan kimseye bile en insafsız iftiraları atarak onu “yok” sayabilen, hatta bu iftiraların yargı kararlarıyla onaylanmasından sonra bile müfteri sıfatlarıyla ortalıkta boy göstermekten arlanmayan insan maskeli yaratıkların da olabileceği unutulmamalıdır. Onun için bu görevin Tıbbi Genetik Derneği tarafından yerine getirilmesini öneriyorum.
Prof. Dr. T. Ulitin tarafından da belirtildiği üzere, Türkiye’deki ilk genetik çalışmaları, tıp fakültelerinin dışındaki fakültelerde başlamış ve devam etmiştir: C. Coswick, A. Heilborn, Mehpare Heilborn, Sara Akdik, Atıf Şengün, Emine Bilge, Yusuf Vardar, Orhan Düzgüneş, İbrahim Demir, Şehabettin Elçi, Halis Ruhi Ekingen, Ali Nihat Bozcuk, Aykut Kence, Nermin Gözükırmızı vb. Türkiye’deki insan genetiği çalışmaları ise ilk olarak 1930 yıllarında İstanbul Tıp Fakültesinde (Sadi Irmak, Perihan Çambel, Atıf Kansu, İhsan Hilmi Antar, vb) başlamış ve Prof. Dr. Sadi Irmak tarafından Veraset Biyolojisi adı altında bir de kitap yayınlanmıştır. Aynı Fakültede Dr. Reimann tarafından ilk tıbbi sitogenetik çalışmalarına 1958 yılında başlanmış ve daha sonra Prof. Dr. Gülten Erdoğan 1965 yılından itibaren çalışmalara devam etmiş, 1972 yılında İç Hastalıkları içerisinde Tıbbi Genetik seksiyonu kurulmuş ve 1982 yılında da bu seksiyon Bilim Dalı haline gelmiştir.
Daha yakın zamana gelinecek olursa durum şöyledir: 1963 yılında kurulan Hacettepe Tıp Fakültesi bünyesinde Tıbbi Genetik çalışmaları Prof. Dr. Burhan Say ve Prof. Dr. Kutay Tayşi tarafından başlanmış, Prof. Dr. Ergül Tunçbilek ve Prof. Dr. Sevim Balcı tarafından devam ettirilmiştir. Ayrıca Moleküler Biyoloji bölümünde Prof. Dr. Altan Günalp ve Mikrobiyoloji Bölümünde de Prof. Dr. Muvaffak Akman moleküler çalışmaları başlatmıştır. 1975 yılında B. Say ve K. Tayşi tarafından bir de Tıbbi Genetik kitabı yayınlanmıştır.
Türkiye’de ilk resmi Genetik Kürsüsü ise 1966 yılında Ankara Tıp Fakültesi bünyesinde kurulmuş ve başkanlığına da o zaman öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Bekir Sıtkı Şaylı getirilmiştir. Daha sonra 5 kitap yayınlayan Şaylı, 1972 yılında tıbbi genetik bilim dalının uzmanlık tüzüğüne girmesini sağlamıştır. Keza Prof. Dr. B. S. Şaylı, 1966 yılında kurulan, fakat 1969 yılında kendi fakültesinde öğretime başlayan Diyarbakır Tıp Fakültesindeki Tıbbi Genetik Kürsüsü öğretimi ve yönetimini de o zaman asistan olan Prof. Dr. Nurettin Başaran ile birlikte 1977 yılına kadar sürdürmüş ve bu tarihten itibaren görevi Türkiye’nin ilk Tıbbi Genetik Doçenti olan Prof. Dr. Nurettin Başaran’a devretmiştir. Yani tıbbi genetik bilim dalı 1966 yılında ilk kez Kürsü olarak kurulmuş, 1972 yılında uzmanlık dalı olarak kabul edilmiş, 1976 yılında doçentlik bilim dalı olmuş ve 1982 yılına kadar da böyle devam etmiştir. Ayrıca 1982 öncesinde Ankara Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği bünyesinde Tıbbi Genetik çalışmaları Prof. Dr. Memnune Yüksel Apak tarafından yürütülmüştür. 1982 yılından sonraki gelişmeler, çoğunluk tarafından bilindiği için üzerinde durmayacağım.
Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesinde ( 1993 yılından itibaren adı Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi olmuştur) 1980 yılında Prof. Dr. Nurettin Başaran tarafından kurulan Tıbbi Genetik Kürsüsü, 1982 yılındaki YÖK ile birlikte Tıbbi Genetik Bilim Dalı haline gelmiştir. Prof. Dr. N. Başaran tarafından 1982 yılında yazılan Tıbbi Genetik adlı ders kitabı da onuncu baskısını yapmıştır.
Cerrahpaşa ve daha sonra kurulan Edirne Tıp Fakültelerinde 1971 yılından itibaren Prof. Dr. Asım Cenani tarafından klinik genetik ve sitogenetik çalışmaları başlatılmış, ayrıca Edirne Tıp Fakültesinde Tıbbi Genetik Kürsüsü de kurulmuştur.
Tıbbi genetiğe gönül ve emek vermiş iki öğretim üyesini daha zikrederek bu köşe yazısı sınırlarını fazla zorlamadan konuyu kapatacağım. Bunlardan biri Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği bünyesinde Tıbbi Genetik Bilim Dalını kurarak eğitime de başlayan Prof. Dr. Oğuz Aksu ile asistanı Prof. Dr. Cihangir Özkınay, diğeri ise önce Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde ve daha sonra da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki çalışmaları ile tıbbi genetiğe gönül veren ve bir de kitap yazan merhum Prof. Dr. Fethi Tezok.
Keza bir önemli hususu daha vurgulamak gerekmektedir: 1982 yapılanmasından önceki tıbbi genetik bilimi ile uğraşanlar arasında önemli bir fark vardır ki o da Prof. Dr. Bekir Sıtkı Şaylı ve Prof. Dr. Nurettin Başaran bu bilim dalını esas meslek olarak seçmişler, fakat bunların dışındaki bilim adamları başka başka mesleklerde çalışırken tıbbi genetikle de uğraşmışlardır (örneğin pediatri, iç hastalıkları, intaniye, fizyoloji gibi).
Sonuç olarak; Türkiye’deki tıbbi genetik bilim dalı resmi olarak ilk kez 1982 yılında değil 1966 yılında Ankara Tıp Fakültesi’nde kurulmuş ve daha sonra da diğer tıp fakültelerinde oluşturulmuştur. Keza 1972 yılında Uzmanlık Tüzüğü’ne girmiş ve 1976 yılında da doçentlik bilim Dalı olmuştur. Unuttuğum, eksik bıraktığım ya da bilmediğim hususlar için şimdiden bağışlanmamı diliyorum. Kurucu üyelerinden ve üçüncü dönem başkanı olduğum Tıbbi Genetik Derneğinin bu konuyu bir görev sayarak kapsamlı bir tarihçe yazacağına inanıyorum. Ayrıca, bir vefa borcu olarak, merhum hocam Prof. Dr. Bekir Sıtkı Şaylı adına tıbbi genetik kongrelerinde verilmek üzere (Tıbbi Biyoloji kongrelerinde olduğu gibi), bir “ödül” düzenlemesinin yapılmasını da Tıbbi Genetik Derneği’ne hem önereceğim hem de isteyeceğim.
Yeni bir konuda buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.